Translation of "أننا" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "أننا" in a sentence and their turkish translations:

أننا لم نعتاد.

Alışmadık.

أعتقد أننا لوحدنا.

Bence yalnızız.

أننا سنصبح حتي أقرب.

hiç beklemiyordum.

والآن، بما أننا انتهينا،

Ve şimdi bitirmek üzereyken,

أننا من أبرشية صغيرة

Sadece acil sorunlarının dışında

‫من الرائع أننا رأيناها.‬

Görmek için çok güzel bir şey.

‫أعتقد أننا مستعدان للتحرك.‬

Sanırım gitmek için hazırız.

والنتيجة هي أننا نخفق.

Sonuç olarak da batırırız.

هذه أمور أظن أننا بحاجتها:

Bence ihtiyacımız olan şeyler şunlar:

باعتبار أننا أجبنا على الأسئلة

Daha önce sorduğumuz,

وستسرون لمعرفة أننا مازلنا نعمل.

Merak etmeyin hâlâ faaliyet gösteriyoruz.

أقصد أننا تشاركنا أكثر الصفات.

Çoğu özelliğimiz ortak.

أعتقد أننا نستطيع فعل المزيد.

Daha iyisini yapabiliriz.

‫خافت لدرجة أننا شبه عميان.‬

O kadar soluktur ki, biz neredeyse kör oluruz.

أننا جلبنا هذه المشكلة لأنفسنا.

kendimizin sebep olduğumuzu bilmeliyiz.

أعتقد أننا اختلقنا هذه اللعبة

bu oyunu uydurmuşuz sanırım

يبدو أننا تلقينا إعلانات ، ولكن

Reklam almış gibi olduk ama

طالما أننا لا نفسد البشر

Yeter ki biz insanoğlu bozmayalım

هل هذا يعني أننا فزنا؟

Bu kazandığımız anlamına mı geliyor?

متأكّد من أننا سنجد حلّا.

Bir çözüm bulacağız, eminim.

أظن أننا تحادثنا عبر الهاتف.

Telefonda konuştuğumuza inanıyorum.

يبدو أننا وقعنا في الفخ.

Bir tuzağa düştük gibi görünüyor.

وترجح حساباتنا أننا نضيف 1.2 سنة

Hesaplarımıza göre, çalıştığımız herkesin hayatına

مما يدلني أننا لو عالجنا الإدمان

Eğer madde kullanımını

والجيد في الأمر أننا لسنا مخيرين

İyi haber şu ki seçmek zorunda değiliz.

إلا أننا نجد، وبشكل مفاجئ ومبهج،

görüyoruz ki meğerse,

هو أننا نملك فجوات عمياء أكبر

kör noktalarımızın olması,

بالتالي لا نستطيع قول أننا نجهله

Bu yüzden, bunu bilmediğimizi söyleyemeyiz.

حسنا، أعتقد أننا أثبتنا أنهم مخطؤون.

Sanırım onları haksız çıkardık.

يبدو أننا في المسار السيء للغاية.

Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.

يبدو أننا نريد قادة ساحرين ومسلّين،

Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor gözüküyoruz

يعني أننا لا نعرف على الإطلاق.

hiç bilmediğimiz anlamına gelir.

وأنت تعتقد أننا في حانة صاخبة،

Size göre ben maç izlenen gürültülü bir barım,

‫لحسن حظك‬ ‫أننا لم نكن أسفله.‬

Onun altında olmadığımız için uğurlu yıldızlarınıza şükredin.

والنتيجة هي أننا في الحقيقة نخفق.

Sonuç da hüsran olur.

لأنني أعتقد أننا لدينا مشكلة كبيرة.

çünkü büyük bir sorunumuz olduğunu düşünüyorum.

أننا جيدون بشكل أساسي وهم ليسوا

Biz doğuştan iyiyiz, onlar değil,

أننا نحن من يشكل تلك الثقافة

biz aynı zamanda bu kültüre yön veren kişileriz,

حتى أننا أضفنا خاصية تلوين الأسماء،

Birazcık daha bir şeyler ekledik. Birisi sizden bahsettiğinde

‫الأجواء مظلمة لدرجة أننا لا نرى.‬

Biz bu karanlıkta göremeyiz.

