Translation of "منزل" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "منزل" in a sentence and their turkish translations:

تحوّل منزل أسرة سامي إلى منزل للفظائع.

Sami'nin ailesinin evi bir korku evine dönüştü.

وصلنا منزل جايسون

Neyse Jason'ın evine geldik,

انهار منزل سامي.

- Sami'nin evi yıkıldı.
- Sami'nin evi çöktü.

طرق باب كل منزل.

Kapı kapı dolaşmak.

بنينا قرابة 1500 منزل.

Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.

- عندي بيت.
- عندي منزل.

- Benim bir evim var.
- Bir evim var.

منزل جون مقابل الكنيسة.

John'un evi kilisenin karşısındadır.

فتشت الشرطة منزل فاضل.

Polis, Fadıl'ın evini aradı.

التهمت النّيران منزل ليلى.

Leyla'nın evi alevler tarafından yutuldu.

احترق منزل ليلى بالكامل.

Leyla'nın evi yanıp kül oldu.

منزل سامي يحترق الآن.

Sami'nin evi şu anda yanıyor.

كان منزل سامي حطاما.

- Sami'nin evi harabe içindeydi.
- Sami'nin evi harabeye dönmüştü.

أصبح منزل سامي مسكونا.

Sami'nin evine cinler dadandı.

منّاد يحاول شراء منزل.

Mennad ev almaya çalışıyor.

ذهب فاضل إلى منزل دانية.

Fadıl, Dania'nın evine gitti.

ذهب سامي إلى منزل ليلى.

Sami, Leyla'nın evine geldi.

طُرد سامي من منزل أحلامه.

Sami hayalindeki evden atıldı.

بُنِيَ منزل توم في 2013.

- Tom'un evi 2013'te inşa edildi.
- Tom'un evi 2013'te yapıldı.

- هذان منزلان معاً، صحيح؟ - منزل مزدوج، نعم. منزل مزدوج، بأرضيّة واحدة والجزء العلوي.

-Bunlar yan yana iki ev mi? -Evet, iki tane. İki katlılar. Üst kat prefabrike.

- لم يأتِ سامي إلى منزل ليلى لأسابيع.
- لم يزر سامي منزل ليلى لأسابيع.

- Sami haftalardır Leyla'nın evinde bulunmuyor.
- Sami haftalardır Leyla'nın evine gitmiyor.

أن آخذ صديقة من منزل حبيبها

benim için biraz garip bir davranıştı.

والانتقال من الشقق إلى منزل جميل،

ailemin toplumsal hareketliliğine tanık oldum,

إننا نبحث عن منزل يضم مرآباً.

Garajlı bir ev arıyoruz.

ركن توم الشاحنة أمام منزل ماري.

Tom kamyonu Mary'nin evinin önünde park etti.

توم ايضا يمتلك منزل فى بوسطن.

Toım'un Bostonda da evi var.

نحن نريد شراء منزل فى بوسطن.

Boston'dan bir ev almak istiyoruz.

يوجد في منزل فاضل بستان خلفي.

Fadıl'ın evinin bir arka bahçesi var.

ذهب فاضل بسيارته إلى منزل دانية.

Fadıl araçla Dania'nın evine gitti.

كان سامي مختبئا في منزل أمّه.

Fadıl annesinin evinde saklandı.

استعمل فاضل مال ليلى لشراء منزل.

Fadıl, Leyla'nın parasını bir ev satın almak için kullandı.

تمّ تنظيف منزل سامي و بيعه.

Sami'nin evi temizlendi ve satıldı.

منزل للنساء اللواتي يكافحن إدمان المواد الأفيونية.

opiyat bağımlılığı ile mücadele eden kadınlar için bir ev.

مع الأسف لا توجد صورة منزل سالونيك.

Ne yazık ki Selanik evinin fotoğrafı yok.

منزل لم أره أبداً وأقوم بدفع الفواتير.

ve faturalarını ödemek için İstanbul'a geliyorum.

هذا القلب الأزرق منزل يمكنك الوقوف داخله

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

إذا عطسَ شخصٌ ما في منزل والدتي،

Mesela biri hapşırdığında annemin evindeysem

يتم إعداده في مرآب منزل مثل Apple.

Tıpkı Apple gibi bir evin de garajında kuruluyor aynı zamanda

هل تعرف كيف أصل إلى منزل توم؟

Tom'un evine nasıl gidileceğini biliyor musun?

