Examples of using "أضواء" in a sentence and their turkish translations:
Uyarı sinyalleri her yerdeydi, kesinlikle
...şehir ışıkları sayesinde 24 saat iş başında olabiliyorlar.
Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.
Şehir ışıkları gece gökyüzünü aydınlığa boğduğundan hayvanlar, yıldızlara bakarak yol bulamaz oluyor.