Translation of "الليالي" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الليالي" in a sentence and their turkish translations:

‫أعجب الليالي على كوكبنا.‬

...Dünya'nın en büyülü gecelerine sahne oluyor. DÜNYA'DA GECE

‫الليالي المضيئة بالبدر هي أفضل فرصه.‬

Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.

‫يُفترض أن تسهّل الليالي الظلماء الأمور.‬

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

‫باشتداد فترة الشتاء،‬ ‫يزداد طول الليالي.‬

Kış sertleştikçe geceler iyice uzar.

‫لكن في منتصف الصيف، الليالي قصيرة.‬

Ama yazın ortasında geceler kısa olur.

لكن بعد ذلك قضيت الكثير من الليالي

Ama sonra pek çok gece geçirdim.

أرقص في كثير من الليالي في نوادي السالسا.

salsa kulüplerinde sabaha kadar dans ederdim.

وفي إحدى الليالي، عندما كنت مستلقياً على ظهري،

Bir gece, sırtüstü yatarken

‫يمكن لكاميرا الاستشعار الحراري‬ ‫التصوير في أحلك الليالي.‬

Isı algılayan termal kamera en karanlık gecede bile görebilir.

‫قريبًا، ستخسر اللبؤة الأفضلية‬ ‫التي وفّرتها لها الليالي الظلماء.‬

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

‫في أحلك الليالي،‬ ‫تكون كثبان "ناميبيا" الرملية مكانًا خطيرًا.‬

Gecelerin en karanlığında Namibya'nın kumulları korkulası yerlerdir.

‫تبدأ مساحات شاسعة من الكوكب بالتجمد.‬ ‫يزداد طول الليالي.‬

Gezegenin engin alanları donmaya başlıyor. Her gece daha da uzun sürüyor.

‫لكن في الليالي الأكثر ظلمة...‬ ‫تُستخدم حاسة سادسة في الرؤية.‬

Fakat daha karanlık gecelerde... ...altıncı bir his devreye giriyor.

‫مستفيدةً من تحديات الشتاء،‬ ‫صارت بها سيدة‬ ‫هذه الليالي الشمالية الطويلة.‬

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

‫باستمرار خفوت ضوء القمر،‬ ‫عليها الاستفادة إلى أقصى قدر‬ ‫من أحلك الليالي.‬

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

‫تبلغ الخفافيش مصاصة الدماء أوج نشاطها‬ ‫في أحلك الليالي.‬ ‫تسعى إلى امتصاص الدماء في الظلام.‬

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.