أعتقد أننا فقدنا ثقافة جيراننا قليلاً

galiba biz biraz mahalle kültürümüzü kaybetmişiz

أعتقد أننا نسينا الحي ، هذه مشكلتنا

komşuluğu unutmuşuz sanırım problemimiz bu

أعتقد أننا لا نستطيع أن نأكل

yemeyiz diye düşünüyorum

أعتقد أننا سنصنع فيلمًا بصريًا هراء

saçma sapan görselliği sıfır bir film yaparız diye düşünüyorum

نعتقد أننا متقدمون كتكنولوجيا ، أليس كذلك؟

teknoloji olarak ileride olduğunu düşünüyoruz değil mi

أعتقد أننا يجب أن نفعل المزيد.

Sanırım biraz daha yapmalıyız.

أظن أننا ما زلنا في بولندا.

Hala Polonya'dayız sanıyorum!

ظننت أننا لن نذهب إلى هناك.

Oraya gitmeyeceğimizi düşündüm.

طالما أننا نعيش، علينا أن نعمل.

Yaşadığımız sürece çalışmak zorundayız.

ما زلت غير مصدّقًا أننا فزنا.

Kazandığımıza hâlâ inanmıyorum.

أقسمنا أننا لن نلتقي مرة أخرى.

Bir daha görüşmeyeceğimize yemin etmiştik.

‫لكن الأمر العجيب هو أننا كلما اقتربنا منه،‬ ‫ندرك أننا متشابهان جدًا من نواح كثيرة.‬

Ama gariptir ki onlara yaklaştıkça birçok açıdan çok benzediğimizi fark ediyorsun.

لا نستغرب أننا نعاني كثيرا في داخلنا.

içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım.

أننا لم نعد نتسامح مع بعضنا البعض،

birbirimize artık tahammülümüzün olmadığından,

ودعونا نتذكردائماً أننا جميعًا من نفس العالم،

ve hepimizin aynı dünyanın insanı olduğumuzu hatırlayalım her an,

عندما نخبركم أننا ربما، ربما، مساوياتٍ لكم،

ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde

أخبرونا أننا الآن المسؤولون الأساسيون لتنافر العائلة.

aile yabancılaşmasına en iyi aday olduğumuzu söylediler.

‫أين تعتقد أننا سنجد المزيد من الزواحف؟‬

Sizce bu mahlukların daha fazlasını nerede buluruz?

أعتقد أننا بحاجة لنفس الفكرة في الأعمال.

İş dünyasında da aynı fikre ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

نحن نعلم أننا نواجه تغيرا جذريا وقاسيا.

Sert ve dramatik bir değişimle karşı karşıyayız biliyoruz.

كما أننا نصبح حزينين أحياناً لشيءٍ فقدناه.

Bazen kaybettiklerimiz için üzülürüz.

هل تتذكر أننا سنرمي حجرًا مثل هذا

hatırlar mısınız böyle bir taş atardık

على الرغم من أننا كتبنا ، كتبنا قليلاً

yazsak da az yazmışız

على الرغم من أننا نقسمها إلى نوعين

biz tür olarak ikiye ayırsak da

الحقيقة أننا كنا على شفا نهاية العالم

gerçek şu ki kıyametin eşiğinden dönmüştük

مع فكرة أننا سنولد دائمًا من الغرب

biz hep batıdan doğacak düşüncesiyle

هل تتذكر أننا كنا عنيفين مع الأطباء؟

Biz doktorlara şiddet uyguluyorduk hatırlıyor musunuz?

وفي حين أننا قد حققنا بعض التقدم،

ve epeyce ilerleme kaydetmiş olsak da

الأول هو أننا نمتلك خبرة محدودة جدًا

Birincisi, etnik gruplara ait kişilerle

أننا نقلل من التأثيرات السلبية للأنماط العنصرية.

azalttığımızdan emin olmalıyız.

