Examples of using "يتواجد" in a sentence and their turkish translations:
O genç adam şu an burada.
Yine de diş fırçası orada.
Sadece birkaç özel yerde bulunur.
Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.
Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;
Çocuklarla, çocuklarını büyütmek için çalışan bekâr annelerle.