Translation of "رجال" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "رجال" in a sentence and their turkish translations:

- نحن رجال.
- إننا رجال.

Biz erkeğiz.

رأيت خمسة رجال.

Beş adam gördüm.

كل رجال الشرطة وقفوا،

bütün polisler ayağa kalktı önünü falan ilikliyor,

فيا رجال، ماذا لو؟

Peki beyler, ya şöyle olsa?

كان هنالك ثلاثة رجال.

Üç adam vardı.

أطفأ رجال الإطفاء الحريق.

İtfaiyeciler yangını söndürdü.

رجال الإطفاء يخاطرون بحياتهم.

İtfaiyeciler hayatlarını riske ederler.

بدأ بعض رجال هيمليكو بالتردد

Himilco'nun kuvvetleri bocalamaya başlıyor.

رجال صالحون الذين لا يهربون.

iyi doğmuş erkekler, kaçmayanlar.

يا رجال، أكره أن أخبركم بهذا،

Beyler, bunu size söyleyenin ben olmasından nefret ediyorum

أصبح رجال غنويس في حالة سيئة

Gnaeus adamları sımsıkı bir savunma pozisyonunda ve kaybetmekteler

فنحن رجال، وسنفسدُ الأمور ونسبب الفوضى.

Erkeğiz. Mahvedeceğiz.

هل تستطيع إثبات وجود رجال النظافة؟

Çöpçülerin varlığını kanıtlayabilir misin?

سيكون قد انتحر ثلاثة رجال من بريطانيا؟

Birleşik Krallık'ta üç erkeğin intihar edeceğini biliyor musunuz?

يمكننا أن نرى ذلك في "رجال ماد"،

Mad Men dizisinde görebiliyoruz,

واحد من كل أربعة من رجال دافوت.

adamından biri öldürüldü ya da yaralandı.

رجال و نساء قاتلوا للدفاع عن وطنهم.

Erkek kadın herkes vatan müdafaası için savaştı.

لم يصدقها رجال الشرطة لذا لم يفعلوا شيئاً.

ama polis ona inanmamış ve hiçbir şey yapmamış.

في جلسة تقاسم الخبرات مع رجال أعمال غرباء،

Girişimcilik tavsiyeleri verilen bir toplantıda

رجال هميلكو اندفعوا ليركبوا على متن سفن العدو

Himilco'nun adamları düşman gemisinin bordasına hücum ediyor.

"هذا ينطبق على رجال الشرطة، العاملين بمحال البقالة،"

"Bu insanlar, polis olabilir. Market tezgahtarı olabilir."

أعتقد أنّه أكثر رجال الإطفاء شجاعة في العالم.

Bence o dünyanın en cesur itfaiyecisi.

وقد أكون وصفت نصف رجال ذلك العقد في بريطانيا.

ve BK'deki Y Kuşağı erkeklerin muhtemelen yarısını.

يأتي المزيد من رجال الشرطة ، وتأتي الدبابات ، وتأتي المروحية

daha çok polis gelsin panzer gelsin helikopter gelsin diye

إستطلاع يُظهر أن العديد من رجال الأعمال يتخطون الغداء.

Bir araştırma birçok iş adamının öğle yemeğini atladığını göstermektedir.

قام المتظاهرون بضرب العديد من رجال الشرطة حتى الموت.

İsyancılar birçok polisi öldüresiye dövdüler.

كان لدى ليلى أربعة أطفال من أربعة رجال مختلفين.

Leyla'nın dört farklı erkekten dört çocuğu vardı.

من قبل ثلاثة رجال، ثلاثة أقارب، بأمرٍ من والدها وعمها.

babasının ve amcasının emriyle üç adam, üç kuzen tarafından öldürülmüştü.

مثالنا هنا لديه 605 رجال ، قوة نموذجية لكتيبة في الحملة.

Bizim örneğimiz 605 kişilik standart güçte sefer taburu.

هذه المؤسسة تجذب عملاء من كلا السياح و رجال الاعمال .

Bu şirket hem turistlerden hem de iş adamlarından müşteri çekiyor.

كانت Jomsvikings مجموعة أسطورية من مرتزقة الفايكنج ... رجال مختارين مرتبطين بميثاق

büyük bir güç merkeziydi . Jomsvikingler efsanevi bir Viking paralı askerleri grubuydu ... bir onur koduyla

ظهرت سفن البندقية وجنوة على مصب النهر مع رجال وإمدادات إضافية،

Nehir yakınında, Venedik ve Ceneviz gemileri ek insan gücü ve yedeklerle durdu

بُصِق في وجهي في شوارع أوسلو، هذه المرة من قبل رجال زنوج.

Oslo sokaklarında da yüzüme tükürüldü, bu defa da esmer bir adamdı.

كما مع رجال الأعمال والمثقفين، والعلماء. كانت لديه ليونة رائعة في الطباع.

bilim insanına ulaştığı kadar kolaylıkla ulaşabiliyordu. Büyük bir esnekliği vardı.

وعند الدخول قام رجال فلاد بقتل الحراس وفتح البوابات على مصراعيها لباقي

Girdikten sonra, Vlad'ın adamları Osmanlıları sessizce katleder ve

كانت أغنية ثورمود ، عن رجال شجعان ينهضون ليواجهوا موتًا محققًا ... بمثابة هاجس.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

سقط الكثير من المناطق الريفية الوعرة في إسبانيا تحت سيطرة رجال العصابات:

İspanya'nın çıkıntılı arazisinin çoğu Gerillaların kontrolündeydi

هذا من شأنه بالتأكيد أن يفسر الانهيار المفاجئ للروح المعنوية بين رجال هيمليكو

Bu kesinlikle Himilco'nun adamları arasında ki ani moral çöküşünü açıklıyor

واجه رجال دافوت البالغ عددهم 26000 رجلاً احتمالات أكثر من اثنين إلى واحد.

Davout'un 26.000 adamı ikiye birden fazla olasılıkla karşı karşıya kaldı.

لم يكن من الممكن هزيمة رجال حرب العصابات تمامًا ، لكن سوشيت جعل أراجون المنطقة الأكثر أمانًا والأفضل تدبيرًا

Gerillalar hiçbir zaman tamamen mağlup edilemedi, ancak Suchet Aragon'u

لذلك فإنّنا بعزل هذا المكان أعقنا الاتصالات بشكل كبير. أكثر ما كان مؤثّراً في الأمر، هو أنّ بعض رجال الشرطة جاؤوا معنا.

Telefon hattını keserek iletişimi yeterince sekteye uğratmış olduk. En dramatik tarafı da birkaç polis memurunun bizimle gelmesiydi.