Examples of using "Stond" in a sentence and their turkish translations:
Herkes durdu.
O, ayakta duruyordu.
Tom ısrar etti.
Kim ayakta durdu?
Tom ayakta durdu.
Kalktın mı?
O, ayağa kalktı.
Ona kefil oldum.
E-postada şöyle yazıyordu "Tebrikler!
Adam ayağa kalktı.
O benim arkamda durdu.
O benim önümde durdu.
Tom, Mary'nin önünde durdu.
Buzdolabı kapısı açıktı.
Ona çok saygı duymuştum,
Sert bir rüzgar esiyordu.
Ev çökmek üzereydi.
Onun evi yanıyordu.
O, kapıda duruyordu.
Cep telefonum kapalı.
O, sandalyenin arkasında durdu.
Sınıfın önündeki duraktaydı.
O, kapının arkasında duruyordu.
Kapı açık değildi.
Ev yanıyordu.
O, bir süre orada durdu.
Bugün erken kalktım.
Durdum.
Bahçemiz otlarla dolu.
O erken kalkardı.
O, başının üzerinde durdu.
Ben Tom'un hemen arkasındaydım.
Tom 7.00'de kalktı.
Orada büyük bir sedir ağacı vardı.
Kraliçe kralın yanında durdu.
Ay, ufkun üzerindeydi.
Oda mobilya ile doluydu.
Ben her zamanki gibi erken kalktım.
Gözleri kapalı orada durdu.
Noel Baba bahçede duruyordu.
- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.
Ben bir trafik sıkışıklığına yakalandım.
Prenses piyanonun yanında durdu.
Şehrin tümü su altındaydı.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
Tom her zamankinden daha erken kalktı.
Onun adı listede yoktu.
Yaşlı adam tepede durdu.
TV bütün gece açıktı.
Gözlerinden uyku akıyordu.
Bu sabah altıda kalktım.
Bahçe mor zambaklarla doluydu.
Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.
Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.
Tom 6.30'da kalktı.
O neredeydi?
Evimin önünde uzun bir ağaç vardı.
Tom, Westminster Metro İstasyonunda platformda durdu.
Part-time bir iş başvurusu konusunda ısrar etti.
Sabah saat beşte uyandım.
Tren gitmek üzereydi.
Sıranın sonunda durdu.
Kalktığım zaman baş dönmesi hissettim.
O bir öğretmendi.
Tam da dışarı çıkmak üzereydi.
Tom kalktı ve mutfağa yürüdü.
Ben komitenin kararını destekledim.
- Tom dizüstü bilgisayarını kapatıp ayağa kalktı.
- Tom laptopunu kapattı ve ayağa kalktı.
Irmağın kenarında terk edilmiş bir araba vardı.
Leyla yolun ortasında duruyordu.
Gazete onun intihar ettiğini söylüyor.
Dairemin kapı eşiğinde dururken
o gölün yanında durduktan 54 gün sonra
Öğretmen onun eve gitmesi için izin verdi.
Kapının üzerinde büyük bir altın yıldız vardı.
Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.
O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.
Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.
Tam evi terk edecektim.
Bana çok yakın duruyordu. Bu rahatsız ediciydi.
Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.
Uçak kalkmak üzereydi.
Saçımı yıkayacağım.
Onların bahçede dolaşmasına izin verdi.
Polisler bir arama emri ile Tom'un kapısındaydılar.
Tom garip bir şeyler olduğunu fark etti.
Duş alırken telefon çaldı.
İlk trene yetişmek için erken kalktım.
Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.
Gazeteye göre intihar etmiş.