Translation of "Zorundalar" in Spanish

0.036 sec.

Examples of using "Zorundalar" in a sentence and their spanish translations:

Odayı temizlemek zorundalar.

Tienen que limpiar la habitación.

Topluma entegre olmak zorundalar.

Tienen que integrarse en la sociedad.

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

porque tienen que mantener a la familia

Onun küçük geliriyle yaşamak zorundalar.

Tienen que vivir con su pequeño ingreso.

Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.

Tienen que reparar el coche.

Çocuklar yabancı diller öğrenmek zorundalar.

Los niños tienen que aprender lenguas extranjeras.

Şehirde bir daire bulmak zorundalar.

Tienen que encontrar un apartamento en la ciudad.

Boksörler bir maçtan önce tartılmak zorundalar.

Los boxeadores tienen que pesarse antes de una pelea.

Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.

Los nativos tienen que defender su tierra de los invasores.

Yapmak zorundalar. Ben buna SWAT analizi diyorum.

dentro de su organización, yo lo llamo el análisis DAFO.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

Pero, en esta época del año, deben enfrentar la noche.

İnsanlar gerçekten birbirlerinden nefret etmek zorundalar mı?

¿La gente realmente tiene que odiarse una a otra?

Benim çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorundalar.

Mis hijos deben quedarse adentro después de que oscurece.

Öğrenciler sıkı çalışmak zorunda, ama onlar sosyal etkinlikler için de zaman ayırmak zorundalar.

Los estudiantes tienen que trabajar duro, pero también tienen que dejar tiempo para las actividades sociales.