Translation of "‫بدأ" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "‫بدأ" in a sentence and their turkish translations:

- بدأ سامي الأكل.
- بدأ سامي يأكل.

Sami yemek yemeye başladı.

‫بدأ يتغير.‬

daha şimdiden baştan tanımlanıyor.

بدأ شغب

isyan başlattı

بدأ العمل

Çalışmalar başlamıştı

بدأ الحصار...

Kuşatma başlamıştı!

بدأ يتحسن

- O daha iyileşiyor.
- İyileşiyor.
- İlerleme katediyor.
- İlerleme sağlıyor.

بدأ يصرخ.

O bağırmaya başladı.

‫بدأ الظلام يحل.‬

Hava gittikçe kararıyor.

إنه بدأ للتو".

Her şey daha yeni başladı."

بدأ صفي سنوات

hababam sınıfı yılları başladı

بدأ هذا الاحتفال

bu kutlanmaya başlandı

بدأ كمحرك بحث.

Bu işe arama motoru olarak başladı.

بدأ يشعر بالمرض.

O kötü hissetmeye başladı.

المحرك بدأ مجدداً.

Motor tekrar başladı.

اللحم بدأ يتعفن.

Et çürümeye başladı.

إريك بدأ بالغناء.

Eric şarkı söylemeye başladı.

بدأ فاضل يرقص.

Fadıl dans etmeye başladı.

بدأ سامي يرقص.

Sami dans etmeye başladı.

بدأ سامي يتحرّك.

Sami hareket etmeye başladı.

- بدأ سامي يواعد الفتيات مجدّدا.
- بدأ سامي يواعد من جديد.

- Sami yine çıkmaya başladı.
- Sami yine flört etmeye başladı.

علينا بدأ العمل سوياً.

İş birlikte başlıyor.

‫لهذا السبب بدأ يزمجر.‬

Hırlamaya başlamasının sebebi bu.

‫بدأ الظلام يحل الآن.‬

Hava kararıyor.

ربما بدأ "نانيت" بداخلي،

"Nanette" benimle başlamış olabilir.

وقد بدأ هذا بالفعل.

Ve bu başladı bile.

بدأ رسميا الاحتفال به

resmi olarak kutlanmaya başlandı

لذلك بدأ اتخاذ الاستعدادات.

Dolayısıyla hazırlıklara başladı.

بدأ الكون سلسًا للغاية،

Gördüğünüz üzere, başlangıçta evren oldukça düzgündü

فجأة بدأ المطر بالهطول.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

لقد بدأ بكتابة رواية.

Bir roman yazmaya başladı.

بدأ ينفذ الماء منّا.

- Suyumuz tükeniyor.
- Suyumuz bitiyor.

بدأ معظمنا يفهمها الآن:

Çoğumuzun yeni anlamaya başladığı bir şeye...

فجأةً بدأ كلبٌ بالنباح.

Birdenbire bir köpek havlamaya başladı.

بدأ التكساسيون بتنظيم جيوشهم.

Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.

بدأ فاضل يواعد دانية.

Fadıl, Dania ile çıkmaya başladı.

بدأ سامي يخلع ملابسي.

Sami kıyafetlerimi çıkartmaya başladı.

بدأ سامي يواعد ليلى.

- Sami, Leyla ile çıkmaya başladı.
- Sami, Leyla ile flört etmeye başladı.

بدأ سامي يختلس المال.

Sami zimmetine para geçirmeye başladı.

بدأ سامي حياة جديدة.

Sami yeni bir hayat kurdu.

بدأ كلب سامي ينبح.

Sami'nin köpeği havlamaya başladı.

بدأ سامي يفقد وعيه.

Sami bilinç kaybetmeye başladı.

بدأ سامي تحقيقه الخاص.

Sami kendi soruşturmasını başlattı.

بدأ سامي بدراسة الإسلام.

- Sami, İslam okumaya başladı.
- Sami İslami eğitim almaya başladı.

بدأ سامي يتفطّن لهذا.

Sami onu anlamaya başladı.

بدأ سامي يومن بالكارما.

Sami karmaya inanmaya başladı.

- بدأ سامي دراسته الجامعيّة في سبتمبر.
- بدأ سامي عامه الجامعي في سبتمبر.

Sami eylülde üniversiteye başladı.

علينا بدأ العمل من هنا.

İş burada başlıyor.

ومن هنا بدأ كل شيء.

Bu her şeyin başladığı nokta.

‫بدأ الثلج في الهطول ثانية،‬

Yine kar yağmaya başladı.

بدأ نصفه الضحك في الحال،

Yarısı hemen gülmeye başladı,

بدأ بعض رجال هيمليكو بالتردد

Himilco'nun kuvvetleri bocalamaya başlıyor.

عندما بدأ دراسته منذ السبعينيات

uzun zaman önce 70'lerde çalışmaya başladığında insanların

بدأ كل ذلك عام 1946،

Başlangıcı 1946'ya dayanıyor,

بدأ النقد المباشر الآن هنا

doğrudan doğruya eleştiri başladı artık burada

بدأ البث على شاشة التلفزيون

televizyonunda yayın hayatına başlayıverdi

بدأ كل شيء في المرآب

Her şey garaj da başlamıştı

بدأ الفلم في الساعة الثانية.

Film saat 2'de başladı.

