Examples of using "أن" in a sentence and their turkish translations:
Onun gelebileceğini umuyorum! Onu görmek istiyorum.
Nerede kalmamız gerektiğini düşünüyorsun?
Yaşamak hissetmektir.
"Sıska insanları sevmem"gibi
Onu mutlaka dene.
Anlaman gerekir, bu ciddi.
Beni affetmek zorundasın.
Bir kez başladın mı, devam etmelisin.
Ondan yardım isteyebilirsin.
iyi olacaktır.
Ben buna -
Sizden şunu düşünmenizi rica ediyorum:
En tatlı intikamın,
Irkçılık düşüncesinin en başta bizim gibi görünen
Kelimeleri sizi kuvvetlendirmeli, moralinizi bozmamalı.
yani bunu değiştirebiliriz.
İnsanların birlikte yemek pişirmeyi sevdiklerini biliyoruz
ve bunları neredeyse takılmadan diyebiliriz
- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.
Bunu denemeni istiyorum.
Pes etmektense ölmeyi tercih ederim.
Sana yardım etmemi ister misin?
İnsanlar dünyanın değiştiğini anlamalılar.
Bu ifadenin kullanımının doksanlı yılların
Bunu gerçekleşmeden durdurmamız lazım.
Tom, sen ayrılmadan önce seni görmek istiyor.
Benim isteğimi kabul edeceğinizi umuyorum.
öfken acılarından besleniyor, bunu kabul eder misin?
Boksun tehlikeli bir spor olduğunu tabii ki biliyoruz.
iyi bir eğitim almalıdır, kültürle donatılmalıdır, bezenmelidir.
Bunu yaptıktan sonra gerçekten konuşun.
her gün bu çocukların öğrenmesi gereken bir şey oluyordu.
çünkü işlerin daha iyi olabileceğini biliyordum.
hormon tedavisinin, ateş basması gibi bazı semptomları
Kadının gülümsediğini size söyleyebilir.
zannediyorum gümrükle bağlantılı kişilerin kaçırması lazım
o deprem büyük ve yıkıcı da olabilirdi
Sıkı çalışmalısınız.
Gitmek zorundasın.
O onu beklemek zorunda kalacak.
Bir soru sormak istiyorum.
Onun olduğunu unutabilir miyiz?
Çalmaktansa açlıktan ölmeyi yeğlerim.
Ben bir tane almalıyım.
O seninle tanışmak istiyor.
O neredeyse bayılacaktı.
Bebeğin yürüyebilir.
- Bebekleri yürüyebilir.
- Bebekleri yürüyebiliyor.
- Kitap okumayı seviyorum.
- Kitap okumayı severim.
Tom'la zaten konuştum.
Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.
Bir palto giymelisin.
Amacım bir doktor olmak.
Nereden bileyim?
Tom'a yardım etmenin benim sorumluluğum olduğunu düşünürdüm.
geri çekildiğini görürsün.
"Konuşmamız gerekiyor"
Seni sevmeyi seçiyorum,
görevlendirdiğimiz sürece,
Ama bunu bir düşünün:
çünkü ortaya çıktı ki
Bunu değiştirmek zorundayız.
Hayatta kalmak zorundasın.
Acele etmeliyiz.
et çürümüş demektir!
Mücadele mi edelim, yüzelim mi?
ağlamak istedim.
İçeri girdim.
Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.
Bir şeye benzetecek olursam,
Öğrenmeye karar verdim.
üçte birimizin
Şansını denemek zorunda.
En iyisi devam etmek.
İyice doyduklarında da...
Sadece vermek.
söylemişti bile çoktan
dayanabilirsek
kralın Alexander
Şunu da söylemeliyim,
Öğrenmek istiyorum.
- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.
Başarılı olmayı hak ediyorsun.
- Dene ve sus.
- Sakinleşmeye çalış.
Ona yardım etmeliyim.
Seni öpmek istiyorum.
Onun bana yardımcı olacağını umuyorum.
Meraklıyım.
Ona sormayı unuttum.
Denemek zorundayım.
Ben yaşamak istiyorum.
Onu unutmak istiyorum.
Hayal kurmak istiyorum.
- Ölmek istiyorum.
- Ben ölmek istiyorum.
Gitmeliyim.
Onu okumanı istiyorum.
Uyumak istiyorum.
Çalışmak zorundayım.