Translation of "الوعرة" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "الوعرة" in a sentence and their turkish translations:

‫أنت لا تتعامل فقط مع حرارة الصحراء،‬ ‫ومخاطر التضاريس الوعرة،‬

Sadece çölün sıcaklığıyla ya da arazinin tehlikeleriyle de değil,

سقط الكثير من المناطق الريفية الوعرة في إسبانيا تحت سيطرة رجال العصابات:

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

‫أيها الفريق، هلا أحضرتم لي شيئاً ‬ ‫يتيح لي أن أقطع‬ ‫بعض التضاريس الوعرة بسرعة؟‬

Ekip, bana hızlı yol katedebileceğim bir şey getirebilir misiniz?

‫ولكن في التضاريس الصحراوية الوعرة كهذه،‬ ‫ يمكن أن يكون العثور عليها صعباً.‬ ‫ما زال رخواً بعض الشيء،‬

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek