Examples of using "يُفترض" in a sentence and their turkish translations:
Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.
Buralarda bir yerde olmalı.
Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?
Aşıları almak için benimle buluşacak olan kabile üyesini arıyoruz.
Kaynakların dediğine göre, ahtapotlar gececil canlılar.