Examples of using "Heuvel" in a sentence and their turkish translations:
Tepeyi gördüm.
Tepe her zaman yeşildir.
Ben tepeye yürüdüm.
O, tepede duruyor.
Çocuklar tepeden aşağıya yuvarlandılar.
- Tepeye çıkmalısın.
- Tepeye tırmanmalısın.
Evim bir tepe üstündedir.
Tepe karla kaplanmıştı.
Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.
Yaşlı adam tepede durdu.
Eski kale tepe üzerinde duruyor.
Tepenin ardında güzel bir vadi uzanır.
O arabayı yokuş aşağı itti.
Tepenin üstünde güzel bir kilise duruyor.
Tepedeki ev bayağı eski.
Ne diyorsunuz? Halatla mı inelim, karlı taraftan aşağı mı kayalım?
Tepede öldürülen adam kimdi?
Bu yüzeyden kayarak inmek için küreğimi kullanabilirim diye düşünüyorum.
Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.