Translation of "‫ويمكن" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‫ويمكن" in a sentence and their turkish translations:

‫ويمكن تناول هذه،‬

Ve bunları yiyebilirsiniz.

ويمكن ترجمة الرموز حرفيا

Ve karakterler tam olarak

‫ويمكن أن يبدو كالمياه.‬

Bu, su gibi görünebilir.

ويمكن صنع فيلم جيد حقا

ve gerçekten çok iyi bir film yapılabilir

ويمكن أن يذهب إلى العروض

ve gösterilere gidebiliyordu

توم مجتهد ويمكن الإعتماد عليه.

Tom çalışkan ve güvenilir.

‫ويمكن أن يعني أيضا انخفاض الانبعاثات.‬

Eğitim; seçenekler, uyum yeteneği, güç demek.

‫ويمكن للبرد أن يكون تهديدًا أكبر.‬

Soğuk, daha da büyük bir tehdit oluşturabilir.

ويمكن أن تنتقل عبر اتصال لاسلكي

doktorla, hastayla ya da ona ihtiyacı olan kişiye

ويمكن أن يستغرق شهرًا بأكمله لهضم ورقة واحدة .

Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,

ويمكن أن تشمل في يوم ما الكرة الأرضية.

ve bir gün tüm dünyaya yayılabilir.

ويمكن حتى لأولياء الأمور النظر لرؤية غياب اللون في اللوحات

Hatta aileler de resimlerdeki renk eksikliklerine bakarak

‫هذه من عائلة "الفربيون"،‬ ‫ويمكن للـ"فربيون" أن يكون قاتلاً.‬

Bu sütleğen ailesinden ve sütleğenler ölümcül olabilir.

أعني ويمكن أن جدتنا لا تستطيع الرقص في Taşikardi، طبيعي جدا.

Yani Taşikardi'de dans etmeyebilir tabii büyükannemiz, yani normal.

‫ويمكن أن يستوطن بها مختلف الكائنات.‬ ‫لذا يجب أن نلزم الحذر.‬

Bunlar bir sürü yaratığa ev sahipliği yapabilirler. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

على الرغم من إثبات نفسه كمنظم ممتاز ويمكن الاعتماد عليه في المعركة ،

Suchet mükemmel bir organizatör olduğunu ve savaşta güvenilir olduğunu kanıtlasa

ويمكن فتح فتحتها الجديدة المكونة من قطعة واحدة في سبع ثوانٍ فقط.

Ve yeni tek parçalı kapağı sadece yedi saniyede açılabilir.

يتميز Curiosity Stream بالعديد من العروض الحصرية والأصلية الحائزة على جوائز ، ويمكن دفق

Curiosity Stream, birçok ödüllü özel ve orijinal içeriğe sahiptir ve tüm içeriği

‫إن وجدت إحدى عقارب "بارك"،‬ ‫وهي عقارب صغيرة، فهي شديدة السمية‬ ‫ويمكن أن تقتلك.‬

Küçük akreplerden birine denk gelirseniz çok zehirlidirler ve sizi öldürebilirler.