Translation of "يبدو" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "يبدو" in a sentence and their turkish translations:

يشبه ، يبدو.

andırıyor, benziyor.

لا يبدو

görünmüyor

يبدو قوياً.

- O güçlü görünüyor.
- O güçlü gözüküyor.

يبدو شاباً.

O genç görünüyor.

يبدو متعباً.

O yorgun görünüyor.

يبدو لذيذا.

Lezzetli görünüyor.

يبدو جيدا

O iyi görünüyor.

يبدو بائسا.

O perişan görünüyor.

- يبدو مريباً.
- يبدو كأنه شخص مثير للشك.

O şüpheli görünüyor.

- يبدو رجلا أمينا .
- يبدو أنه رجل أمين .

O, dürüst bir adam gibi görünüyor.

يبدو افتراضًا آمنًا

Güvenilir bir varsayım olarak duruyor.

‫يبدو قديماً ومتداعياً.‬

Biraz eski  ve yıpranmış görünüyor.

ذلك يبدو سخيفا.

Bu çok saçma görünüyor...

يبدو ذلك مألوفًا.

Tanıdık geliyor.

يبدو عليك الملل.

Sıkılmış görünüyorsun.

إنهُ يبدو كالحلم.

Bu bir rüya gibi.

يبدو "توم" مذهلا

Tom harika görünüyor.

يبدو كين سعيداً.

Ken mutlu görünüyor.

ذلك يبدو جيدا

O iyi görünüyor.

يبدو وكأنّها ستمطر.

Yağmur yağacak gibi görünüyor.

يبدو صادقاً كفاية.

O yeterince dürüst görünüyor.

يبدو أنك ذكي.

- Akıllı görünüyorsun.
- Zeki görünüyorsun.

توم يبدو سعيداً

Tom mutlu görünüyor.

يبدو أنك تفهمه.

Onu anlıyor gibi görünüyorsun.

يبدو توم قويّا.

Tom güçlü görünüyor.

- هذا يبدو لي مقرفا.
- هذا يبدو مقرفا بالنسبة لي.

O benim için iğrenç görünüyor.

نعم، يبدو هذا سيئًا.

Evet, kötü görünüyor.

لكن يبدو أنه خطأ.

Görünen o ki bu doğru değil.

يبدو الأمر مقلقًا للغاية.

bu durum çok endişe verici.

‫ويمكن أن يبدو كالمياه.‬

Bu, su gibi görünebilir.

لا يبدو الفكرة المثلى.

iyi bir fikir değil.

كيف يبدو مسار العالم،

Zamanla değişen refah düzeyini

‫يبدو...‬ ‫ذراع بشري كامل!‬

Bu sanki... Bir insan iskeletinin kolu!

نعم يبدو هذا النمل

evet bu karıncaların sesi

نعم يبدو مثيرا للاهتمام.

Evet biraz ilginç geliyor.Farkındayım.

يبدو توم شاحب الوجه.

Tom solgun görünüyor.

يبدو أنه ليس موافقا.

Aynı fikirde değil gibi görünüyor.

يبدو توم بحال جيدة.

Tom şimdi iyi görünüyor.

"يبدو كثيراً مثل الإنفلونزا"

"Grip gibi."

يبدو لي مثيرًا للاهتمام.

O bana ilginç görünüyor.

يبدو كأنهم لن يغادروا.

- Ayrılmayacaklar gibi görünüyor.
- Gitmeyecekler gibi geliyor.

يبدو أن العصافة هدأت.

- Fırtına sakinleşti gibi görünüyor.
- Görünüşe göre fırtına dindi.

يبدو توم في حيرة.

Tom şaşırmış görünüyor.

لا يبدو هذا عاديّا.

Bu normal görünmüyor.

هذا يبدو مقرفا بالفعل.

O gerçekten iğrenç görünüyor.

- يبدو أن بعض الأناس يتفقون معك.
- يبدو أن بعض الناس يوافقونك.

Bazı insanlar seninle aynı fikirde gibi görünüyor.

هذا ما يبدو عليه دماغك

Sizin beyniniz böyle bir şey.

وإنه يبدو حقًا افتراضا منطقيا

Bu, bilimin ortaya koyduğu uyarıların,

شيء لا يبدو صحيحًا تمامًا.

Bir şeyler doğru hissettirmiyor.

يبدو الأمر كمشاهدة حدوث السحر.

büyülü bir şeye tanık olmuşsunuz gibi geliyor.

‫قد يبدو جميلاً، لكن حذار.‬

Güzel görünebilir, ama dikkatli olun.

‫يبدو لي إنه براز دب.‬

Bana kalırsa bu ayı kakası.

