Translation of "تحت" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "تحت" in a sentence and their turkish translations:

- السمكة تختفي تحت الصخور.
- السمكة تختبىء تحت الصخور.

Balık kayaların altında saklanıyor.

تحت هذه السماء

Bu gökyüzü altında

‫تحت ستار الظلام...‬

Gecenin karanlığında...

‫هذه تحت الشمس.‬

Güneşte parlayan şey.

المزيد تحت الأرض

Daha birçoğu toprağın altında

الجنة تحت أقدامهم

Cennet onların ayağının altındadır

القط تحت المائدة.

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

إنزل تحت لدقيقة.

Bir dakika aşağıya gel.

أنا تحت الشجرة.

Ağacın altındayım.

لأن تحت هذه الأكواب،

Çünkü bu dikkatle incelenmiş,

يندرج تحت عنوان الفن.

sanat dalının çatısı altında.

العمل تحت ظروف صعبة،

O zor şartlarda çalışmak,

يمر النهر تحت الرصيف

pramit'in altından nehir geçiyor

من وضعه تحت قيادته.

derinden içerlemişti .

اختبأ توم تحت الطاولة.

Tom masanın altına saklandı.

جلسوا تحت ظل شجرة.

Bir ağacın gölgesinde oturdular.

وجد العلبة تحت الطاولة.

O, masanın altındaki kutuyu buldu.

يوجد وحش تحت سريري.

Yatağımın altında bir hilkat garibesi var.

هناك وحش تحت سريري.

Yatağımın altında bir canavar var.

هناك بعبع تحت سريري.

Yatağımın altında bir öcü var.

الجنة تحت أقدام الأمهاتكم.

Cennet annelerin ayakları altındadır.

القط الأبيض تحت الشجرة.

Beyaz kedi ağacın altında.

توجد سلة تحت الطاولة.

Masanın altında bir sepet vardır.

(كاميرون إرنست – تحت هذه السماء)

(Cameron Ernst - Bu gökyüzü altında)

تركت إصبعي يجول تحت الكلمات.

kelimelerin altında parmağımı gezdirirdim

وسرعان ما أصبحتُ تحت الماء،

Kısa bir süre sonra suyun dibini boylamıştım.

تعلمنا أن ندرس تحت الضغط.

Baskı altında çalışmayı öğrendik.

إنه اضطهاد تحت مسمى الإيجابية.

Pozitifliğin dayatılması.

كان أن يذهب تحت الآخر

diğerinin altına girmesiydi

قد يكون الناس تحت دنت

yahu insanlar göçük altında kalmış olabilir

ويختبئون تحت الأوراق قبل المطر

ve yağmurdan önce yaprakların altına gizlenerek

سأدفنُ تحت الأرض كما أنا،

Olduğum gibi yerin içine gireceğim

‫بقيت تحت الماء لوقت طويل،‬

Uzun süredir su altında olduğumdan,

كانت السفينة تحت رحمة الأمواج.

Gemi dalgaların elindeydi.

خرجت قطة من تحت المكتب.

Masanın altından bir kedi çıktı.

جهاز تحكم التلفاز تحت الأريكة.

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

رأيت فتاة واقفة تحت الشجرة.

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

أخفى توم الكتاب تحت الوسادة.

Tom kitabı yastığının altına gizledi.

وضعت الشرطة توم تحت المراقبة.

Polisler Tom'u gözetim altına aldılar.

وقع سامي تحت سحر ليلى.

Sami Leyla'nın büyüsü altında kaldı.

- كان سامي ينام و تحت وسادته مسدّس.
- نام سامي و تحت وسادته مسدّس.

Sami yastığının altında bir silahla uyudu.

مخرجينها من تحت أبواب الحمامات القذرة،

pis tuvaletlerin kapı altlarından çıkardık

كل شيء ذهبي تحت هذه السماء

Bu gökyüzü altında her şey altından

ورأى سمكة اسيتغراي تطوف تحت قدميه.

bir vatozun, ayağının altında yüzdüğünü görüyor.

لكن لا أعرف ما تحت الغطاء.

ama kaputun altında neler dönüyor bilmezsiniz ya öyle bir şey.

‫بصر صغار الفقمات أفضل تحت الماء.‬

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

حسناً، تحت الجليد يوجد الصخر الصلب

Buzun altında ana kayalar olur.

تقريبا كل عش النمل تحت الأرض

karıncaların hemen hemen hepsi yer altına yuva yapıyor

تركه تحت حماية الأجانب كنت غزا.

onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.

اعتقله الشرطي لقيادته تحت تأثير الكحول.

Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı.

كان أبي وأمي جالسين تحت شجرةٍ.

Babam ve annem bir ağacın altında oturuyorlardı.

حتى اليوم درجة الحرارة تحت الصفر.

