Examples of using "أزمة" in a sentence and their turkish translations:
istihdam krizi,
Erkekler bir kriz içinde.
şiddet krizi
Ekonomik kriz ve altyapının çökmesi,
İklim krizi zaten çözüldü.
uçan eski bir casus uçak pilotu olan çaylak astronot Roger Chaffee de vardı .
ve bu küçük bir soruna yol açıyor.
Kimse bir krizin ortasındayız gibi davranmıyor.
Şiddetli bir krizle karşı karşıyayız.
Sonuçta bu küresel krizden tek faydalananlar onlar, değil mi?