Translation of "Bulmak" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Bulmak" in a sentence and their japanese translations:

- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.

彼の会社は簡単に見つかった。

Onun evini bulmak kolay.

彼の家は見つけやすい。

Onun ofisini bulmak kolaydı.

簡単に彼の事務所が見付かった。

Ben onu bulmak zorundayım.

- 私はそれを探さなければならない。
- それを見つけなくちゃ。

Bir cevap bulmak imkansızdı.

答えを見つけるのは不可能だった。

İstikrarlı bir iş bulmak zorundasın.

まともな仕事につかなければいけませんよ。

Başkalarının işinde hata bulmak kolaydır.

他人のやることにけちをつけるのは簡単である。

Japonya'da büyük alanlar bulmak nadirdir.

日本では広い庭はなかなかありません。

Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.

アルバイトを見つけなくては。

- Onu bulmalıyım.
- Onu bulmak zorundayım.

それを見つけなくちゃ。

Şehirde bir daire bulmak zorundalar.

彼らは市内でアパートを探す必要がある。

Uygun bir çeviri bulmak zor.

適当な訳を見つけるのが難しい。

Bu günlerde iş bulmak zordur.

この頃は仕事にありつくのが難しい。

Bu nadir pulu bulmak zordur.

このめずらしい切手は手にはいりにくいんだよ。

Medeniyeti bulmak için doğuya doğru gidiyoruz.

文明を探して東へ向かう

Medeniyeti bulmak için hâlâ yardımınız gerekiyor.

文明を探すために 君の助けが要る

Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:

次の質問の答えを出すというものです

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

そうなると見つけるのは 非常に厄介ですが

İncileri bulmak isteyen derin dalmak zorunda.

真珠を探したいと思う者は深くもぐらなければならぬ。

Bir apartman dairesi bulmak zor olabilir.

- 部屋探しは苦労することがある。
- 部屋捜しは苦労することがある。

Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.

彼は盗まれたかばんを見つけて驚いた。

Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

辞書はことばの意味を調べるのに使う。

Fransızca konuşan bir doktor bulmak istiyorum.

フランス語が話せる医者を見つけたいのですが。

Parka giden yolu bulmak kolay değildir.

公園へ行く道を見つけることはやさしくありません。

Eğitimli bir pilot bulmak neredeyse imkansızdı.

訓練されたパイロットを手に入れるのは不可能に近かった。

Odamda bir hırsız bulmak için uyandım.

目が覚めると部屋に泥棒がいた。

Bu köpek uyuşturucu bulmak için eğitilmiştir.

この犬は麻薬を嗅ぎ出すよう訓練されている。

Süreli bir iş bulmak zorunda kalacağım.

- アルバイトを見つけなくては。
- パートの仕事を見つけないと。

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.

目が覚めてみたら、スーツケースがなくなっていた。

- Kestirme bir yol bulmak için haritaya baktılar.
- Kestirme bir yol bulmak için haritayı incelediler.

彼らは地図で近道を調べた。

Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,

しかし問題解決は進まず―

Bu durumda kuru ağaç bulmak neredeyse imkânsız.

この状況では乾いた木を 探すのはムリだ

Medeniyeti bulmak için en güvenli güzergâh hangisi?

文明を見つけるには どっちが安全?

Kendimi geri dönüşü olmadan aşağıda bulmak istemem.

下りて戻れないのは嫌だ

Dışarıda başka şeyler bulmak için madenden çıkıyoruz.

鉱山を出て 何が外にあるか見よう

Veya aileye olan sevginin sade anlamını bulmak

家族愛や夜の社交ダンス場に 全てを剥ぎ取って残った意味を

Mücadelem; yapabildiğimin en iyisiyle onun merkezini bulmak.

できるだけ上手く 台風の目を見つけるのです

Arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak

直接話し合えるような友人は

Gece yarısı, burnuyla ziyafet bulmak için mükemmel.

‎真夜中に ごちそうを探す

Güveni yeniden oluşturmanın yolunu bulmak bizim sorumluluğumuz

フェイクニュースは 信頼を壊すものであり

O binanın girişini bulmak benim için zordu.

その建物の入り口を探すのはたいへんだった。

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.

そのリストに載っている本は日本で手に入れるのは難しいだろう。

O, çiçekleri kimin gönderdiğini bulmak için meraklıdır.

彼女はだれが花を贈ってくれたのか知りたがっている。

Onların saklanma yerini bulmak bir hafta sürdü.

彼らの隠れ家を突き止めるのに1週間かかった。

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

彼の後を継ぐだけの能力のある人物を見つけるのは容易ではないだろう。

Bu evi kiralayacak birini bulmak kolay olacak.

この家はすぐ借り手が見つかるでしょう。

İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.

終身雇用で給料のよい仕事を見つけるのは難しい。

Onun evini bulmak bizim için kolay değildi.

