Translation of "Bulmak" in Spanish

0.022 sec.

Examples of using "Bulmak" in a sentence and their spanish translations:

Yolunu bulmak zorunda,

Tendrá que encontrar su camino,

Onları bulmak zor.

Es difícil encontrarlos.

Onu bulmak zorundayız.

Tenemos que encontrarlo.

Bunları bulmak zorlaşıyor.

Estos ya son más complicados de encontrar.

- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.

- Encontrar su oficina fue sencillo.
- Fue fácil encontrar su oficina.

Mükemmel yeri bulmak zorundayım.

Tengo que encontrar el lugar perfecto.

Şimdi Tom'u bulmak zorundayım.

Ahora tengo que encontrar a Tom.

Onun ofisini bulmak kolaydı.

Fue sencillo encontrar su oficina.

Yemek bulmak için çıktım.

Salí a buscar comida.

Tom'u bulmak kolay olmayacak.

No va a ser fácil encontrar a Tom.

Ben onu bulmak zorundayım.

Tengo que encontrarlo.

Bir örnek bulmak kolay.

Es fácil encontrar un ejemplo.

Seni bulmak için geldim.

He venido a verte.

Altın bulmak kolay değildi.

- No fue fácil encontrar el oro.
- No era fácil encontrar oro.

Onun evini bulmak kolay.

Su casa es fácil de encontrar.

Tom'un evini bulmak kolaydır.

La casa de Tom es fácil de encontrar.

Gerçek aşkı bulmak zordur.

El verdadero amor es difícil de encontrar.

Seni bulmak zor değildi.

- No eras difícil de encontrar.
- No fuiste difícil de encontrar.

Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.

Es poco común encontrar jardines grandes en Japón.

Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

Tengo que encontrar un trabajo de medio tiempo.

Onlara bir otel bulmak kolaydı.

Encontraron el hotel con facilidad.

Avustralya'ya altın bulmak arzusuyla gittiler.

Fueron a Australia con la intención de encontrar oro.

Sadece bir taksi bulmak istiyorum.

Solo quiero encontrar un taxi.

Neden Tom bizi bulmak istiyor?

¿Por qué Tom quiere encontrarnos?

Herkes beni bulmak için dışarıdaydı.

Todos estaban en mi contra.

- Onu bulmalıyım.
- Onu bulmak zorundayım.

Tengo que encontrarlo.

Şehirde bir daire bulmak zorundalar.

Tienen que encontrar un apartamento en la ciudad.

Uygun bir çeviri bulmak zor.

Es difícil encontrar una traducción adecuada.

Biz hâlâ Tom'u bulmak zorundayız.

Todavía tenemos que encontrar a Tomás.

Onu bugün bulmak çok zor.

Hoy día es muy difícil encontrar eso.

Onları bulmak için işe alındım.

Me contrataron para encontrarlos.

Amerika'da bir iş bulmak zordur.

Es difícil encontrar un trabajo en Los Estados Unidos.

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

Y vamos al este en busca de la civilización.

Medeniyeti bulmak için hâlâ yardımınız gerekiyor.

Aún necesito su ayuda para hallar la civilización.

Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:

Con el objetivo de responder una pregunta:

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

Eso hace muy difícil encontrarlas.

En uygun çözümü bulmak önemsiz değildir.

Encontrar una solución óptima no es trivial.

Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

Usamos un diccionario para buscar el significado de las palabras.

Polis bulmadan önce Tom'u bulmak zorundayız.

Tenemos que encontrar a Tomás antes de que la policía lo haga.

Oturup dinlenebileceğim bir yer bulmak istiyorum.

Quiero encontrar un lugar en donde pueda sentarme y relajarme.

Yeni bir bebek bakıcısı bulmak zorundayız.

Tenemos que encontrar una nueva niñera.

Ben sadece doğru adamı bulmak istiyorum.

Solo quiero encontrar el tipo correcto.

Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.

En esta ciudad, es muy complicado coger un taxi.

Odamda bir hırsız bulmak için uyandım.

Me desperté y vi un ladrón en mi habitación.

Gezi için bir rehber bulmak gerekliydi.

Hubo que buscar un guía para el viaje.

Onu bulmak için bir saatimiz var.

Tenemos una hora para encontrarlo.

Bu köpek uyuşturucu bulmak için eğitilmiştir.

Este perro está entrenado para olfatear la droga.

Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.

Yo tendré que encontrar un trabajo de medio tiempo.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum.

Quiero encontrar algo como aquello.

O, başka bir yol bulmak zorundaydı.

Él tenía que encontrar otra manera.

Bir iş bulmak ne kadar zordur?

- ¿Qué tan difícil es encontrar un empleo?
- ¿Cómo de difícil es encontrar un trabajo?

O arabayı kimin sürdüğünü bulmak zorundayız.

Necesitamos averiguar quién condujo ese coche.

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

Cuando desperté, mi maletín había desaparecido.

Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,

Pero se acaba el tiempo para hallar una solución al conflicto

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

En estas condiciones, es casi imposible encontrar madera seca.

