Translation of "Sağlamak" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Sağlamak" in a sentence and their spanish translations:

Bitkinin büyümesini sağlamak için

es el uso de una fórmula nutritiva concreta

Koruma sağlamak için oluşturuldu.

o membresía en un grupo social particular.

Evet, yalnızlığı anlamalarını sağlamak istedim,

Quería hacer que lo entendieran

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

porque tienen que mantener a la familia

Onun teoriyi anlamasını sağlamak imkansızdır.

Es imposible hacerle entender la teoría a ella.

Taze ve sağlıklı gıda üretimi sağlamak

Puedo ser parte de todos estos proyectos geniales

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

Y debe ser algo muy liviano.

Onun yeni teoriyi anlamasını sağlamak imkansızdır.

Es imposible hacerle entender la nueva teoría.

Baban geçimini sağlamak için ne yapar?

¿Qué hace tu padre para ganarse la vida?

Bu, kadınların gerçekten iyileşmeye başlamasını sağlamak için

es un programa "de tanto como haga falta"

İşim, özetle, yanlış şeyleri dışarıda bırakmanızı sağlamak.

Mi trabajo es, básicamente, que no se fijen en lo verdaderamente relevante,

Fayda sağlamak için icat edildiğini anladığımız zaman

para beneficiarse a sí mismos y a nosotros,

Imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.

para que ellas tuvieran acceso a las mejores oportunidades en la vida.

Bunun bir dikdörtgen gibi görünmesini sağlamak için,

A fin de que esto se vea como un rectángulo.

İyi haber şu ki bunu sağlamak çok basit.

Así que la buena noticia sobre esto es que es muy fácil de manejar.

Kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

y empoderar a las mujeres para adueñarse de él

Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.

La televisión es un medio muy importante por el que transmitir información.

Ve bunun başka bir çocuğun başına gelmemesini sağlamak istiyordum.

y quería asegurarme de que esto nunca le pase a otro niño.

Ve bundan ortaokul ve lise öğrencilerinin de faydalanmasını sağlamak.

y poniéndolos a disposición de los jóvenes de secundaria.

Tom geçimini sağlamak için ne yaptığı hakkında konuşmaya başladı.

- Tom empezó a hablar acerca de lo que él hacía para vivir.
- Tom comenzó a hablar acerca de cómo ganaba dinero.

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de

Y una de las cosas que podemos hacer para frenar las guerras y tener paz

Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor

Lamentablemente, a menudo se limpian los bosques para abastecerla,

- Yaşamımı kazanmak için şarkı söylüyorum.
- Geçimimi sağlamak için şarkı söylüyorum.

Yo canto para hacer mi vida.

Yanı sıra ordu yönetiminin her yönü; verimli hareket ve tedarik sağlamak;

así como todos los aspectos de la administración del ejército; asegurar un movimiento y un suministro eficientes;

Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.

Todo el mundo puede ayudar asegurándose de que las oraciones suenan bien y están bien escritas.

. Kendi adamlarına düzgün bir şekilde ödeme yapılmasını ve beslenmesini sağlamak için ilk önceliği yaptı

Hizo su primera prioridad asegurarse de que sus propios hombres recibieran el pago y la alimentación adecuados, algo