Examples of using "مكانها" in a sentence and their turkish translations:
Bu da buraya giriyor.
Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.
ve solunum sisteminin parçalarını yerine sabitleyip
Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!
İç kapak, bir anahtarla manuel olarak sökülmesi gereken 6 büyük cıvata ile yerine sabitlendi