Medeniyeti bulmak için en güvenli güzergâh hangisi?

¿Qué ruta es la más segura para encontrar la civilización?

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

No quiero bajar y quedarme a la mitad.

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

Así que saldremos de la mina para ver qué más encontramos afuera.

Veya aileye olan sevginin sade anlamını bulmak

o encontrar ese significado despojado en el amor de la familia

Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.

Mi lucha es encontrar el ojo de la tormenta lo mejor que pueda.

Arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak

alguien que pueda apoyarlos como amigos, con quien conversar,

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

Perfecto para rastrear un banquete de medianoche.

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

Y depende de nosotros encontrar la forma de restaurar esa confianza,

O, çiçekleri kimin gönderdiğini bulmak için meraklıdır.

- Ella tiene curiosidad por saber quién mandó las flores.
- Ella tiene curiosidad por saber quién le envió las flores.
- Ella quiere saber quién le envió las flores.

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

No será sencillo encontrar a alguien calificado para sustituirlo.

En uygun çözümü bulmak biraz zaman alacak.

Encontrar una solución óptima demorará un tiempo.

Her pozisyon için doğru kişiyi bulmak zorundayız.

Tenemos que encontrar a la persona adecuada para cada puesto.

Bir iş bulmak için her şeyi yapardım.

Haría cualquier cosa por conseguir un empleo.

Sadece Tom'u bulmak ve onunla konuşmak istiyorum.

Solo quisiera encontrar a Tom y hablar con él.

Hafızamı geliştirmek için bir yol bulmak istiyorum.

Me gustaría encontrar la manera de mejorar mi memoria.

Cumartesi geceleri, buralarda park yeri bulmak zor.

Los sábados por la noche es difícil encontrar aparcamiento por aquí.

Planlarımızın hepsinin boşa olduğunu bulmak çok üzücü.

Es muy triste saber que todos nuestros planes fueron en vano.

Ikincisi bu ilgi alanlarıyla uyuşan meslekleri bulmak

la segunda es encontrar profesiones que se relacionen con esos intereses;

Öncüler su bulmak için birkaç kuyu açtı.

Los pioneros abrieron algunos pozos para encontrar agua.

Bunu yapmak için zaman bulmak zor olacak.

Será complicado sacar tiempo para hacerlo.

- Tom soruna bir çözüm bulmak için hayatını adadı.
- Tom probleme bir çözüm bulmak için hayatını adamış.

Tom dedicó su vida a encontrar una solución al problema.

Tam olarak bu sorulara cevap bulmak amacıyla kurdum.

para responder a estas preguntas.

Dana'yı bulmak için hangi yol daha güvenli olur?

¿Cuál es la ruta más segura para hallar a Dana?

Tamam, bu durumda onu bulmak için zekice davranmalıyız.

Bien, deberemos ser listos si queremos encontrarla.

Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak yollar bulmak istiyoruz.

Queremos tomar estas ideas y encontrar formas de ampliarlas.

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

La mayoría de los animales solo visita áreas urbanas para buscar comida.

Ama Uruguay'ın, turistlerin kafayı bulmak için ziyaret edeceği

pero nadie piense que el Uruguay va a ser un país turístico

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

La primera misión es encontrar los restos y recuperar la carga perdida.

Unutmayın, o enkazı bulmak için yardımınıza ihtiyacım var.

Recuerden, necesito su ayuda para hallar esos restos.

Sonunda gerçekten tatmin edici bir sonuç bulmak mümkündü.

Finalmente, fue posible encontrar una solución realmente satisfactoria.

- Tom bulması zor olmayacak.
- Tom'u bulmak zor olmayacak.

No será difícil encontrar a Tom.

Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.

Es una palabra para la que me gustaría encontrar una sustituta.

Kendime uygun bir iş bulmak için ne yapmalıyım?

¿Qué debo hacer para encontrar un trabajo adecuado para mí?

Tom neyin yanlış olduğunu bulmak için çok çalışmadı.

Tom no hizo un gran esfuerzo para descubrir qué estaba mal.

Tom kalma sebebi bulmak için elinden geleni yaptı.

Tom hizo lo que pudo para encontrar una razón para quedarse.

Günün sonunda bu dünyada yalnız hissetmemenin bir yolunu bulmak

De encontrar una manera, al final, de no sentirnos solos en este mundo,

Bir plan yapmadan yolunuzu buna göre bulmak mı istiyorsunuz?

¿Quieren intentar luchar contra la ciénaga y continuar sin un plan?

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

Sin embargo, cada vez es más difícil encontrar lugares silenciosos

Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.

Pero es difícil hacerse camino por las inmensas dunas uniformes en la oscuridad.

çünkü o parkı ben de kafa bulmak için kullanıyordum

porque usé ese mismo parque para drogarme,

Biz mutluluk aramak için dünyadayız, onu bulmak için değil.

Estamos en la Tierra para buscar la felicidad, no para encontrarla.