Examples of using "حديقة" in a sentence and their turkish translations:
Bahçemiz yok.
Dün hayvanat bahçesine gittim.
Her evin bir bahçesi vardı.
Evimin arkasında bir bahçe var.
Hayvanat bahçesine gittik.
Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum?
Bu ufak ev;
Şu otobüs sizi hayvanat bahçesine götürecektir.
ve o ailenin çimenliklerinde yanmış bir haç vardı.
hayvanat bahçesindeki hayvanları bile sattılar.
ve su yosunları için hidroponik bir bahçe görevi görüyor,
ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.
Ne güzel bir bahçe.
Kaliforniya'da Yosemite Park'taki El Capitan kayalığı
Hayvanat bahçesini ziyaret edinceye kadar bir zürafa görmemiştim.
Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?