Examples of using "Mannetje" in a sentence and their turkish translations:
Bir erkek.
Rakip bir erkek.
Erkek yine geldi.
Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.
Deniz atlarında hamile kalan erkektir.
O bir dişi yavru mu yoksa erkek yavru mu?
Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.
Yalnız bir erkek bile sürünün çağrısını takip eder.
Yumuşak tabanları sayesinde altı tonluk bir erkek bile fark edilmeyebilir.
Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.
Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.
Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.
Yavruları üç kilometre uzakta. Büyük erkek de hâlâ bölgede.
...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.