Examples of using "دخلت" in a sentence and their turkish translations:
Dişleri içeride.
Leyla içeriye girdi.
Bunalıma girdim.
Buraya nasıl girdin?
Üniversiteye gittiğimde,
Mary içeri geldi.
Dişleri içeride. Tamam, şimdi çıkaralım.
Odaya girdiğimde bir köpek buldum.
Karakola, girdim, ağabey acayip bir şey oldu;
bilgisayarlar bizim evimize girdi. Yahu fark eder mi
içeri tekrar girdim ve dedim ki
Leyla bilmeden bir tuzağa düştü.
Ama Devrim şimdi en uç aşamasına giriyordu:
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı.
Bir giriş daha varmış gibi görünüyor. Yılan içeriye muhtemelen böyle girdi.
çekilmeyeceğini ve bunun nedeninin uluslararası kabul görmüş bir
Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa girdi.
Su buradayken bunu denersem başım büyük belaya girer.
Kanınıza karışırlarsa enfeksiyona ve kötü bir döküntüye neden olurlar.
Aynı benim gibi olan insanların dünyasına giriyordum;
Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazı yazıyordu.
Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.
Leyla, en yakın arkadaşı Salima'nın kaybı üzerine derin bir depresyona girdi.
durduralım, Libya ezici bir kaos durumuna girdi. Bir
ve o anda o Makhlouf ile açık savaşa girdiğini Beşar Esad'ın
Sonrasında 10.000 kişilik güçlü Osmanlı ordusu Eflak'a
Söz kalpten çıkarsa kalbe kadar gider, dilden çıkarsa kulağı aşamaz.