Examples of using "Onwaarschijnlijk" in a sentence and their turkish translations:
O olası değil.
Fakat bu ihtimal pek mümkün görünmüyor.
Sanırım o büyük ölçüde mümkün değil.
Tom'un toplantıya katılması pek olası değil.
İyileşmem pek mümkün olmadığından
Tom'un bu raporu yazmış olması çok zayıf bir olasılıktır.
Bir bilgisayar korsanının web sitemize erişmesi muhtemel değil.
Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.