Translation of "المناطق" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "المناطق" in a sentence and their turkish translations:

أسكن في المناطق الحدودية.

Sınır bölgelerinde yaşıyorum.

في إحدى أفقر المناطق.

bunları inşa etmeye başladık.

تذوب المناطق المتجمدة وتجف.

donmuş tabaka eriyor ve kuruyor,

‫معظم الحيوانات تتجنّب المناطق المأهولة.‬

Çoğu, yapılaşmış alanlardan uzak duruyor.

وعندما تذوب وتجف المناطق المتجمدة،

bu tabakanın buzu çözülüp kuruduğunda

في واحدة من المناطق الريفية في أمريكا،

Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde,

فقد حازت المناطق الفقيرة باسوأ ما في الأمر

bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

‫معظم الحيوانات تزور المناطق الحضرية‬ ‫بحثًا عن الطعام.‬

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

وعملتُ مع النساء في المناطق الريفية من الهند.

yaşıyorum.

لقد ذكرنا بالفعل اختلاف بسيط في المناطق الريفية

Kırsal bölgelerde ise az önce de belirtmiştik birazcık farklılık var

مختلف المناطق نجحت بتوفير كمياتٍ كبيرةٍ من المنتجات

büyük miktarlarda ürün temin etmeyi ve dağıtmayı

أي المناطق بها حاجة اجتماعية كبيرة لإحداث تغيير؟

Hangi alanlarda fark yaratabileceğim büyük bir sosyal ihtiyaç var?

وكما لدماغك لديه هذه المناطق التي تزيد في استثارتها,

Beyninizin uyarılmasını arttıran bu alanlara sahip olması nedeniyle

ميليشياتٌ مسلحة في مختلف المناطق غلب عليها الطابع قبلي

çeşitli bölgelerde silahlı milisler bıraktı , başlangıçta

المناطق اعتمدت على مدار مئات الاعوام على زراعة الواحات

yüzlerce yıldan fazla bir süredir benimsemiştir

بدأ إعادة توطين العديد من القبائل التركية من المناطق المحتلة

O, işgalda olan arazilerden çok sayda Türk kabilelerini

مما قوّض النفوذ العثماني وزرع بذور التمرد في بعض المناطق.

Osmanlı nüfuzunu zayıflattı ve bazı bölgelerde isyan tohumlarını attı

ويكون معظمهم من نفس أفقر المناطق من الجانب الغربي والجنوبي لشيكاغو.

büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.

ولكن أيضًا بسبب أنها تقع أعلى واحدة من تلك المناطق الخفيضة.

ama aynı zamanda bu yitim bölgelerinden birinin üstüne oturuyor.

‫إلا أن التي تعيش في المناطق الحضرية‬ ‫تنشط ليلًا لتجنّب البشر.‬

...şehir bölgelerinde yaşayanlar insanlardan kaçınmak için gececi olur.

من حيث الملابس ، يختلف بشكل طفيف في الفترة العثمانية حسب المناطق.

Kıyafet konusunda ise Osmanlı döneminde biraz farklılık gösteriyor bölgelere göre

ومع ذلك ، تستمر العادات التركية القديمة في المزيد من المناطق الريفية.

Fakat daha kırsal bölgelerde yine eski Türk adetleri devam ediyor

كيرالا للعام الثاني على التوالي تكافح ضد الفيضانات في بعض المناطق.

Kerala üst üste iki yıl, bazı bölgelerinde sel baskınları yaşadı.

سقط الكثير من المناطق الريفية الوعرة في إسبانيا تحت سيطرة رجال العصابات:

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

في المناطق الجنوبية للمجر، بينما استولت القوات العثمانية في بلغاريا على نيكوبوليس

ve harap etti, bu nedenle Bulgaristan'daki Osmanlı kuvvetleri Niğbolu'i ele geçirdi ve

لم يجبر أحد هذه المناطق أن تلعب دورا في بيع المخدرات غير الشرعي،

Kimse bu insanları yasa dışı uyuşturucu ticaretinde rol almak için zorlamadı

هناك 60 مليون طفل تركوا في الأرياف منتشرين عبر المناطق الريفية في الصين.

Çin'in kırsal kesimlerinde arkada bırakılmış 60 milyon çocuk var