Translation of "Bulmak" in Dutch

0.013 sec.

Examples of using "Bulmak" in a sentence and their dutch translations:

Yolunu bulmak zorunda,

Ze zal haar weg vinden,

Anahtarı bulmak zorundayız.

We moeten de sleutel vinden.

Onları bulmak zorundayım.

Ik moet ze vinden.

Şimdi Tom'u bulmak zorundayım.

Nu moet ik Tom vinden.

Onun ofisini bulmak kolaydı.

Het was makkelijk om zijn kantoor te vinden.

Ben onu bulmak zorundayım.

Ik moet het vinden.

Gerçek aşkı bulmak istiyorum.

Ik wil de ware liefde vinden.

Onu bulmak için çalışacağım.

Ik zal haar proberen te vinden.

Manda bulmak zor oldu.

Het werd moeilijk om buffels te vinden.

Onun evini bulmak kolay.

Zijn huis is gemakkelijk te vinden.

Saklanacak bir yer bulmak zorundayız.

We moeten een verstopplaats vinden.

Herkes beni bulmak için dışarıdaydı.

Iedereen had het op mij gemunt.

- Onu bulmalıyım.
- Onu bulmak zorundayım.

Ik moet het vinden.

Uygun bir çeviri bulmak zor.

Het is moeilijk een geschikte vertaling te vinden.

Büyük sarı muzumu bulmak istiyorum.

Ik wil mijn grote gele banaan vinden.

Bu günlerde iş bulmak zordur.

Het is vandaag de dag moeilijk om een baan te vinden.

Amerika'da bir iş bulmak zordur.

Het is moeilijk om een baan in de Verenigde Staten te vinden.

Tom'un ne yaptığını bulmak zorundayız.

We moeten uitzoeken wat Tom aan het doen is.

Kazanmanın bir yolunu bulmak zorundayız.

We moeten een manier vinden om te winnen.

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

We gaan richting het oosten, op zoek naar de beschaving.

Medeniyeti bulmak için hâlâ yardımınız gerekiyor.

Ik heb je hulp nog steeds nodig om beschaving te vinden.

Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:

Je wil één vraag kunnen beantwoorden:

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

Dat maakt ze moeilijk te vinden.

Bir apartman dairesi bulmak zor olabilir.

Het kan moeilijk zijn om een appartement te vinden.

Odamda bir hırsız bulmak için uyandım.

Ik werd wakker en zag een inbreker in mijn kamer.

Tom'un neye alerjisi olduğunu bulmak zorundayız.

We moeten uitvinden waar Tom allergisch voor is.

Leyla Müslüman bir koca bulmak istiyordu.

Layla wilde een moslimman vinden.

Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,

Maar de tijd raakt op voor een oplossing voor dit conflict...

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

Onder deze omstandigheden is het bijna onmogelijk... ...om droog hout te vinden.

Medeniyeti bulmak için en güvenli güzergâh hangisi?

Welke route is de veiligste... ...om beschaving te vinden?

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

Ik wil niet beneden zitten zonder terugweg.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

Dus we gaan de mijn uit om te zien wat we nog meer kunnen vinden.

Veya aileye olan sevginin sade anlamını bulmak

of moeten we die elementaire zingeving zoeken in de liefde binnen onze familie

Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.

Mijn strijd is om het oog van de storm te vinden zo goed als ik kan.

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

Perfect om een nachtelijk maal mee op te sporen.

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

En het is aan ons een manier te vinden om vertrouwen terug op te bouwen,

O, çiçekleri kimin gönderdiğini bulmak için meraklıdır.

Ze is nieuwsgierig naar wie de bloemen stuurde.

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

Het is niet gemakkelijk om iemand te vinden, die zijn plaats kan innemen.

Tom'a ulaşmak için bir yol bulmak zorundayız.

We moeten een manier vinden om Tom te bereiken.

Tom'u bulmak için yapabileceğimiz her şeyi yapacağız.

We zullen alles doen om Tom te vinden.

Her pozisyon için doğru kişiyi bulmak zorundayız.

