Examples of using "Natural" in a sentence and their turkish translations:
- O doğal değil.
- Doğal değil.
Doğal ol.
Bu doğal değil.
Kömür ve doğal gaz doğal yakıtlardır.
Onun doğal olduğunu sanıyorum.
Oldukça doğal gözüküyor.
Tamamen doğal.
O bir doğal.
Bu doğal mı?
Sen bir doğalsın.
Bu doğal.
Doğal değil mi?
Bu sadece doğal.
O kusursuzca doğal.
O doğal görünüyor.
Senin doğal saç rengin nedir?
Onun doğuştan yetenekleri var.
Bu doğal değil.
Onun doğal bir güzelliği var.
Herkesin doğal yetenekleri var.
Sadece doğal hissettim.
Doğal gibisi yok.
Bu doğal görünmüyor.
Ben bunun doğal olduğunu düşünüyorum.
Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir.
Kediler doğal avcılardır.
Sen doğal bir lidersin.
Doğal davranmaya çalış.
Bu harika bir doğal uzaklaştırıcıdır.
O ülke doğal kaynaklara sahip.
O, doğuştan müzisyen.
Doğal kaynaklar sınırsız değildir.
- Tom doğal sporcu.
- Tom doğuştan sporcu.
O, doğal nedenlerden öldü.
Tom'un doğal bir yeteneği var.
Onların doğal yırtıcı hayvanları yok.
Doğal felaketler yıkıcı olabilir.
Kediler doğuştan avcılardır.
- Tom eceliyle öldü.
- Tom doğal nedenlerle öldü.
Doğal sebeplerden öldü.
Bu, kulağa çok doğal gelen bir Japonca.
- 25 bir doğal sayıdır (0 dahil).
- 25 doğal bir sayıdır (0 dahil).
Tom doğal bir ölümle öldü.
Tilkilerin birkaç doğal yırtıcısı vardır.
Doğal olması gerekir.
Bu doğal bir sayı mı?
Kuşlar böceklerin doğal düşmanlarıdır.
- Asit yağmuru bir doğa olayı değildir.
- Asit yağmuru doğal bir fenomen değildir.
- Asit yağmuru doğal bir olay değildir.
Dünyanın ayı doğal bir uydudur.
Kölelik, normal, doğal ve gerekli.
orada doğal kireç taşı bir plato var
aslında bu bir doğal seleksiyon
Doğal gıda sana iyi gelecektir.
Fizik temel doğa bilimidir.
Su önemli bir doğal kaynaktır.
Kuşlar böceklerin doğal düşmanıdır.
Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.
Japonya doğal kaynaklar bakımından yoksuldur.
Bu doğal değil.
Aptallık aynı zamanda doğal bir yetenektir.
Bana doğal gelmiyor.
Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.
Depremler ve seller doğal felaketlerdir.
Dünyanın uydusu doğal bir uydudur.
O doğal savunma stili egzersizi yaptı.
Gaz önemli bir doğal kaynaktır.
Benim doğal saç rengim sarıdır.
- Gökkuşağı doğal bir olaydır.
- Gökkuşağı bir doğa olayıdır.
Tom bir doğuştan öğremen.
Bu benim doğal saç rengim.
Uranüs'ün bilinen 27 tane doğal uydusu vardır.
Bu ülke birkaç doğal kaynağa sahiptir.
O doğal nedenlerden ölmüştü.
Sydney'in güzel bir doğal limanı vardır.
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
Bu araba doğal gazla çalışır.
Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.
Kediler ve fareler doğal düşmanlardır.
Kelime bilgisini doğal bir şekilde öğrenin.
- Sami doğal sebeplerden ötürü ölmedi.
- Sami doğal sebeplerden dolayı ölmedi.
- Sami doğal nedenlerden ötürü ölmedi.
Bu benim doğal saç rengim değil.
Tom, Mary'nin doğuştan sarışın olmadığını düşündü.
Doğal bir haşere kontrol aracı,
Bütün sapmalar doğal bir son bulur
elektrik üretmek için doğal gaz kullanan
onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile
daha doğal bir durum beklemiştik ama
Doğal kaynaklarımızdan faydalansak iyi olur.
Ülkemiz doğal kaynaklarını geliştirmeli.
Yorgunluk, fazla çalışmanın doğal sonucudur.
Bölge doğal kaynaklar açısından zengindir.