Examples of using "Staat" in a sentence and their turkish translations:
Herkes ayakta.
Fermuarın açık!
Artık hazır.
Düşünce özgürdür.
Hele şükür gittiler!
Yatak yanıyor!
Bu ne anlama geliyor?
WHO, Dünya Sağlık Örgütü anlamına gelir.
- Siyah sana yakışıyor.
- Siyah sana uyar.
- Mavi sana yakışıyor.
- Mavi senin üzerinde iyi görünüyor.
O yanıyor.
Dışarıda birisi var.
Ağaç diktir.
Bu ev boş.
Senin çantan açık.
Pencere açık mı?
O erken kalkar.
Karar kesindir.
TV açık.
- Yeşil size uyar.
- Yeşil size uyuyor.
- Yeşil Alice'e uyuyor.
- Yeşil Alice'e yakışır.
O erken kalkıyor.
- Bu ihtilaf ötesi.
- Bu su götürmez bir şey.
Televizyon kapalı.
- Telefon durmak bilmiyor.
- Telefon sürekli çalıyor.
Banyo hazırdır.
Ev boştur.
O üzerinde çok iyi duruyor.
Alarm açık.
Temizlik imandan gelir!
Katedral nerede bulunuyor?
Buzdolabının kapısı açık.
Annem erken kalkar.
- Sen benim yolumdasın.
- Bana ayak bağı oluyorsun.
Onlara bir sürü şey eklediler.
Ev yanıyor.
O televizyonun sesi çok yüksek.
JST Japonya Standart Zamanı anlamına gelir.
"Senin evin nerede?" "Şu ilerde."
Tom çatıda.
O hep erken kalkar.
Adım nerede yazılı?
Bu elbise sana uydu.
Çalı yanıyor.
Bina yanıyor.
Almanya federal bir devlettir.
Tom duşta.
Her şey altüst.
Namibya bir Afrika devletidir.
Orman ağaçlarla dolu.
- Tom amuda kalkmış.
- Tom başının üstünde duruyor.
- Kısa saç ona daha iyi duruyor.
- Kısa saç ona daha çok yakışıyor.
- Cep telefonu kapalı.
- Cebi kapalı.
Bu şapka üzerinde iyi durdu.
O mayo sizde gerçekten iyi görünüyor.
O elbise senin üstünde iyi gözüküyor.
Dedem erken kalkar.
Ev yanıyor!
Engel oluyorsun.
Babam erken kalkar.
"UN" "Birleşmiş Milletler" anlamına gelir.
Bana bunun ne dediğini söyle.
Gökdelen yanıyor.
O, erken kalkmaz.
Gözaltında değilsin.
Bu pantolon bana iyi oldu.
O sahnede duruyor.
- Yolunu kapatıyorsun.
- Bana ayak bağı oluyorsun.
UN,United Nations'ın simgesidir.
Tom erken kalkmaz.
Tom bir ikilemle karşı karşıyadır.
Tom onunla tanınır.
Eviniz yanıyor!
Arabam dışarıda parkedilmiş.
Senin çöp kutun alevler içinde yanıyor.
O, tepede duruyor.
Bugün rüzgar yok.
Masanın üstünde bir radyo var.
Pazar sabahları geç kalkar.
Senin adın listede ilk sırada bulunuyor.
İşte benim listemin başında olan bir yer.
ve karşılığında bizim adımıza gittikçe daha azını istiyor.
SOS'in anlamı "Ruhlarımızı Kurtarın"dır.
Dünya tersine dönmüş.