Examples of using "تحت" in a sentence and their turkish translations:
Balık kayaların altında saklanıyor.
Bu gökyüzü altında
Gecenin karanlığında...
Güneşte parlayan şey.
Daha birçoğu toprağın altında
Cennet onların ayağının altındadır
- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.
Bir dakika aşağıya gel.
Ağacın altındayım.
Çünkü bu dikkatle incelenmiş,
sanat dalının çatısı altında.
O zor şartlarda çalışmak,
pramit'in altından nehir geçiyor
derinden içerlemişti .
Tom masanın altına saklandı.
Bir ağacın gölgesinde oturdular.
O, masanın altındaki kutuyu buldu.
Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.
Yatağımın altında bir canavar var.
Yatağımın altında bir öcü var.
Cennet annelerin ayakları altındadır.
Beyaz kedi ağacın altında.
Masanın altında bir sepet vardır.
(Cameron Ernst - Bu gökyüzü altında)
kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim
Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.
Baskı altında çalışmayı öğrendik.
Pozitifliğin dayatılması.
diğerinin altına girmesiydi
yahu insanlar göçük altında kalmış olabilir
ve yağmurdan önce yaprakların altına gizlenerek
Olduğum gibi yerin içine gireceğim
Uzun süredir su altında olduğumdan,
Gemi dalgaların elindeydi.
Masanın altından bir kedi çıktı.
TV uzaktan kumandası kanepenin altında.
Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.
Tom kitabı yastığının altına gizledi.
Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.
Sami Leyla'nın büyüsü altında kaldı.
Sami yastığının altında bir silahla uyudu.
pis tuvaletlerin kapı altlarından çıkardık
Bu gökyüzü altında her şey altından
bir vatozun, ayağının altında yüzdüğünü görüyor.
ama kaputun altında neler dönüyor bilmezsiniz ya öyle bir şey.
Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.
Buzun altında ana kayalar olur.
karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor
onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.
Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.
Babam ve annem bir ağacın altında oturuyorlardı.
Hava sıcaklığı bugün bile sıfırın altında.
Tom, Mary'nin elini masanın altında tuttu.
Sami yastığının altında bir tabanca ile uyuyordu.
onlara bu konuda baskı kurmanın imkanı yok mu?
yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan
ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı.
Değerlendiren gözlerin baskısı altında tıkandım.
Hasdrubal mevcudiyetinde 15.000 askere sahip.
2 lider, orduların arasında şövalyevari bir düello yapmaya karar verirler
Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.
bizi alevli güneşin altında pişirecek çılgın sıcaklık dalgaları.
stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar.
Lannes arkaya taşındı
İsrail-Filistin Osmanlı yönetimi altındaydı. asırlardır.
Leyla uyuşturucu ve alkol etkisi altındaydı.
diyabetleri düzenlenebilir hâle geliyor, depresyonları yok oluyor,
kimse o adamın konuşup kendini ifade edemeyeceğini umursamadı.
bir valizin içine konmuş ve evin altına gömülmüştü.
Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.
Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.
hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu
Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.
Gecenin karanlığında... ...sokağa uyum sağlayanlar çoğalmayı sürdürür.
çünkü basınç altındaki kuartz titreşim verildiğinde elektrik üretir
ve toprağın altında 14 tana daha yapı var aynı şekilde!
yahu biz yer altını kazıp bomba koymayı düşündük az önce
savaşarak Fransa'nın en iyi tümen komutanlarından biri olduğunu kanıtladı .
ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.
ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.
Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.
ilginç değil mi?
Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.
trenin altında ray olmadığını,
üzerlerine gelen ek suyun ağırlığından taşarlarsa?
Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.