Translation of "عند" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "عند" in a sentence and their turkish translations:

عند طرف أنفك.

nefes alıp verdiğinizi farkında olun.

المدرس عند المدير.

Öğretmen okul müdürü ile birlikte.

وتتنشر عند انتحار المشاهير.

bu yaftayı daha kalıcı hale getiriyor.

‫بلطف وحذر عند الحافة.‬

Kenarda dikkatli ol.

هناك كلب عند الباب.

Kapının yanında bir köpek var.

تعال عند العاشرة تماماً.

Saat tam onda gel.

انتهى المؤتمر عند الخامسة.

Konferans saat beşte bitti.

سأنزل عند المحطة القادمة.

Bir sonraki istasyonda iniyorum.

أكلت عند منتصف النهار.

Öğle yemeğini yedim.

توقفت سيارة عند المدخل.

Girişte bir araba durdu.

سنلتقي به عند البوابة.

Onu kapıda karşılayacağız.

كان المال عند سامي.

Para Sami'deydi.

عند ليلى عشيق حقّا.

Leyla'nın sevgilisi var.

كانت عند سامي متفجّرات.

Sami'nin patlayıcıları vardı.

عند استغلال نقاط الضعف الإدراكية.

kötüye kullanıldığında bir insanın yanlış yönlendirilebilmesi.

وتنتهي عند ضريح (أنيت كابير)

ve en son Anıtkabir'de biter.

إذاً فماذا يحدث عند التبويض؟

Peki yumurtlayınca ne olur?

عند تحضير أنفسهم لفعلٍ عنيف

yaptıkları ilk şeylerden birisi

عند الشروع في مسعى صعب

gerçekten inandığımız bir amacı ilerleten

‫عند بزوغ الفجر عاودنا التحرك.‬

Gün başlarken, yeniden harekete geçiyoruz.

وحتى عند حصولك على العلاج،

Tedavi alsan bile,

ولكن عند الحادية عشرة صباحًا،

Ama 11'de,

عند الفجر، استأنفت المسيرة القرطاجية

Şafakla beraber , Kartaca ilerleyişi devam etti.

كان هذا عاراً عند العرب

Araplarda bu durum utanç kaynağıydı

أي عند القيام بتحديد الاتجاه

yani yön tayinlerini yaparlarken

مثيرة جدا للاهتمام عند الهجرة

göç yaparken çok ilginç

التي تركت عند معركة كوسوفو

iktidar boşluğunu engelledi.

وقفنا عند الباب و انتظرنا.

Biz kapıda durup bekledik.

انتهى الحفل الغنائي عند العاشرة.

Konser saat onda sona erdi.

لديه سمعة سيّئة عند طلبته.

Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.

أكيليز بطل أسطوري عند الإغريق.

Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.

عند إشارتك. واحد، إثنان، إنطلق!

- Çizgilerinize, hazırlanın, başlayın!
- Yerlerinize... Hazır... Başla!

انعطف يميناً عند مفترق الطرق.

Kavşaktan sağa dön.

الرجاء إغلاق الباب عند الخروج.

Lütfen dışarı çıkarken kapıyı kapatır mısın?

مصائب قومٍ عند قوم فوائد

Birine yarar ötekine zarar.

كنت متحمّسا عند مقابلتي لجمال.

Jamal'la tanışmak heyecanlıydı.

كانت عند ليلى مشاكل ماليّة.

Leyla'nın para sorunları vardı.

كان عند سامي مشكل حقّا.

Sami'nin bir problemi vardı.

كيف كان موعدك عند الطّبيب؟

Doktor randevun nasıl geçti?

كان دوما عند سامي أصدقاء.

Sami'nin her zaman arkadaşları vardı.

إن أكرمكم عند الله أتقاكم.

Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.

ولقد اتبعت القانون عند طلبها اللجوء.

ve sığınma talep ederken yasalara uygun davranmıştı

ونقوم دائماً بإخبار الناس عند الحدود،

Sınırda insanlara her gün şunu söylüyoruz

لعملي في مساعدة اللاجئين عند الحدود.

beni yasa dışı bir takip listesine aldı.

الذين يتوقفون عند المعاني المجازية للقلب،

onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar

♪ ابتسامة رطبة عند التصفير ♪

♪ Islak gülümsedin ıslık çalarak ♪

‫الضفادع الصغيرة تصدر صوتاً عند مضغها.‬

Tüm bebek kurbağalar çıtırdıyor.

لكنني لم أتوقف عند هذا الحد.

Ama ben burada durmakla kalmadım.

لكن عند سماعي لتعبير "التكنولوجيا الإنسانية"،

Fakat ben ''insancıl teknoloji'' ifadesini duyunca

تعلمون، كمعماري عند الساعة العاشرة صباحًا،

Bir mimarsanız sabah 10'da

عند أعلى برج شارد أوف غلاس .

Shard of Glass binasının üstündeyiz.

وما هدأت الإشتباكات إلا عند الصباح

Sabah gel, işler sakinleşsin.

