Translation of "رؤية" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "رؤية" in a sentence and their turkish translations:

رؤية البشر

İnsanoğlunu; bizler ve onlar,

هي رؤية جامدة.

kalıplaşmış.

أكره رؤية صورتها.

Onun fotoğrafını görmekten nefret ediyorum.

- أنتَ لديكَ رؤية أفضل منى؟
- أنتِ لديكِ رؤية أفضل منى؟

Senin benden daha iyi görüşün var.

يمكن لأطفالنا رؤية هذا.

Çocuklarımız bunu görebiliyor.

‫يمكنني رؤية غابة بأسفلنا.‬

Altımızda bir orman görebiliyorum.

رؤية الدم جعلها تنفعل.

Kanın görünüşü onu heyecanlandırdı.

لدرجة عدم رؤية الغوريلا نهائيًا.

gorili tamamen gözden kaçırıyorlar.

عندما بدأنا في رؤية الأدلة

İşte o zaman gerçek, önemli

وما يثير اهتمامنا هو رؤية

Ve yazarların ne gibi derinliği duyguyu ve özgün ruhu

هل يمكنني رؤية المتقدمين للوظائف؟

Görebilir miyim iş başvurusu yapanları?

هل يمكنني رؤية واحد منهم؟

Bir onları da görebilir miyim?

‫يمكنني رؤية نهايته.‬ ‫كدنا نصل.‬

Sonunu görebiliyorum. Neredeyse vardık.

‫لا يمكنني رؤية ما بها.‬

İçeride ne olduğunu göremiyorum.

ولكننا نحتاج رؤية لمستقبل أفضل -

Fakat daha iyi bir gelecek vizyonuna ihtiyacımız var.

ستقدر أيضاً على رؤية الآخرين،

başkalarını da görüyorsunuz:

‫يمكنها رؤية عالم أقربائنا الليليين.‬

...gece yaşayan en yakın kuzenlerimizin dünyasına bir göz atabilir.

‫يمكنها رؤية التلألؤ البيولوجي بوضوح.‬

Biyolüminansı çok net görebilirler.

عدم رؤية الشمس في الغرب

güneşi batıda görmemiz değilde

‫لا يمكنني رؤية ما تفعله.‬

Ne yapıyor, göremiyorum.

أريد رؤية توم قبل مغادرتي.

Gitmeden önce Tom'u görmek istiyorum.

أتيت هنا آملا رؤية توم.

Tom'u görmeyi umarak buraya geldim.

لا أزالُ أنتظر رؤية توم.

Hala Tom'u görmek için bekliyorum.

هذه لم تكن رؤية امرأة أمازونية

Bu bir Amazon kadının

رؤية هذه المواقف المرعبة يومياً غيرني.

Bu dehşeti her gün yaşamak beni değiştirdi.

استمررت في رؤية هذا في اسطنبول.

Bunu İstanbul'da da görmeye devam ettim.

‫رؤية جراء الأسد الأمريكية أمر نادر.‬

Bu kadar küçük puma yavruları nadiren görülür.

‫لكن لا يمكنها رؤية مكانها بالضبط.‬

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

حتى يتمكن من رؤية الفصل بأكمله

yani bütün sınıfı görebiliyor

سنكون قادرين على رؤية هذا الوضع

bu durumu görebileceğiz

- أود أن أراها.
- سيسعدني رؤية ذلك.

Ben onu görmek istiyorum.

للتوقف عن رؤية الكمال الصحي كحتمية ثنائية،

sağlığımızı ikili olarak görmeyi bırakmak,

ويوجد هناك ميدان، يمكنكم رؤية ذلك الميدان.

Gördüğünüz gibi orada bir meydan var.

‫لذا يصعب عليها رؤية الخطر المقبل عليها.‬

O yüzden tehlikenin geldiğini görmeleri zordur.

‫انظر، يمكنك رؤية آثار كل تلك الحيوانات.‬

Bakın, oradaki hayvan izlerini görebilirsiniz.

يمكننا حتى رؤية القليل منهم. كنا محظوظين!

bunlardan bir kaç tanesini biz görebildik bile. Şanslıyız!

جيلنا ينمو بدون رؤية التلسكوب بشكل كبير

Teleskop görmeden büyüyen neslimiz çok fazla

‫من النادر جدًا رؤية حيوان بهذا الحجم.‬

Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.

لا يستطيع توم رؤية ماري من مكانه.

- Tom Mary'yi bulunduğu yerden göremiyor.
- Tom Merry'yi mekanından göremez.

جعل الضباب الكثيف رؤية الطريق أمرا صعبا.

Kalın sis yolu görmeyi zorlaştırdı.

- لا أرى شيئاً.
- لا أستطيع رؤية شيء.

- Ben bir şey göremiyorum.
- Hiçbir şey göremiyorum!

عندها، أعتقد أن بإمكاننا تحقيق رؤية كوريتا سكوت.

o zaman bence Coretta Scott'un vizyonunu gerçekleştirebiliriz.

في هذا العرض، أخذت أشخاصًا بمستويات رؤية مختلفة

bu gösteride, tüm görüş seviyelerinden insanları alıp

"لماذا لا يستطيع أحد رؤية قدسية هذا الموقع؟"

"Bu alanın kutsallığını neden kimse göremiyor?"

‫باستخدام التقنيات الحديثة،‬ ‫يمكننا رؤية ما يخفيه الظلام.‬

Yeni teknoloji sayesinde... ...karanlığın içine bakabiliyoruz.

‫من الصعب عليها رؤية الشياطين‬ ‫التي تتربص بها.‬

Ona musallat olan iblisleri görmesi zordur.

