Translation of "Crab" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Crab" in a sentence and their turkish translations:

I've never eaten crab.

Hiç yengeç yemedim.

Another hermit crab creates a distraction.

Başka bir keşiş yengeci ortalığı karıştırıyor.

Do you prefer lobster or crab?

Istakoz mu yoksa yengeç mi tercih ediyorsunuz?

I regard crab as a great delicacy.

Benim için yengeç muhteşem bir lezzettir.

Do you know how to cook a crab?

Bir yengeci nasıl pişireceğini biliyor musun?

She comes around a corner and spots a crab.

Köşeden dönüp bir yengeç gördü.

And then the crab thinks, "Okay, everything's all right,"

Sonra yengeç "Her şey yolunda." diye düşünerek

You can't teach a crab how to walk straight.

Bir akrebe nasıl düz yürüyeceğini öğretemezsin.

The crab is an animal that lives at sea.

Yengeç, denizde yaşayan bir hayvandır.

She initially adopted the same method to crab hunting with lobster.

İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.

The problem when you're a crab, you're being now hunted by a liquid animal.

Yengecin en büyük sorunu, peşindeki avcının sıvı bir hayvan olması.

She can pour herself through a tiny little crack. And the crab seems to sense her

Kendini küçücük bir çatlaktan sokabiliyor. Yengeç onu hisseder gibi oldu

A heron, a crab, lots of fish and other creatures used to live in a pond.

Bir balıkçıl, bir yengeç, çok sayıda balık ve diğer canlılar bir havuzda yaşardı.