Hava sıcaklığı bugün bile sıfırın altında.

أمسك "توم" بيد "ماري" تحت الطاولة.

Tom, Mary'nin elini masanın altında tuttu.

كان سامي ينام بمسدّس تحت وسادته.

Sami yastığının altında bir tabanca ile uyuyordu.

أن نبقيهم تحت الضغط لتحقيق هذه النتائج؟"

onlara bu konuda baskı kurmanın imkanı yok mu?

‫وأوكار الثعابين تحت الأرض ‬ ‫والبلدات القديمة المهجورة،‬

yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

مجموعة نائمة تحت الدرج في الطابق السفلي.

ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı.

اختنقت تحت ضغط هذه العيون التقييمية عليّ.

Değerlendiren gözlerin baskısı altında tıkandım.

صدربعل لديه حاليا 15.000 جندي تحت تصرفه

Hasdrubal mevcudiyetinde 15.000 askere sahip.

اختارا القائدان ان يتابارزا تحت وسط هتاف

2 lider, orduların arasında şövalyevari bir düello yapmaya karar verirler

‫تخرج الفقمات الحلقية‬ ‫للاستراحة تحت ضوء النهار.‬

Halkalı foklar sabah güneşinde dinlenmek için kendilerini yüzeye atar.

موجات حر مجنونة تطهونا تحت الشمس الساطعة.

bizi alevli güneşin altında pişirecek çılgın sıcaklık dalgaları.

لكيفية تكسر الألمنيوم والمعدن والبلاستيك تحت الضغط

stres altında nasıl kırıldığını çok iyi biliyorlar.

تم نقل Lannes إلى المؤخرة ، ووُضع تحت

Lannes arkaya taşındı

كانت إسرائيل فلسطين تحت الحكم العثماني لقرون.

İsrail-Filistin Osmanlı yönetimi altındaydı. asırlardır.

كانت ليلى تحت تأثير المخدّرات و الكحول.

Leyla uyuşturucu ve alkol etkisi altındaydı.

مرض السكري تحت سيطرةٍ أفضل، مرض الاكتئاب يزول،

diyabetleri düzenlenebilir hâle geliyor, depresyonları yok oluyor,

قبل أن يقبض عليه ويضعوه تحت تصنيف شرير.

kimse o adamın konuşup kendini ifade edemeyeceğini umursamadı.

كانت معبئَةً في حقيبة سفر ومدفونة تحت المنزل.

bir valizin içine konmuş ve evin altına gömülmüştü.

ولذلك لكي نبقى تحت درجتين من هدف الاحترار.

Böylece, aşırı ısınma tehlikesinin iki derece altında kalabiliriz.

في رأيي، يعمل المدير التنفيذي تحت إشراف المُستهلك.

Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.

حيث كان مارك مستلقياً عارياً تحت غطاء بسيط

hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu

‫نظر الزقة متكيف مع صيد السمك تحت الماء.‬

Yılanboyun kuşunun görüşü su altında balık avlamaya göredir.

‫تحت ستار الليل،‬ ‫يمكن لهذه الحيوانات المحنّكة التكاثر.‬

Gecenin karanlığında... ...sokağa uyum sağlayanlar çoğalmayı sürdürür.

لأن الكوارتز تحت الضغط يولد الكهرباء عندما يهتز

çünkü basınç altındaki kuartz titreşim verildiğinde elektrik üretir

و 14 مبنى آخر تحت الأرض بنفس الطريقة!

ve toprağın altında 14 tana daha yapı var aynı şekilde!

لقد فكرنا في حفر تحت الأرض ووضع قنبلة.

yahu biz yer altını kazıp bomba koymayı düşündük az önce

حيث قاتل تحت قيادة ماسينا في معركة زيورخ.

savaşarak Fransa'nın en iyi tümen komutanlarından biri olduğunu kanıtladı .

وفي معظم الوقت لا نعرف ما تحت الأرض.

ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.

‫وأخذ يختبئ‬ ‫تحت نباتات شقائق النعمان الكبيرة السامة.‬

ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

كان فاضل تحت تأثير المخدّرات و بدون مساعدة.

Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.

أنه لا يسمح لك بالضرب تحت الحزام، أليس كذلك؟

ilginç değil mi?

‫سأقول لك شيئاَ، ‬ ‫لا أحتمل التواجد تحت الأرض طويلاً.‬

Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.

ملاحظة أنه لا يوجد خط سكة حديد تحت القطار

trenin altında ray olmadığını,

ماذا لو انفجرت تلك البحيرات تحت وزن الماء الإضافي؟

üzerlerine gelen ek suyun ağırlığından taşarlarsa?

‫نادرًا ما تُرى ولم تُصوّر تحت الماء من قبل.‬

Bu, nadiren görülür ve daha önce hiç su altında filme alınmamıştır.