Translation of "أفضل" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "أفضل" in a sentence and their turkish translations:

أفضل القهوة.

Kahve tercih ederim.

ليس لنيل وظيفة أفضل أو تعليم أفضل

daha iyi bir iş ve daha iyi bir eğitim için değildi;

- الهجوم هو أفضل دفاع.
- أفضل دفاع هو الهجوم.

Saldırı en iyi savunmadır.

ابنِ شيئاً أفضل.

Daha iyisine uğraşın.

وجعل دولتنا أفضل.

empati ile dinleme görevi.

‫أمن مالي أفضل,‬

Eğitim kadınlar ve çocukları için daha sağlıklı bir hayat,

سياسات عامة أفضل

daha iyi kamu politikaları göreceksiniz.

لبناء عالم أفضل.

mücadele imkânı istiyorlar.

أفضل الحكّام، "(الأوروغواي)"

En iyi yöneticiler,

في أفضل الكليات ،

En iyi kolejlerde,

"هذا أفضل بكثير!"

"Bu çok daha iyi!"

حتى أفضل المؤسسات،

en iyi kurumlardan biri de olsa,

الصدق أفضل سياسة .

Dürüstlük en iyi politikadır.

أي كتاب أفضل؟

Hangi kitap daha iyidir?

غنَّتْ أفضل منه.

O, ondan daha iyi şarkı söyledi.

أفضل السفر لوحدي.

Kendi başıma seyahat etmeyi tercih ederim.

لديَ فكرة أفضل.

Daha iyi bir fikrim var.

سيكون الغد أفضل!

Yarın daha iyi olacak.

ستشعر أنك أفضل

Sen daha iyi hissedeceksin.

الضحك أفضل دواء.

- Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Gülmek en iyi ilaçtır!

أي حمية أفضل؟

Hangi diyet daha iyi?

أنا أفضل منك.

Ben senden daha iyiyim.

أنت أفضل مني.

Sen benden daha iyisin.

توم أفضل منا.

Tom bizden daha iyi.

ستكون أفضل بأضعاف

Hayatınız artarak iyileşecek.

لدي أفضل الكلمات.

En bomba laflar bende.

- أنتَ لديكَ رؤية أفضل منى؟
- أنتِ لديكِ رؤية أفضل منى؟

Senin benden daha iyi görüşün var.

- مظهرك أفضل من مظهري .
- أنت في حال أفضل من حالي.
- أنت في حالة أفضل مما أنا عليه.

Siz benden daha çok formdasınız.

والاستمتاع بأدائه بشكل أفضل.

ve tüm süreç boyunca çok daha fazla eğlenmemi sağladı.

‫هذا أفضل سمك طازج.‬

Bulabileceğiniz en taze balık.

لحماية صحتنا بشكل أفضل

sağlığımızı korumak için

لقد أصبحت رجلًا أفضل،

Daha iyi bir adam oldum,

الصحة أفضل من المرض،

sağlığın hastalıktan daha iyi,

وفرة أفضل من العوز،

bolluğun yokluktan daha iyi,

لتعكس أفضل آمالنا وتطلعاتنا.

en iyi umut ve arzularımız doğrultusunda yansıtmamız için verildi.

‫هذا أفضل صيادي الجماعة.‬

Bu, çetenin en hünerli avcısı.

إذن أحد أفضل الحلول

İklim değişikliğinden kaynaklanan

أنا أفضل المياه المعدنية.

Maden suyunu tercih ederim.

أفضل أن لا أذهب.

- Gitmeyi tercih etmiyorum.
- Gitmemeyi tercih ediyorum.

أفضل أن لا أعلّق.

Yorum yapmamayı tercih ediyorum.

أفضل ألا أخرج اليوم.

Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

أفضل السمك على اللحم.

Balığı ete tercih ederim.

عملها أفضل من عملي.

Onun işi benimkinden daha iyi.

أفضل الغناء على الرقص.

Dans etmektense şarkı söylemeyi tercih ederim.

وجعل العالم مكان أفضل.

ve dünyayı daha iyi bir yer hâline getirecek bir şey.

أظنه أفضل بكثير الآن.

Bence o şimdi çok daha iyi.

هناك طريقة أفضل، على الأرجح،

Ama belki de ''kalbi kırık'' dediğimiz zaman

إن أردنا بناء بشرية أفضل،

insanlığın gelişmesi için

‫نعم، لست في أفضل حال.‬

Evet, iyi durumda değilim.

‫هذا أفضل. سأخرج الساق الآن.‬

Bu daha iyi. Bacağımı çekiyorum.

والفرح هدف أفضل من السعادة.

Keyif, mutluluktan fazlasını hedeflemekten daha güzeldir.

أهذا أفضل ما توصلنا له؟

Geldiğimiz en iyi sonuç bu mu?

فالأمور حتماً بوضع أفضل حالياً.

