Examples of using "ذهبت" in a sentence and their turkish translations:
Nereye gittin?
- Eve gittim.
- Ben eve gittim.
Ben de gittim.
Günlerimizi geçiririz,
Fimi izlemeye gitti
Dün oraya gittim.
Alışverişe gittim.
Bir süre için gitmiş olabilirim.
Eve gittim ve ağladım.
Hastaneye gittim.
sonra özel bir okula gittim daha sonra da yatılı bir okula.
direksiyon sınavına girdim.
Nereye gittiler? Olamaz!
Oraya gittim.
Bu yüzden babamı görmeye gittim.
Niçin Tokyo'ya gittin?
Yoko'nun nereye gittiğini merak ediyorum.
Dün operaya gittim.
Gitmemin bir sakıncası var mı?
Onu ziyaret etmek için hastaneye gittim.
Osaka istasyonuna gittim.
Çok ileri gittiğini düşünüyorum.
- Bir kez Avrupa'ya gittim.
- Bir zamanlar Avrupa'ya gittim.
Kyoto'ya iki kez gittim.
Bugün doktora gittim.
O dün oraya gitti.
Yanlış adrese gittim.
Ben Norveç'e gittim.
Ben de oraya gittim.
Parkta bir yürüyüşe gittim.
Nereye gitsem köpeğim beni izler.
Dün hastaneye gittim.
Sen dükkana gittin mi?
Mağazaya gittin mi?
- Okula gitmedim.
- Ben okula gitmedim.
- Okuluna gittim.
- Okulunuza gittim.
Cathy de gitti mi?
Ne zaman gittin?
Kaç kere gittin?
Dün okula gittim.
Dün kahve dükkanına gittim.
Bugün müzeye gittim.
Geçen Cumartesi alışverişe gittim.
Ne zaman gitsem, köpeğim beni izler.
Oraya defalarca gittim.
O, müzik eğitimi yapmak için İtalya'ya gitti.
Kız kardeşim dün Kobe'ye gitti.
Mary Katolik lisesine gitti.
Bu sabah kiliseye gittim.
Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.
Erkek kardeşimle sinemaya gittim.
Kız kardeşim ve ben kale'ye gittik
Okula gitmişti.
Onun nereye gittiğini bilmek istiyorum.
Hiç New York'ta bulundun mu?
Ben dün sinemaya gittim.
- Neden oraya bensiz gittin?
- Neden oraya ben olmadan gittin?
Layla doğruca bilgisayarına gitti.
Karım ve ben balayına gittik.
Ben gittim ve benim televizyonculuk kariyerim öyle değişti.
Üniversiteye gittim, evlendim, çocuk ve kariyer de yaptım
Toplumsal cinsiyet ayrımları nereye gitsem karşıma çıkıyor.
Her zamankinden daha geç yatmaya gittim.
O haftada bir kez pazara gitti.
Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.
Laurie, en sevdiği restorana yemek yemeye gitti.
Ticaret yüksek okuluna gittim.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
Ben liseye Tom'la birlikte gittim.
Ben sadece bir şeyleri kontrol etmek için gittim.
Geçen hafta sonu nereye gittiniz?
Kahire ya da İskenderiye'ye gittin mi?
Hiç çırılçıplak yüzmeye gittin mi?
- Leyla dışarı gitti.
- Leyla dışarı çıktı.
O dönemde TTNET'e gittim, onun öncesinde birçok kişiye gittim
Üç ay sonrasında bir görüşmem vardı
Ama buradan nereye gittiğini bilmiyorum.
Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.
Böylece bir hayli geleneksel olan Koreli ailemin yanına,
şimdi şöyle düşünelim. Tatile gittiniz
Anne biraz ekmek almak için şehre gitti.
Büyükanne, ailesine yiyecek almak için markete gitti.
- Cesaretimi artırdım ve oraya gittim.
- Cesaretimi topladım ve oraya gittim.
Londra'da bulundun mu?
Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.
Tebdil-i kıyafet hayatımda bir sürü farklı karakter gördüm,
kalp hastalığının tedavisi için Almanya'ya gidiyordu her yıl
Yüzmeye gitmeyi tercih ederim.
Bugün ya da yarın gitmen aynı şey.
Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.
Gittim, yaptım ve harbiden acayip bir duygu hissettim.
Bu sabah zaten kasap dükkânına gittim.