بدأ فاضل يفكّر في الحياة.

Fadıl hayat hakkında düşünmeye başladı.

بدأ فاضل يشكّك في دينه.

Fadıl dinini sorgulamaya başladı.

بدأ فاضل التّخلّف عن المدرسة.

Fadıl okulu atlamaya başladı.

بدأ سامي يتخلّف على المدرسة.

Sami okulu asmaya başladı.

بدأ سامي دروسا في العربيّة.

Sami, Arapça derslerine başladı.

بدأ دواء سامي يؤثّر فيه.

- Sami'nin ilacı etkili olmaya başladı.
- Sami'nin ilaç tedavisi etkili olmaya başladı.

ثم بدأ المتسابقون أيضاً في القدوم.

Sonra yarışmacılar da deneyimli gelmeye başladı.

بدأ المواطنون يفقدون إيمانهم في وعودنا.

Vatandaşlar sözümüze olan inançlarını yitirmeye başlıyorlardı.

ومع ذلك، بدأ قطز الاستعدادات الدفاعية

Yinede Qutuz savunma hazırlıklarına başladı.

بدأ اليساريون، والذي كان عددهم قليلاً،

O dönemde sol kesim küçüktü

بدأ العلماء بإيجاد إجابات لهذه الأسئلة.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

بينما كنت أمشي بدأ المطر بالهطول.

Ben yürürken, yağmur yağmaya başladı.

بدأ الدم يسيل بسرعة من وجهها.

Kan onun yüzünden çabucak sızdı.

بدأ سامي حياة جديدة في مصر.

Leyla, Mısır'da yeni bir hayat başlattı

بدأ سامي يحضر حلقة في الثّانويّة.

Sami lisedeyken dini sohbetlere katılmaya başlamıştı.

لكن في لحظة معينة, بدأ بيكارت بالشك.

Ama Picquart bir noktadan sonra, herkesin Dreyfus hakkında yanılıyor

مثل أي شخص آخر بدأ هذا العمل،

Herkes gibi ben de bu işe başladığımda

وقد بدأ بوقت مبكر من حياتي المهنية.

Kariyerimin ilk zamanlarında başladı.

بدأ الفيلق في دفع القرطاجيين إلى الخلف

Lejyonerler, Kartaca kuvvetlerini geri ittirmeye başlıyorlar.

بدأ أن يحتفل به العمال في اسطنبول

İstanbul'daki işçiler tarafından da kutlanmaya başlandı

بدأ النظر بعد هذا الساعة ، هذا الرجل

Bu saatten sonra dikkate alınmaya başlanıyor bu adam

بدأ توم اللغة الفرنسية في السنة الماضية.

- Tom geçen yıl Fransızca öğrenmeye başladı.
- Tom, Fransızca öğrenmeye geçen yıl başladı

توقف كِن عن الكلام و بدأ بالأكل.

Ken konuşmayı durdurdu ve yemek yemeğe başladı.

بدأ فاضل يواعد فتاة مسلمة من مصر.

Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmaya başladı.

كان فاضل قد بدأ يدرس ديانات أخرى.

Fadıl zaten diğer dinlere bakıyordu.

بدأ سامي يشعر بكراهيّة شديدة تجاه المسلمين.

Sami Müslümanlara karşı büyük bir nefret duymaya başlamıştı.

اكتئابي بدأ يؤثر على سلبًا في الصف الثامن.

Depresyon ağır darbeyi 8. sınıfta vurmaya başladı.

بدأ العالم الذي نعرفه الآن مع انفجار عظيم،

bildiğimiz gibi evren büyük bir patlama ile başladı

بعد ذلك في 2010، بدأ أحد النازيين مضايقتي.

Sonra 2010 yılında bir Nazi beni taciz etmeye başladı.

ثم بدأ الخناق يشتد حول رقبة الجيش الرومانية

ve Roma ordusunun hattı incelmeye başladı

‫فهمنا لبعض أكثر المخلوقات تميزًا‬ ‫بدأ يتغير بالفعل.‬

En ikonik bazı yaratıklar hakkında bildiklerimiz şimdiden baştan tanımlanıyor.

بدأ أبي بالعمل لدى خدمة السكك الحديدية العامة.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

وتمت دعوتي إلى اجتماع كان قد بدأ مسبقاً.

ve devam etmekte olan bir toplantıya çağırıldım.

بدأ البناء بناء على أوامر جستنيانوس. عام 532

1. Justinianus'un emriyle inşaatına başlandı. Yıl 532

بدأ هذا النظام بقيادة TRT و EBA TV.

TRT ve EBA TV öncülüğündebu sistem başlamış oldu

بدأ إعادة كتابة التاريخ البشري مع هذا الحدث

insanlık tarihi bu olayla yeniden yazılmaya başlandı

بدأ النقاش حول رحلة الكرة منذ وقت طويل ،

Topun uçuşunu tartışmak uzun zaman önce başladı,

بدأ فاضل يسمع أصوات مروّعة تصدر من غرفته.

Fadıl kendi odasından gelen korkunç sesleri duymaya başladı.

ولكن عندما بدأ الفيلم ، غيرت تلك الابتسامة كل شيء

ama film başlayınca o gülüşü her şeyi değiştiriveriyordu

بدأ التعليم عن بعد على سطح تدابير فيروسات التاجية

koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı