Examples of using "الظلام" in a sentence and their turkish translations:
Karanlık...
Hava gittikçe kararıyor.
Hava hızla kararıyor!
Karanlıkta ışıyorlar.
Gecenin karanlığında...
Karanlık çökmek üzere.
Hava kararıyor.
Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.
Karanlıkta ışıyorlar.
...karanlığın örtüsünü kaldırabiliyoruz.
Karanlığın içinde... ...gizli sinyaller.
Karanlık nasıl hızlı çöktüyse...
ancak karanlık çöktüğünde
O, karanlıktan korkardı.
Bir çocuk karanlıktan korkar.
Çocuk karanlıktan korkuyor.
Karanlıktan korkuyorum.
İnanıyorum ki karanlığın içerisinde,
Seyircinin rahatı için karanlığı süslüyor, acıyı kesiyor
Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.
Karanlıkta uyumak tehlikelidir.
Gecenin gelmesiyle karanlıktan faydalanacaklar.
Maymunumuz zifiri karanlıkta kayboldu.
...ama kararan hava yeni tehditler demek.
Zifiri karanlıkta ava çıkmış.
Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.
Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.
Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.
Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.
Çakan şimşeklerin dışında artık ortalık zifiri karanlık.
Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.
Ve tüm bu referandum karanlıkta gerçekleşti
Karanlık biraz korkutucu.
Patagonya dağlarındaki anne puma karanlıktan faydalanmış.
...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.
Koku, karanlıkta sinyal yollamanın güçlü bir aracı.
Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.
Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Timsahların karanlıkta iyi gören gözleri vardır.
ne karanlıkta yat ne de kara düş gör
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.
Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.
Ama artık, yeni teknoloji sayesinde bu karanlığın içine bakabiliyoruz.
Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.
Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.
Anneyi bekleyen uzun karanlık, dayanıklılığını ve kabiliyetini sınayacak.
Daha da kuzeyde... ...karanlık biraz daha uzun sürer.
Karanlık çöktüğü için bu vakitler daha güvenli olsa gerek.
Karanlığa rağmen... ...uyumayı göze alamazlar.
Sonra, karanlığın içinden yaklaşık 2000 İberyalı ciritçi çıktı.
Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.
Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.
Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.
Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.
Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.
Gözlerini pek kullanmaz. Onun yerine karanlıkta yolunu koklayarak bulur.
Karanlıkta yol alırken üstüne yapışan remora kortejini saymazsak.
Karanlıkta araba sürmek uçmak gibidir.
Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!
Ay'sız bir gecede termal görüntüleme yapan bir kamera karanlıkta görebilir.
Yumurtalar arka tarafta, karanlıkta. Görülmeleri imkânsız.
Oselolar karanlıkta daha da iyi görür. Eve dönme vakti.
Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.
Karanlığın hâkim olduğu saatlerde gidiş dönüş yapmak mümkün değil. Cesaret toplayıp ışığa göğüs germeliler.
Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.
Ama sıcak yağmur ormanı geceleri sayesinde karanlıkta da iş görebiliyor.
Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.
Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.
Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.