Translation of "حقا" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "حقا" in a sentence and their turkish translations:

- أنت حقا مزعج.
- أنت حقا ممل.

Gerçekten can sıkıcısın.

- هذا حقا ممتع
- هذا حقا مثير

Bu gerçekten ilginç.

حدث هائل حقا

muazzam bir olay gerçekten

انه حقا مزعج

Çok can sıkıcı bir durum aslında

لا ليس حقا.

Hayır, gerçek değil.

إنه يزعجني حقا.

Beni gerçekten rahatsız ediyor.

اشتقت إليك حقا

Seni gerçekten özlüyorum.

إنه أمر مبهر حقا.

Yani büyüleyici bir şey.

حقا موسكو منخفضة قليلا

gerçekten moskova biraz alçakta

هل كان حقا مملا؟

- O gerçekten sıkıcı mıydı?
- O hakikaten sıkıcı mıydı?

أتَتْ إلى هنا حقا.

O buraya geldi.

أنا حقا احب القطط.

Kedileri gerçekten severim.

هل رأيت الحادث حقا؟

Gerçekten kazayı gördün mü?

أريد تعلم الفرنسية حقا.

Gerçekten Fransızca öğrenmek istiyorum.

حقا أريد رؤيتك اليوم.

Bugün gerçekten seni görmek istiyorum.

حقا، أنت لست غبيا.

Sen gerçekten aptal değilsin.

هذا حقا حديث جيد

O gerçekten iyi konuşur.

- هل تحتاج حقا لكلب إضافي؟
- هل أنت حقا بحاجة لكلب إضافي؟

Gerçekten bir köpeğe daha ihtiyacın var mı?

ويمكن صنع فيلم جيد حقا

ve gerçekten çok iyi bir film yapılabilir

أنا حقا لا أحتاج لمساعدة.

Gerçekten yardıma ihtiyacım yok.

لقد ناموا حقا على الأرض.

Onlar gerçekten yerde yattılar.

كانت تلك التفاحة حقا لذيذة.

Şu elma gerçekten lezzetliydi.

هل انتهى كل شيء حقا؟

Gerçekten her şey bitti mi?

لم يكن توم جائعا حقا.

Tom gerçekten aç değildi.

أحببت حقا الحديث مع توم.

Tom'la konuşmayı gerçekten sevdim.

نحن لا نفهم النساء حقا.

Kadınları gerçekten anlamıyoruz.

أنا حقا لا أستطيع مساعدتك.

Gerçekten sana yardımcı olamam.

قال توم أنه تفاجئ حقا.

Tom gerçekten şaşırdığını söyledi.

نريد حقا ان نساعد توم.

Gerçekten Tom'a yardım etmek istiyoruz.

ليس الأوروبيين الذين يدنسون الإسلام حقا

gerçekten İslamiyeti kirleten Avrupalılar değil

كانت الصورة ذات نوعية جيدة حقا

görüntü gerçekten kaliteli

حقا القطب الجنوبي هو نهاية العالم؟

gerçekten acaba güney kutbu dünyanın sonu mu?

ما يهم حقا هو زر البطن

göbeklitepeyi asıl önemli yapan şey ise şu

نحن حقا نستمتع بقراءة هذه التعليقات

Gerçekten çok eğleniyoruz bu yorumları okurken

يذهب النمل حقا إلى هذا العالم

karıncalar gerçekten bu dünayaya

لم يأخذ المسلمين حقا إلى أمريكا

gerçekten Amerika'ya Müslümanları almadı

هذه الشركة الذكية حقا هي الانتهازية

Gerçekten zeka ürünü olan bu şirket artık fırsatçı

جميع طلبتها يحبون حقا مطالعة الكتب.

Bütün öğrencileri gerçekten kitap okumayı sever.

هؤلاء الطلبة حقا ليس بإمكانهم القراءة.

Şu öğrenciler gerçekten okuyamaz.

كان ذلك القط حقا أزرق اللون.

Bu kedi gerçekten maviydi.