تنخفض الجودة قليلاً عند تشغيل الميكروفون

mikrofon açıldığında kalite birazcık düşüyor

يرجى أن تقفل الباب عند مغادرتك.

Lütfen giderken kapıyı kilitle.

طلبت مني أن أوقظها عند السادسة.

O, benim onu 6:00 da uyandırmamı rica etti.

أخذت موعداً مع الطبيب عند الرابعة.

Saat dörde doktordan randevu aldım.

لا تنس إقفال الأبواب عند مغادرتك.

Çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutma.

أتناول الغداء عند الظهيرة مع أصدقائي.

Öğleyin arkadaşlarımla birlikte öğle yemeği yerim.

عند وصولي للمدرسة كان الجرس رن.

Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

سأنزل من القطار عند المحطة القادمة.

Sonraki durakta trenden iniyorum.

عادةً ما يفطر جدي عند السادسة.

Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.

وصلنا إلى لندن عند منتصف الليل.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

لا تستيقظ عند كل نباح كلب.

Her köpeğin havlamasına uyanma.

أذهب للفراش عند الساعة 23:30

Yaklaşık akşam 11.30'da yatmaya giderim.

هذا كان في البدء عند الله.

O, başlangıçta Tanrı’yla birlikteydi.

وسعادة ونجاح الأشخاص عند إنهائهم لعملهم،

arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

- كان لكل بيت حديقة.
- كان هناك حديقة عند كل منزل.
- كانت هناك حديقة عند كل بيت.

Her evin bir bahçesi vardı.

حسنًا إننا نجد هذا عند أغلب الديناصورات.

Bunlardan dinozorların büyük bir çoğunluğunda bulunuyor.

عند الكتابة، على سبيل المثال كتابة السيناريو،

Yazarlık yaparken örneğin, senaryo yazarlığı,

♪ يد بيد ركبة عند ركبة ♪

♪ El ele Diz dize ♪

وتنتهي عند بشر يعيشون على كوكب آخر.

ve insanların başka bir gezegende yaşamasıyla son buluyor.

ويلعب سن اليأس دورًا رئيسيًا عند النساء.

ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.

فقط تذكروا ذلك عند التفكير بما نفعله.

Ne yaptığımızı düşünürken yalnızca bunu hatırlayın.

عند استنزاف موارد مصائد الأسماك والأراضي الزراعية

gelecek nesilleri beslemeleri için korumak yerine,

الان هذه البحيرات تتكون عند ذوبان الجليد.

yani buzulların erimesinden oluşan bu göller,

كظهورهم في خط عند أعلى المصفوفة المبعثِرة.

tıpkı düzeneğin üst kısmında tek sıra hâlinde ortaya çıkışları gibi.

عند الفجر، دق الحرس الروماني ناقوس الخطر

Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.

كان معدّل الفقر عند نسبة 39 بالمائة.

yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

معدّل الفقر الآن عند نسبة 11 بالمائة.

Şimdi %11.

وأصبحت لهذه البيانات قيمة لاتصدق عند العلماء،

bu veri, bilim insanları için çok ama çok önemli oldu,

ألا يوجد حدث مماثل عند شرب الراقي؟

Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki

ووصل عند الفجر إلى الجناح الأيمن لنابليون.

şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.

- كنت سعيداً يومها.
- كنت سعيداً عند ذلك.

Ben o zaman mutluydum.

بعد ذلك عند خروجي شعرت بشيء هنا،

sonra dışarı çıktığımda şuramda bir şey hissettim,

طلبت منه أن يكون هنا عند السادسة.

Onun altıya kadar burada olmasını rica ettim.

عند كل الناس مناعةٌ من الجدري اليوم.

Bugünlerde herkesin çiçeğe karşı bağışıklığı var.

توم لديه موعد اسنان عند الثانية والنصف

Tom'un 2.30'da dişçi randevusu var.

لم تكن تلك الفتاة مألوفة عند فاضل.

Fadıl o yeni kızı tanımıyordu.

كانت ليلى بمثابة عمود عند أهل البلدة.

Leyla cemaatin bir direğiydi.

لديّ صديق يعمل عند وكالة الفضاء الأمريكية.

NASA için çalışan bir arkadaşım var.

كان عند ليلى صور لها بملابس البيكيني.

Leyla'nın bikinili resimleri vardı.

كانت عند جيم كراهيّة متأصّلة تجاه المسلمين.

Jim'in Müslümanlara karşı iliklerine kadar işlemiş bir nefreti var.

كم من الأبناء عند سامي و ليلى؟

Sami ve Leyla'nın kaç çocuğu var?

كان عند سامي العديد من الأصدقاء المسلمين.

Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.

وعندما تصبح الجينات أقل فعالية أو عند الإلتهاب،

Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,

عند انفجار قنابل الغاز المسيل للدموع في الشوارع.

arkadan gelen ağlama ve çığlık seslerini duyabiliyordum.

كان يجب علي أن أتوقف عند متجر ما

dükkana gitmen gerekirdi.