Translation of "Man" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Man" in a sentence and their turkish translations:

Man.

Tanrım!

De kale man is mijn man.

Kel adam benim kocamdır.

Man: Geweldig.

Adam: Evet, harika.

- Ken je die man?
- Kent u die man?
- Kennen jullie die man?

O adamı tanıyor musun?

- Ik ben een man.
- Ik volg een man.

Ben bir erkeğim.

- Wie is deze man?
- Wie is die man?

Bu adam kim?

- Is dat uw man?
- Is dat jouw man?

- Bu kocan mı?
- Kocan mı bu?
- Kocan bu mu?

- Jij bent een man.
- U bent een man.

Sen bir erkeksin.

O, man. Nee.

Tanrım. Olamaz!

De man bloosde.

Adam kızardı.

Bel mijn man.

Kocamı arayın.

- Zij heeft haar man vergiftigd.
- Ze heeft haar man vergiftigd.
- Ze vergiftigde haar man.

O, kocasını zehirledi.

- Mijn man loog tegen mij.
- Mijn man heeft me belogen.

Kocam bana yalan söyledi.

- Je bent een wijze man.
- Jij bent een wijze man.

Akıllı bir adamsın.

- Zij heeft haar man vergiftigd.
- Ze heeft haar man vergiftigd.

O, kocasını zehirledi.

Een man, een vrouw,

bir erkekle, bir kadınla,

Maar deze man niet.

Ama bu adam için öyle diyemeyiz.

Kleren maken de man.

Giysi insan yapar.

De man stond op.

Adam ayağa kalktı.

Vecht als een man!

- Bir erkek gibi dövüş!
- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.

De man heeft gelijk.

Adam haklı.

De man is naakt.

Adam çıplak.

Is je man thuis?

Kocan evde mi?

Ik bezit deze man.

Bu adam bana ait.

Man, jij bent dronken.

Adamım, sen sarhoşsun.

Mijn man is lui.

Benim kocam tembeldir.

Tom is mijn man.

Tom benim kocamdır.

Ik ben een man.

Ben bir erkeğim.

Wat een komische man!

Ne komik adam!

De man is jong.

Adam gençtir.

Is dat jouw man?

- Bu kocan mı?
- Kocan mı bu?
- Kocan bu mu?

Die man is gevaarlijk.

Şu adam tehlikeli.

Deze man is dood.

O adam ölü.

De man is politieagent.

O adam bir polistir.

Die man is knap.

Bu adam yakışıklı.

De man is groot.

Adam uzun boyludur.

Tom kent Mary's man.

Tom Mary'nin eşini tanıyor.

Jij bent geen man.

Sen bir erkek değilsin.

De oude man zit.

Yaşlı adam oturuyor.

De man eet brood.

Adam ekmek yiyor.

De man is sterk.

O adam güçlü.

De man is oud.

- Adam yaşlıdır.
- Adam ihtiyar.

De man drinkt water.

Adam su içiyor.

Wat een treurige man!

Ne üzgün bir adam!

Wie is die man?

- Bu adam kim?
- Bu adam kimdir?

De man bezoekt Moskou.

Adam Moskova'yı görüyor.

De man at brood.

Adam ekmek yedi.

Die man at brood.

Şu adam ekmek yedi.

M'n man is overleden.

- Kocam öldü.
- Kocam vefat etti.

Vecht zoals een man.

- Erkek gibi dövüş.
- Adam gibi dövüş.

Haar man is rijk.

Onun kocası zengindir.

- En jullie? Vertrouwen jullie deze man?
- En jij? Vertrouw je deze man?

- Peki ya sen? Bu adama güveniyor musun?
- Peki ya siz? Bu adama güveniyor musunuz?

- Je bent een erg knappe man.
- U bent een erg knappe man.

Çok yakışıklı bir adamsın.

- "Een kat?" vroeg de bejaarde man.
- "Een kat?" vroeg de oude man.

Yaşlı adam "Kedi mi?" diye sordu.

Dit is een sportieve man

Sporla uğraşan bir çocuktu,

De man schrijft geen brief.

Adam mektubu yazmıyor.

De oude man ging zitten.

Yaşlı adam oturdu.

De oude man leeft alleen.

- Yaşlı adam tek başına yaşıyor.
- Yaşlı adam kendi başına yaşamaktadır.

De man keek me aan.

Adam bana baktı.

De man stierf aan kanker.

Adam kanserden öldü.

Hij is een dappere man.

O cesur bir adam.

Een man moet eerlijk zijn.

Bir insan dürüst olmalı.

Tom is een rijke man.

- Tom, zengin bir adam.
- Tom varlıklı bir adamdır.

Tom is een gemiddelde man.

Tom ortalama düzeydedir.

Die man is een soldaat.

O adam bir asker.

De man gedroeg zich vreemd.

Adam garip davranıyordu.

Tom is een geduldige man.

Tom sabırlı bir adamdır.

De man heeft veel geld.

Adamın çok parası var.

Hij is al een man.

- Zaten bir adam.
- O artık bir erkek.
- O zaten bir adam.

Hebt u deze man gezien?

- Bu adamı gördünüz mü?
- Bu adamı gördün mü?

Ik ben een oude man.

Ben yaşlı bir adamım.

Tom is een machtig man.

Tom güçlü bir adam.

Ge hebt uw man bedrogen.

Kocanı aldattın.