يبدو أننا نتخاصم كثيرا أنا و أنت.

Sen ve ben çok tartışıyor gibi görünüyoruz.

أعتقد أننا نستطيع جذريًا عكس التأثيرات الحديثة للوحدة،

Yalnızlık eğilimlerini esasen tersine çevirebileceğimize inanıyorum

وأحيانٍ أخرى، كنا نظن أننا سنتجمد حتى الموت

Birçok defa hava sıcak olmadığında, neredeyse donma

حتى أننا عزفنا في عرض موسيقي لجمهور حقيقي.

Hatta gerçek insanlara konser verdik.

هذا يعني بالضرورة أننا يجب أن نتعلم اتباع

Bu belirli bir yerel yerin liderliği ve geleneksel bilgisini

هذه طريقة وهمية للقول أننا ندرس علم التشريح،

Bu; evrim ağacında, dinozorların yaşayan mirasçılarının anatomilerini --

♪ أننا سنتخطى الصعوبات في يوم ما ♪

♪ Bir gün üstesinden geleceğiz ♪

لا أحد يتحرك كما لو أننا في أزمة.

Kimse bir krizin ortasındayız gibi davranmıyor.

‫بما أننا سرنا باتجاه الريح‬ ‫ونجونا من الخطر،‬

Rüzgârı arkamıza aldığımıza ve tehlikeyi de atlattığımıza göre

‫النبأ السار هو أننا عدنا‬ ‫لمسار السلسلة الباردة،‬

İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden girdik

‫يبدو أننا سنسير على الأقدام ‬ ‫من الآن فصاعداًً.‬

Tamam, görünüşe göre şu andan itibaren yürüyeceğiz.

كما أننا نركز بشكل أساسي على الشلل حالياً،

ve şimdi felç hastalığına odaklanıyoruz

ولكن الحقيقة هي أننا كمجتمع، نُجرّم الأمراض الإجتماعية.

Ancak gerçek şu ki toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,

دون أن نقول أننا سوف نصلي لهم بعناد

onlara inat namaz kılacağız demeden

لماذا هذا؟ دعنا نقول أننا لا نعرف الآن

nedendir? Bilemiyoruz diyelim şimdilik

دعوني أكون واضحا أننا كنا نلعب كرة القدم

açık söyleyeyim bizler futbol oynardık

ولكن لا فرق في أننا سنلعب مرة أخرى

ama hiç fark etmez yine mahallecek oynardık

إما أننا لا نحتاج إلى معلومات ، لا تعليم

Ya hiçbir bilgiye eğitime ihtiyacımız olmadan

أعتقد أننا يجب أن نتخلى عن الكفر الآن

Artık inançsızlıktan bence vazgeçmeliyiz

- لنتخيل أننا مخلوقات فضائية.
- لنتظاهر بأننا مخلوقات فضائية.

Uzaylı numarası yapalım.

أعتقد أننا جميعًا نستطيع أن نتعاطف مع هذا قليلًا،

Şimdi, sanırım bu konuda hepimiz biraz empati kurabiliriz

أنا لم أقل أننا لا نحتاج للتعامل مع المخاطر

Riskleri dile getirmememiz gerektiğini,

يبدو أننا نخضع للقياس تقريبًا في كل مراحل حياتنا،

Görünüşe göre hayatımız boyunca karşılaştırılıyoruz,

لو أننا نستنسخ هذه الحساسية للضوء الكامنة في الطحالب

Eğer algin bu ışığa duyarlı kısmını klonlarsak

أعتقد أننا نستطيع ذلك إذا استطعنا أولًا إنقاذ مدارسنا.

ve cevabımız "Evet, kurtarabilirler, eğer önce biz okullarımızı kurtarırsak."

وأذكر عندما جلست في قاعة المحكمة وعرفت أننا فزنا.

Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için

‫أعتقد أننا لو أشعلنا ناراً كبيرة،‬ ‫يمكن استخدامها كرادع.‬

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.