Translation of "يحل" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "يحل" in a sentence and their turkish translations:

‫بدأ الظلام يحل.‬

Hava gittikçe kararıyor.

‫الظلام يحل بسرعة!‬

Hava hızla kararıyor!

‫يكاد يحل الظلام.‬

Karanlık çökmek üzere.

- لن يحل الشجار شيئاً.
- لن يحل القتال أي شيء.

Dövüş hiçbir şeyi halletmez.

‫بدأ الظلام يحل الآن.‬

Hava kararıyor.

لأنه لا أحد يحل محل الرجل

kimsenin adam yerine koymaması yüzünden

شيء واحد يمكنه أن يحل محل القصة

Bir hikâyeyi yenileyebileceğimiz tek şey

‫بدأ الظلام يحل.‬ ‫يجب أن أفكر في التخييم بمكان ما.‬

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

‫لو كنت مكانها لأتيت من هذا الطريق.‬ ‫بدأ الظلام يحل الآن!‬

Onun yerinde olsaydım bu tarafa gelirdim. Hava kararıyor!

الخيط الذي يحل هذا اللغز يأتي مرة أخرى من السجل الصخري القديم.

Bu bilmecenin ipucu yine antik kayaç kayıtlarından geliyor.

‫ما أن يحل الليل،‬ ‫سيكون لدى الفقمات فرصة أفضل‬ ‫في التنصّل منها.‬

Karanlık çökünce... ...fokların görülmeden geçme şansının artması gerekir.

- قال توم بأنه لا يعرف كيف يحل المشكلة
- قال توم أنه لا يعرف كيفية حل المشكلة

Tom sorunu nasıl çözeceğini bilmediğini söyledi.