Artık her şey daha iyi olmalı.

ولكننا نحتاج رؤية لمستقبل أفضل -

Fakat daha iyi bir gelecek vizyonuna ihtiyacımız var.

وحسب أفضل تقديراتنا في الصحيفة،

Post gazetesindeki en iyi tahminimize göre

تصنعون مبنى لعالم أفضل بالتأكيد.

Daha iyi bir dünya için bir yapı inşa etmiş olursunuz.

أن الحياة أفضل من الموت،

hayatın ölümden daha iyi olduğu,

والمعرفة أفضل من الجهل والخرافات.

ve bilginin cehalet ve batıl inançtan daha iyi olduğu.

أفضل قوات القنصل تجمعوا لحمايته

Konsül'ün en iyi birlikleri hızla onu korumak için toparlanıyor.

ربما سيصبح أفضل فرصة للبشرية.

insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.

‫تلك أفضل فرصة لها للصيد.‬

Av indirmek için en iyi şansı.

‫ما أفضل طريق لنا للتقدم؟‬

İlerlemek için en iyi yolumuz ne?

ربما كانت أفضل أيام حياتي

hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen

الذهب هو أفضل موصل للكهرباء

elektriği en iyi ileten ise altın'dır

أو لن يكون أفضل بكثير؟

Ya çok daha iyi olmaz mı?

رأسان أفضل من رأس واحد.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

مطعمنا أفضل من ذاك المطعم.

Restoranımız bu restorandan daha iyidir.

أنت تسبح أفضل منه بكثير.

Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.

توم واحد من أفضل محققينا.

Tom en iyi dedektiflerimizden biridir.

أيمكنك أن تقترح فكرة أفضل؟

Daha iyi bir fikir önerebilir misin?

أنا أفضل السباحة على التزلج.

- Yüzmeyi kaymaya tercih ederim.
- Yüzmeyi kayak yapmaya tercih ederim.

كل شيء أفضل من دونك.

- Sensiz her şey daha iyi.
- Sen olmadan her şey daha iyi.

أفضل الخروج على تصفح الفيسبوك.

Facebook'ta kalmaktansa dışarı gitmeyi tercih ederim.

هذا القاموس أفضل من ذاك.

Bu sözlük ondan daha üstün.

وهذا جعل حياتي أفضل بكثير.

ve bu hayatımı daha iyi bir hâle getirdi.

ما هو أفضل طعامك الخفيف؟

Favori aperitif yiyeceğin nedir?

اليوم، حياة سامي أفضل بكثير.

Bugün Leyla'nın hayatı çok daha iyidir.

الذي يُخرج دومًا أفضل ما بداخلي

benim liderlik ettiğimi görmekten büyük keyif alan

ستصنعون عالمًا أفضل بكثير لبناتكم وحفيداتكم.

kızlarınız ve kız torunlarınız için çok daha adil bir dünya yaratıyor olacaksınız.

ما كان أفضل شيء في خطابه؟

Onun konuşmalarının en önemli özelliği neydi?

لأنّ هذه أفضل طريقة لاعتناق الحياة.

çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.

‫كلما كانت أعمق وأكبر‬ ‫كان أفضل!‬

Ne kadar derin ve büyük olursa o kadar iyi!

الذين يتطلعون إلى فرصة أفضل فقط

akıl almaz fikirlerini, umutlarını ve isteklerini

وهؤلاء الحائكون وجدوا طريقة أفضل للعيش.

Bu örücüler daha iyi yaşamanın bir yolunu bulmuşlar.

هو لتثقيف أنفسنا لنعرف بطريقة أفضل.

daha iyisi yapmak için kendimizi eğitmek içindir.

‫لديهم قدرة أفضل على حل المشاكل،‬

daha iyi problem çözücüler,

يجب علينا فعل ما هو أفضل.

Daha iyisini yapmalıyız.

وهو أفضل وأسوأ موقع في الملعب.

sahadaki hem en iyi hem de en kötü görevdir.

ومع أفضل رفيق لهم في الحياة.

tedaviyi alabilecekler.

يجعلُ المدن أماكن أفضل للعيش فيها.

şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür.

أن يشرحوها بشكل أفضل وينشرونها أسرع.

bunu daha iyi anlatıp yaymasını umuyorum.

‫الليالي المضيئة بالبدر هي أفضل فرصه.‬

Dolunay ve dolunaya yakın gecelerde en çok şansa sahip.

‫بصر صغار الفقمات أفضل تحت الماء.‬

Yavrunun gözleri en iyi su altında görür.

لكن هل تعلمون ماهو أفضل حافز؟

En iyi teşvik nedir biliyor musunuz?

والنتيجة هي أنك تشعر بشكل أفضل

Bunun sonucunda, değerlerinizle uyuşan bir şekilde

هل هذا أفضل من هذه الكارثة؟

iyide bu felaket demek mi?