Examples of using "عند" in a sentence and their turkish translations:
nefes alıp verdiğinizi farkında olun.
Öğretmen okul müdürü ile birlikte.
bu yaftayı daha kalıcı hale getiriyor.
Kenarda dikkatli ol.
Kapının yanında bir köpek var.
Saat tam onda gel.
Konferans saat beşte bitti.
Bir sonraki istasyonda iniyorum.
Öğle yemeğini yedim.
Girişte bir araba durdu.
Onu kapıda karşılayacağız.
Para Sami'deydi.
Leyla'nın sevgilisi var.
Sami'nin patlayıcıları vardı.
kötüye kullanıldığında bir insanın yanlış yönlendirilebilmesi.
ve en son Anıtkabir'de biter.
Peki yumurtlayınca ne olur?
yaptıkları ilk şeylerden birisi
gerçekten inandığımız bir amacı ilerleten
Gün başlarken, yeniden harekete geçiyoruz.
Tedavi alsan bile,
Ama 11'de,
Şafakla beraber , Kartaca ilerleyişi devam etti.
Araplarda bu durum utanç kaynağıydı
yani yön tayinlerini yaparlarken
göç yaparken çok ilginç
iktidar boşluğunu engelledi.
Biz kapıda durup bekledik.
Konser saat onda sona erdi.
Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.
Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.
- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!
Kavşaktan sağa dön.
Lütfen dışarı çıkarken kapıyı kapatır mısın?
Birine yarar ötekine zarar.
Jamal'la tanışmak heyecanlıydı.
Leyla'nın para sorunları vardı.
Sami'nin bir problemi vardı.
Doktor randevun nasıl geçti?
Sami'nin her zaman arkadaşları vardı.
Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.
ve sığınma talep ederken yasalara uygun davranmıştı
Sınırda insanlara her gün şunu söylüyoruz
beni yasa dışı bir takip listesine aldı.
onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar
♪ Islak gülümsedin ıslık çalarak ♪
Tüm bebek kurbağalar çıtırdıyor.
Ama ben burada durmakla kalmadım.
Fakat ben ''insancıl teknoloji'' ifadesini duyunca
Bir mimarsanız sabah 10'da
Shard of Glass binasının üstündeyiz.
Sabah gel, işler sakinleşsin.
mikrofon açıldığında kalite birazcık düşüyor
Lütfen giderken kapıyı kilitle.
O, benim onu 6:00 da uyandırmamı rica etti.
Saat dörde doktordan randevu aldım.
Çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutma.
Öğleyin arkadaşlarımla birlikte öğle yemeği yerim.
Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
Sonraki durakta trenden iniyorum.
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
Biz gece yarısı Londra'ya vardık.
Her köpeğin havlamasına uyanma.
Yaklaşık akşam 11.30'da yatmaya giderim.
O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.
arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,
Her evin bir bahçesi vardı.
Bunlardan dinozorların büyük bir çoğunluğunda bulunuyor.
Yazarlık yaparken örneğin, senaryo yazarlığı,
♪ El ele Diz dize ♪
ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.
ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.
Ne yaptığımızı düşünürken yalnızca bunu hatırlayın.
gelecek nesilleri beslemeleri için korumak yerine,
yani buzulların erimesinden oluşan bu göller,
tıpkı düzeneğin üst kısmında tek sıra hâlinde ortaya çıkışları gibi.
Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.
yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.
Şimdi %11.
bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,
Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki
şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.
Ben o zaman mutluydum.
sonra dışarı çıktığımda şuramda bir şey hissettim,
Onun altıya kadar burada olmasını rica ettim.
Bugünlerde herkesin çiçeğe karşı bağışıklığı var.
Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.
Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.
Leyla cemaatin bir direğiydi.
NASA için çalışan bir arkadaşım var.
Leyla'nın bikinili resimleri vardı.
Jim'in Müslümanlara karşı iliklerine kadar işlemiş bir nefreti var.
Sami ve Leyla'nın kaç çocuğu var?
Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.
Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,
arkadan gelen ağlama ve çığlık seslerini duyabiliyordum.
dükkana gitmen gerekirdi.