‫لديّ حربة...‬ ‫وذئب يبدو عدوانياً!‬

Bir mızrağım... Ve sinirli görünen bir kurt var.

‫لدي حربة،‬ ‫وذئب يبدو عدوانياً.‬

Bir mızrağım  Ve sinirli görünen bir kurt var.

يبدو ذلك دراميًا طوال الوقت،

Aşırı dramatik olmuş gibi gelebilir.

هل يبدو الأمر بعيد المنال؟

Kulağa imkânsız mı geliyor?

ما قد يبدو عليه الحبس.

ilk o zaman anladım.

يعني، إن العالم يبدو غريباً.

Dünya çok garip görünüyor.

- وكما يبدو، هؤلاء الأشخاص موجودون -

ve belli ki böyle kişiler var --

ألا يبدو الزوم قليلا هكذا؟

Zoom da biraz buna benzemiyor mu?

هذا يبدو مألوفا لي قليلا

Bu bana biraz tanıdık geldi

يبدو أننا تلقينا إعلانات ، ولكن

Reklam almış gibi olduk ama

إذا كان يبدو لنا مستحيلاً

Bize imkansız gibi geliyorsa

هل يبدو من الخلف الآن؟

şu an bir arkadan ses mi geliyor sanki?

كما يقول. يبدو جيدًا أيضًا

Diyor gibi. Kulağa da hoş geliyor

لم يبدو وكأنه شيء ثوري

Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu

يبدو أنها ضربت وترًا حساسًا.

Görünen o ki hassas bir noktaya dokunduk.

‫يبدو وكأنك على كوكب آخر.‬

Başka bir gezegende gibisin.

هل يبدو هذا مألوفا لك؟

- Bu sana tanıdık geldi mi?
- Bu sana tanıdık geliyor mu?
- Bu size tanıdık geldi mi?
- Bu size tanıdık geliyor mu?

إنه يبدو محبطا بسبب النتائج

O, sonuçlarla ilgili hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.

إنهُ يبدو بحالة جيداً جداً.

O çok iyi görünüyor.

يبدو أن توم كان مشغولا.

Tom meşguldü gibi görünüyor.

قد يبدو أحياناً شاباً غريباً.

Bazen acayip bir adam olabiliyor.

ذلك الفستان يبدو جميلاً عليك.

O elbise senin üstünde iyi gözüküyor.

- يبدو عليك المرض.
- تبدو مريضاً.

Hasta görünüyorsun.

يبدو بيتر صغيراً في السن.

Peter çok genç görünüyor.

يبدو لي أن القطار تأخر.

Bana öyle geliyor ki tren geç kaldı.

هل يبدو لك بأني أمزح؟

Şaka yapıyor gibi mi görünüyorum?

لم يبدو هذا الإسم مألوفا؟

Neden o isim tanıdık geliyor.

لا يبدو المكيف أنه يعمل.

Klima çalışıyor gibi görünmüyor.

هذا لا يبدو لي منطقيا.

Bu benim için bir anlam ifade etmiyor.

يبدو توم مشغولا جدا اليوم.

Tom bugün çok meşgul görünüyor.

يبدو أننا وقعنا في الفخ.

Bir tuzağa düştük gibi görünüyor.

يبدو المعطف الأحمر جميلاً عليك.

O kırmızı kazak üzerinde iyi görünüyor.

هل تعلم .. يبدو كأنه شخصي

Biliyorsunuz bu kişisel.

نعم ٬ يبدو أنها ستمطر اليوم

Evet, bugün hava yağmurlu gibi.

لا يبدو هذا عادلا إطلاقا.

Bu hiç doğru görünmüyor.

يبدو توم متعبا هذا الصباح

Tom bu sabah yorgun görünüyor.

هذا يبدو وكأنه سبب للاحتفال.

O kutlamak için bir neden gibi görünüyor.

يبدو الأمر سخيفاً للغاية، سخيفاً للغاية

Bu çok saçma, çok aptalca ama:

دعونا نرى كيف يبدو دماغ الملاكم

Bir de boksörün beynine bakalım.

هل هذا يبدو منطقياً بالنسبة لكم ؟

Bu durum sizin için bir anlam ifade ediyor mu?

ننسى ذلك. يبدو ذلك بسيطًا جدًا.

Unutuyoruz. Kulağa basit geliyor.

أعلم أن هذا يبدو كعمل المرتزقة.

Bunun biraz maliyetli olduğunu biliyorum.

يبدو أننا في المسار السيء للغاية.

Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.

لكن هذا ليس سهلًا كما يبدو.

Fakat bu göründüğü kadar kolay değil.

يبدو أننا نريد قادة ساحرين ومسلّين،

Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor gözüküyoruz