"أخبرتني ماري أنهم ناموا سوية." "حقا؟"

"Mary bana seviştiklerini söyledi." "Gerçekten mi?"

لم أكن أتوقع هذا منك حقا.

Senden bunu beklemiyordum doğrusu.

أيمكنه توم حقا السباحة أسرع منك؟

Tom gerçekten senden daha hızlı yüzebilir mi?

أنا حقا أحتاج هذه الحفاظات الآن.

Şu an o bebek bezlerine gerçekten ihtiyacım var.

قال توم إنه كان حقا مُشكِّكًا.

Tom gerçekten şüpheci olduğunu söyledi.

قال توم أنه كان حقا سعيدا.

Tom gerçekten memnun olduğunu söyledi.

قال توم أنه كان حقا مضطربًا.

Tom gerçekten tedirgin olduğunu söyledi.

قال توم أنه كان حقا مُتأثرا.

Tom gerçekten etkilendiğini söyledi.

قال توم أنه كان حقا مرهقا.

Tom gerçekten bitkin olduğunu söyledi.

قال توم أنه كان حقا يائسًا.

Tom gerçekten umutsuz olduğunu söyledi.

أعني، أنا أتعرق حقا، وثم أشعر بالتعب،

yani hani "bayağı" bir terliyorum, yoruluyorum filan o sırada,

حقا هذا الرجل جيد جدا في ذلك

gerçekten bu konuda bu adam çok iyi

هل تظن حقا أن توم لن يأتي؟

Tom'un gelmeyeceğini gerçekten düşünüyor musun?

أريد حقا أن أشاهد هذا الفيلم معها.

Ben gerçekten bu filmi onunla izlemek istiyorum.

أتريد حقا من توم أن يفعل ذلك؟

Gerçekten Tom'un bunu yapmasını istiyor musun?

و تخلق الحياة التي تريد حقا أن تعيشها .

ve gerçekten yaşamak istediğin hayatı kurarsın.

أنا حقا أركض مثل يوسين بولت إلى النافورة

Çeşmeye kadar gerçekten Usain Bolt gibi koşuyorum

الذين يكافحون حقا للارتقاء بأنفسهم فوق الفقر المدقع.

kurtarmaya çalışan yaşlılar kaldı.

وسيكون من المفيد حقا أن يكون هناك شخص

ama orada onlara tek korkmaları gereken şeyin aslında kendinden

الناس لا يؤمنون حقا بالإمام ، ذهب بعد عارف

halk gerçekten imama inanmadı arifin peşine gitti

البعض منكم يقول ذلك ؛ من هو المالك حقا؟

Şuan aranızdan bazıları şunu diyor; yahu hakikaten sahibi kim ?

ربما هي حقا لا تملك غرفة خاصة بها.

Belki de gerçekten kendine ait bir odası yoktur.

إن لم أكن حقا حامل، فسأصاب بخيبة كبيرة.

Gerçekten hamile değilsem çok hayal kırıklığına uğrayacağım.

حتى أولئك المرضى حقا لا يريدون دخول الحجر الصحي

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

أنا حقا لا أستطيع أن أفهم فن النحت الحديث.

Modern heykeltıraşlığı gerçekten anlayamıyorum.

أنا حقا لا أعلم ما أقوله في هذه الحال.

Burada ne söyleneceğini gerçekten bilmiyorum.

لم يكن هذا ما كان يعنيه حقا في هذا الفيلم؟

bu filmde asıl anlatılmak istenen şey bu değil miydi

دعوني أخبركم ماذا قد يحدث حقا لعداء أو دراج في الخارج.

Dışarıda yanınızdan geçen bir koşucu ya da bisikletlinin size virüs bulaştırması için

ما يحدد هذا السؤال هو ما الذي تريده حقا في هذه الحالة.

Bu soru, o durumda gerçekten olmasını istediğinin şeyi tanımlar.

هل بإمكاننا حقا أن نتعلم الكلام بلغة أجنبية تماما مثل الناطقين بها كلغتهم الأم؟

Bir yerli gibi yabancı bir dili konuşmayı gerçekten öğrenebilir miyiz?