كانت توم في منزل ماري طوال الظهيرة.

Tom bütün öğleden sonra Mary'nin evinde.

رحل فاضل عن منزل أسرته بعد سنة.

Fadıl bir yıl sonra evden ayrıldı.

استجوبت الشّرطة كلّ صاحب منزل في الحيّ.

Polis bölgedeki her ev sahibi ile görüştü.

- كان سامي يقضي المزيد من الوقت في منزل ليلى.
- كان سامي يقضي وقتا أكثر في منزل ليلى.

Sami, Leyla'nın evinde giderek daha fazla vakit geçiriyordu.

قالت: "هل يمكننا أخذ مادي من منزل جايسون؟"

" Jason'ın evinden Maddie'yi alabilir miyiz? " diye sordu.

وأنني كنت بلا منزل ثلاث مرات هذا العام."

ve bu yıl üç kez evsiz kaldığımı öğretmenimin bilmesini istiyorum."

بعد عدة أسابيع كنت في منزل صديقٍ لي،

Birkaç hafta sonra bir arkadaşımın evindeydim

تفضل بزيارة منزل كانشا شيربا في خرائط ‏Google

Kancha Sherpa'nın Evi'ni Google Haritalar'da ziyaret edin

ماذا لو لم يكن لدي منزل، إذا كنت متشردًا،

peki ama, ya bir evim yoksa, evsizsem

ملحقٍ بعقد الزواج يوثق ملكية كلا الشريكين لتجهيزات منزل

eşinin de sahipliğini belgeleyen ve kocanın imzaladığı evlilik taşınırları listesinden

سأنتقل إلى منزل جديد و أحتاج لعلب لحزم أغراضي.

Taşınıyorum, bu yüzden eşyalarım için kutulara ihtiyacım var.

كان يبعد منزل فاضل بخمس دقائق فقط من هناك.

Fadıl'ın evi sadece beş dakika uzaktaydı.

مفتاح منزل ليلى الذي هو عند سامي غير صالح.

Leyla'nın evi için Sami'nin anahtarı çalışmıyor.

كان سامي يقطن في منزل يقع في شارع باكر.

Sami, Bekir Caddesi'ndeki bir evde yaşıyordu.

- حضر علي إفطارا في منزل سامي.
- حضر علي إفطار عند سامي.
- تناول علي الإفطار عند سامي.
- تناول علي الإفطار في منزل سامي.

- Ali, Sami'nin düzenlediği bir iftara katıldı.
- Ali, Sami'nin ev sahipliği yaptığı bir iftar yemeğine katıldı.

هذا منزل لمساعدة النساء اللواتي تتراوح أعمارهن ببن 18 وال25

Burası, opiyat bağımlılığı olan 18-25 yaş arasındaki

أتذكر قضائي لفترة بعد الظهر في منزل جدتي في (أورمستون)

ninemin Urmston'daki evinde

الشكوك ، لدرجة أنه غادر إلى منزل عائلة زوجته في بافاريا.

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

يمكنك رؤية صورة منزل في الشارع والشارع الذي تريده على الخريطة.

Şuan harita üzerinde istediğiniz sokak ve cadde de ki bir evin fotoğrafını görebilirsiniz.

ذهب سامي إلى منزل ليلى كي يقضي المزيد من الوقت معها.

Fadıl, onunla daha fazla vakit geçirmek için Leyla'nın evine gitti.

وافق سامي على حراسة منزل ليلى خلال غيابها في نهاية الأسبوع.

Sami, hafta sonu boyunca Leyla'nın yerini izlemeyi kabul etti.

انتقل سامي من منزل للفقراء إلى شقّة فخمة بين ليلة و ضحاها.

Sami fakir bir evden bir gecede penthouse'a taşındı.

الجانب الأيسر من منزل توم يقع في كونيتيكت، بينما الأيمن يقع في نيويورك.

Sağ tarafı New York'ta iken, Tom'un evinin sol tarafı Connecticut'tadır.

- كان لكل بيت حديقة.
- كان هناك حديقة عند كل منزل.
- كانت هناك حديقة عند كل بيت.

Her evin bir bahçesi vardı.

- ماذا تعتقد أفضل وسيلة للوصول إلى منزل توم من هنا؟
- ماذا تعتقد أفضل طريقة للوصول إلى بيت توم من هنا؟

Buradan Tom'un evine gitmek için en iyi yolun hangisi olduğunu düşünüyorsun?