Translation of "بالضبط" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "بالضبط" in a sentence and their turkish translations:

هذا بالضبط

tam olarak buydu

قلت: "نعم، بالضبط!"

"Aynen öyle!"

حسنا. ليس بالضبط.

Tam olarak değil.

ويشبه هذا بالضبط:

ve aynen şuna benziyor:

أقولها كما وردت بالضبط.

Aynen söylüyorum.

وهذا كان الهدف بالضبط.

ama zaten konu da işte bu.

بالضبط مثلما كنت رجلًا.

Tıpkı bir erkekken olduğu gibi.

وهذا ما نفعله بالضبط.

Biz de tam olarak bunu yapıyoruz.

كان بالضبط 326 جرامًا

Tam olarak 326 gramdı bu

السؤال الصحيح هو بالضبط

doğru soru ise tam olarak şu

ما هو هذا بالضبط؟

O zaman bu ne?

هذا بالضبط ما أردته.

- O, tam olarak benim istediğimdir.
- O tam olarak benim istediğim şeydir.
- İstediğim tam olarak budur.

قلت له هذا بالضبط وأجلسته.

Aynen bunu söyledim ve oturttum yerine.

ونحن نفعل نفس الشيء بالضبط.

Bizim yaptığımız da tam olarak bu.

بالضبط، إنها بالكاد تستحق الشهرة.

Kesinlikle, bugün neredeyse haber değeri yok.

بالضبط للإجابة على هذه الأسئلة.

tam olarak bu sorulara cevap bulmak amacıyla kurdum.

‫هذا بالضبط ما كان ينتظره.‬

Tam da beklediği şey.

هذا هو بالضبط الأمر المنتقد

tam olarak eleştirilen düzen ise buydu

لا أعلم متى سيصل بالضبط.

Onun ne zaman varacağını tam olarak bilmiyorum.

ما كنت أفكر به بالضبط.

Tam olarak düşündüğüm buydu.

وصلت الطائرة في التاسعة بالضبط.

Uçak tam olarak dokuzda vardı.

ولكن هذا ليس صحيحا بالضبط.

ama bu tam olarak doğru değil.

ولا نعرف بالضبط السبب بحدوث ذلك،

Bunun neden olduğunu tam olarak bilmiyoruz

وهذا بالضبط ما يعلمنا إياه العلم.

ve bu da tam olarak bilimin bize öğrettiği şeydir.

تمثلُ هذه الصور نفس الأفكار بالضبط.

Bu görseller de tamamen aynı fikirleri temsil ediyor.

‫هذا ما يحتاج إليه القريدس بالضبط.‬

Tam tekenin ihtiyacı olan şey.

‫لكن لا يمكنها رؤية مكانها بالضبط.‬

Ama tam nerede olduklarını göremiyorlar.

لكنه لا يخطط بالضبط كما يريد

fakat istediği gibi tam olarak da planlar tutmuyor

هذا بالضبط ما كنت أحتاج إليه.

Sadece ona ihtiyacım vardı.

هذا بالضبط وحرفيًا ما أتينا لأجله اليوم.

Tam olarak niçin bugün burada olmamızın sebebi bu.

لعب كمال سنال في الواقع هنا بالضبط

Kemal Sunal aslında burada tam olarak kendisini oynadı

آمل أن نتمكن من اكتشاف ذلك بالضبط

umarım bunu da tam manasıyla keşfedebiliriz

هذا هو بالضبط ما يتعين علينا حله

İşte tam olarak çözmemiz gereken şey de bu

لم أكن أعلم بالضبط ماذا تعني هذه الكلمة

"Feminist" kelimesinin anlamını tam olarak bilmiyordum

في الواقع هذا هو بالضبط ما عليهم فعله.

Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.

هذا بالضبط ما لم يكن توم يريد حدوثه.

Bu sadece Tom'un olmasını istemediği şey.

لا يمكنني فهم ما تعنيه هذه الجملة بالضبط.

Ben cümlenin tam anlamını ima edemiyorum.

بالضبط لماذا احتفظ نابليون بأفضل مشير له في هامبورغ

, Saksonya'da kasıp kavuran kararlı bir kampanya sırasında

كنت دائما مبهورة بكيفية تحرك العالم بالضبط كيفما يجب.

dünyanın olduğu gibi çalışması beni hep çok büyüledi.

هذا هو بالضبط المكان الذي خسر فيه ترامب الانتخابات

tam bu iş buraya kadar Trump seçimi kaybetti diye düşünülürken

أنا أعتقد أن ذلك بالضبط ما يتوقعه توم منك.

Sanırım bu tam olarak Tom'un yapmanı beklediği şeydir.

الآن أعتقد أنني لا أعرف بالضبط ما يجب القيام به.

Şimdi de galiba öyle zorunluluk tam bilmiyorum.

من ثم ستتعاملون بالضبط مع نفس الخيار في اليوم الموالي.

ve aynı kararla yarın da karşı karşıya kalacaksınız.

هكذا بالضبط، لأن الفص الأيمن لا يطور أكثر في نظامنا التعليمي

Aynen böyle, eğitim sisteminde sağ taraf fazla geliştirilmediği için

في الواقع النقاط التي ينكسر فيها بالضبط ، أي النقاط التي يفصل فيها

aslında tam olarak kırıldığı noktalar yani birbirinden ayrıldığı noktalar

‫لكن بعض هذه الرخويات ستسترخي فحسب‬ ‫إن حفر ذلك المثقاب في أعلى الصدفة بالضبط،‬ ‫في العضلة القافلة المتصلة بمصراعي الصدفة.‬

Ama bu yumuşakçalardan bazıları, delici tam olarak kabuğun tepesinde, abdüktör kasın üstünde olursa gevşiyor.