وفجأة يمكننا رؤية هذه الفيروسات مصابة بملايين الخفافيش.

ve bir anda milyonlarca yarasaya bulaşmış şekilde görebiliyoruz biz bu virüsleri

لسوء الحظ ، ما زالوا لا يستطيعون رؤية اليوم

Günümüzde dahi hala görememekteler maalesef

أريد التأكيد عليه مرة أخرى دون رؤية العيون

tekrar vurgulamak istiyorum bunları gözleri görmeden

‫من النادر جدًا رؤية أخطبوطين‬ ‫بقرب بعضهما بعضًا.‬

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

يمكنكم رؤية الفأر يعود أدراجه إلى وظيفة الدماغ العادية

farenin normal beyin fonksiyonuna döndüğünü

رائع، حسناً هل يمكنني رؤية الأشخاص الذين تم رفضهم؟

Şahane, peki iş başvurusundan ret cevabı alanları görebilir miyim?

ولا بالمشاعر التي تنتابكم عند رؤية صور من الماضي.

ve eski fotoğraflarınıza bakarken hissettiğiniz duygularla ilişkili değil.

كيف سترون خلال الدماغ دون رؤية ما خلال العظام؟".

Kemiğin içini göremeden beynin içini görmeyi nasıl planlıyorsunuz?''

حسناً، هل يمكنني رؤية من تم رفضهم بسبب عدم الخبرة؟

Peki deneyimsizlik sebebiyle ret cevabı alanları görebilir miyim?

ولكن الحرّاس بداخله يستطيعون رؤية كل إنشٍ من هذه الزنازين.

ama bekçiler bu hücrelerin her santimini görebilirler.

لعلكم سمعتم من قبل عن تكنولوجيا رؤية ما حول الزوايا،

Köşenin diğer tarafını görmeyi daha önce duymuş olabilirsiniz

تستطيعون رؤية تلك الأحرف الأبجدية المكتوبة والمخطوطة على نحوٍ تام،

o mükemmel yazılmış el yazısı alfabeyi görebiliyorsun

‫لكن رؤية الضفادع متوافقة تمامًا‬ ‫مع الطول الموجي للأشعة الفلوريّة.‬

Fakat kurbağaların görüşü florışı dalga boyuna mükemmel şekilde uyumlanmış durumda.

أول شيء يعرفه النرويجيون عنه هو رؤية بريق الأسلحة يقترب.

ve Norveçlilerin bildiği ilk şey yaklaşan silahların parıltısını görmekti.

ويمكننا رؤية ما هو قادم، على الأقل إلى حد ما

ve en azından bir dereceye kadar neyin geldiğini görebiliyoruz.

في الواقع، يمكنكم رؤية الكثير من السياسة باعتبارها من أجل الانتماء.

Hatta politikayı pek çok yönden bir aitlik arayışı olarak görebilirsiniz.

‫لدى النمور رؤية ليلية ممتازة.‬ ‫لذا الليل وقت مثالي لتعلم الصيد.‬

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

‫لكن بالنسبة إلى الحشرات التي تستطيع‬ ‫رؤية أطياف الأشعة فوق البنفسجية،‬

Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...

يمكنك رؤية صورة منزل في الشارع والشارع الذي تريده على الخريطة.

Şuan harita üzerinde istediğiniz sokak ve cadde de ki bir evin fotoğrafını görebilirsiniz.

- أيمكنك رؤية الفرق؟
- أيمكنك ملاحظة الفرق؟
- هل بإمكانك أن ترى الفرق؟

Farkı görebiliyor musun?

الغرض من رحلتنا هو لزيارة الاصدقاء و رؤية بعض الاماكن السياحية .

Gezimizin amacı arkadaşları ziyaret etmek ve bazı turistik noktaları görmektir.

لا نسطيع رؤية الأشعّة فوق البنفسجيّة، لكنّ الحشرات تستطيع أن تراها.

Biz ultraviyole ışınları göremiyoruz ama böcekler görürler.

‫إن تمكنت من رؤية الشمس،‬ ‫يمكنني أن أرى في أي اتجاه تتحرك،‬

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

‫إن تمكنت من رؤية الشمس، ‬ ‫يمكنني أن أرى في أي اتجاه تتحرك،‬

Güneşi görebilseydim gittiği yönü de görürdüm

"اذهب إلى هناك، تعالَ هنا، تحرّك بهذا الاتجاه، لا نستطيع رؤية الشاشة"

''Bu tarafa oynat, şu tarafa çevir, ekranı göremiyoruz.''

عند رؤية راية جون تتساقط، أمر سيغيسموند بهجوم كاسح، في محاولة يائسة

John'un bayrağının yere düştüğünü gören Sigismund,

لكن في التلال فوق الضباب، يمكن لقوات حنبعل الخفية رؤية العمود الروماني بوضوح

Ancak tepelerin yukarısında, Hannibal'ın gizlenmiş birlikleri rahatlıkla Roma yürüyüş kolunu görebilmekte.

‫حساسة لدرجة اشتمام جيفة‬ ‫في عمق مترين من الثلج.‬ ‫رؤية اللقام أمر نادر.‬

Karın iki metre altında kalmış bir leşin kokusunu alacak kadar. Volverinlere çok nadir rastlanır.

نريد رؤية كل ما هو فريد في اللغات. ونريد كذلك أن نرى تطور اللغات خلال الزمن.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

- لو أنني وصلت أبكر، لعله أمكنني رؤية كيلي.
- كان من الممكن أن أرى كيلي، لو أنني وصلت مبكرا.

Daha erken varsaydım Kelly'yi görebilirdim.