We moeten voor iedere positie de juiste persoon kiezen.

Bir arkadaşı bulmak zor ve kaybetmek kolaydır.

Een vriend is moeilijk om te vinden en makkelijk om te verliezen.

Dana'yı bulmak için hangi yol daha güvenli olur?

Wat is de veiligste route om Dana te vinden?

Tamam, bu durumda onu bulmak için zekice davranmalıyız.

Dat betekent dat we slim moeten zijn om haar te vinden.

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

De meeste dieren bezoeken steden alleen om eten te zoeken.

Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği

Maar Uruguay gaat geen toeristenbestemming...

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

De eerste missie is het wrak vinden... ...en de verloren lading vinden.

Unutmayın, o enkazı bulmak için yardımınıza ihtiyacım var.

Ik heb jouw hulp nodig om dat wrak te vinden.

Tom'a yardım etmek için bir yol bulmak zorundayız.

We moeten een manier vinden om Tom te helpen.

Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.

Het is een woord waarvoor ik graag een vervanging zou vinden.

Günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak

Om uiteindelijk een manier te vinden om je niet alleen op de wereld te voelen,

Bir plan yapmadan yolunuzu buna göre bulmak mı istiyorsunuz?

Je wilt gewoon proberen en blijven doorvechten... ...zonder een plan?

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

Maar het is hoe langer hoe moeilijker om rustige plekken te vinden

Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.

Maar in het donker door onmetelijke duinen navigeren is lastig.

Fiziksel olarak mevcut olmadan sosyal ilişki kurma yolları bulmak.

...over manieren om deel te nemen aan sociale kringen zonder er lichamelijk te zijn.

Bunu kimin yaptığını bulmak için her taşın altına bakacağım.

Ik zal geen steen op de andere laten tot ik gevonden heb wie dat gedaan heeft.

Saygın bir insan bulmak bir piyango kazanmaktan daha zor.

Een geschikte man vinden is moeilijker dan de lotto winnen.

Bu yüzden suyun üstünde bir yer bulmak daha mantıklı olur.

Dus we gaan hoog zitten... ...uit het water.

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

Ze biedt de meeste kans op hulpbronnen. Voedsel, hydratatie.

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

Roofdieren moeten zich evolueren om hun prooi te snel af te zijn.

Güvenli bir demirleme noktası bulmak her halatlı iniş için hayatidir.

Een goed ankerpunt is cruciaal als je gaat abseilen.

Onun kadar güzel bir şekilde Çince yazan birini bulmak zordur.

Het is moeilijk om iemand te vinden die zo mooi Chinees schrijft als hij.

Pekâlâ, artık ihtiyacım olan tek şey yatak yapmak için malzeme bulmak.

Nu heb ik alleen nog isolatie nodig voor een bed.

İyi de eder. Bir eş bulmak için 400 metre yol alması gerekebilir.

Dat is maar goed ook. Hij kan wel 400 meter afleggen voor een partner.

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

Sneeuw maakt het lastiger om voedsel te vinden op de bosgrond. Ze moet elders zoeken.

Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.

We moeten uitzoeken hoe we met dit karkas 'n betere maaltijd krijgen.

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

Maar op extreem terrein zoals dit is zo'n plek moeilijk te vinden. Het hangt nog een beetje los...

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

Het is een beheersbare 22 graden. Deze olifantenfamilie moet drinkwater vinden voor de zon terugkeert.

Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.

En we kunnen alle kanten op... ...maar we moeten besluiten welke kant we op gaan.

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

Donkere, bedompte plekken zijn zeer geschikt om beestjes te vinden. Daar gaan we heen.

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

Veel dieren gebruiken kleurwaarneming om fruit te vinden. Tijd voor een laatste maal voor het te moeilijk wordt om te zien.

Başladığımız yere dönüp farklı bir yol izlemek ve enkazı o şekilde bulmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

Als je terug wilt naar het begin en een andere route... ...naar het wrak wilt nemen, kies dan 'Aflevering opnieuw afspelen'.