私たちが彼の家をみつけるのは容易ではなかった。

X ışınları kemiklerdeki kırıkları bulmak için kullanılır.

エックス線は骨折箇所をつきとめるのに用いられる。

Ikincisi bu ilgi alanlarıyla uyuşan meslekleri bulmak

2つめに その興味に合う 仕事を見つける

Bunu yapmak için zaman bulmak zor olacak.

それをする時間を見つけるのはむずかしくなるだろう。

Tam olarak bu sorulara cevap bulmak amacıyla kurdum.

「女性の脳のためのイニシアティブ」を 設立しました

Dana'yı bulmak için hangi yol daha güvenli olur?

どっちの道が安全かな?

Tamam, bu durumda onu bulmak için zekice davranmalıyız.

つまり頭を使って― デーナを捜さなきゃ

Biz bu fikirleri alıp çoğaltacak yollar bulmak istiyoruz.

これらのアイデアを取り入れて 拡大する方法を見つけたいと考えています

Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.

‎動物たちは食べ物を求めて ‎都会へ来る

Birinci görevimiz enkazı bulmak ve kayıp kargoyu kurtarmak.

任務は飛行機を捜し― 荷物を見つけること

Unutmayın, o enkazı bulmak için yardımınıza ihtiyacım var.

君の助けが要る 残がいを捜す

İyi bir iş bulmak için çok şansı vardı.

彼は幸運にも良い仕事が見つかった。

O yeni bir iş bulmak amacıyla Tokyo'ya gitti.

彼女は新しい仕事を得るために東京へ行った。

Bu ev için bir kiracı bulmak kolay olacak.

この家はすぐ借り手が見つかるでしょう。

Bu yerine koymak için bulmak istediğim bir kelime.

これは代わりになるものをみつけたい単語だ。

Kendime uygun bir iş bulmak için ne yapmalıyım?

どうすれば自分に合った仕事を見つけられるのでしょうか?

İşi ve oyunu karıştıran bir iş bulmak istiyorum.

私は勉強と遊びを兼ねている仕事につきたい。

Biz kayıp kişileri bulmak için elimizden geleni yaptık.

行方不明者を探そうと、できるだけの努力をした。

Bir gün Byron kendini ünlü bulmak için uyandı.

ある日バイロンが目を覚ましてみたら有名人になっていました。

O onlara bir ev bulmak için zahmete girdi.

彼女は彼らのために労をいとわず家を見つけてやった。

Bir plan yapmadan yolunuzu buna göre bulmak mı istiyorsunuz?

君はこの道を 頑張って進みたいのか 計画なしでね

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

しかし静寂な空間を探し出すことは ますます困難になっています

Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.

‎真っ暗な砂丘で ‎メスを探すのは大変だ

Sadece treni az önce gitmiş bulmak için istasyona gittim.

- 駅へ着いてみたら、列車は出たばかりのところだった。
- 駅に着くと、電車は出たばかりの所だった。

O, tatilde hastalandı ve bir doktor bulmak zorunda kaldı.

彼女は休みの日に突然病気になり、医者をさがさなければならなかった。

Onun iyi bir karı bulmak için iyi şansı vardı.

彼は幸運にもよい奥さんを見つけた。

O her zaman diğer insanların hatalarını bulmak için hazırdır.

彼はいつも他人のあら捜しをしたがる。

Fiziksel olarak mevcut olmadan sosyal ilişki kurma yolları bulmak.

実際に会わずに、他者と交流する方法についてです

Meclisteki milletvekilleri soruna bir çözüm bulmak için mücadele ediyorlar.

国会議員は問題の解決に苦慮しています。

Bana uygun bir iş bulmak için ne yapmak zorundayım?

どうすれば自分に合った仕事を見つけられるのでしょうか?

Bu yüzden suyun üstünde bir yer bulmak daha mantıklı olur.

高い所から水に入りたい

Kaynak, yiyecek bulmak ve susuz kalmamak için en iyi şansınız,

資源が見つけられる 食料や水をね

Yırtıcılar, avlarını alt etmenin karmaşık yollarını bulmak için evrimleşmek durumunda.

‎獲物を出し抜こうと ‎捕食者は巧妙に進化する

Güvenli bir demirleme noktası bulmak her halatlı iniş için hayatidir.

安全な固定場所を 探すのが重要だ

Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.

- ピーターは少し前から、新しい住居を探してきた。
- ピーターは、ここしばらくの間、新しいアパートを探し続けている。

Erdemli bir kız için yeni bir erkek bulmak çok basit.

だらしない女性は、かんたんに男から男へと移ってゆく。

Andrew yaptığı ilk şey, kardeşi Simon bulmak ve onu anlatmaktı.

彼はまず、兄弟のシモンを見つけて言った。

Yalnızca onun iş için uygun olmadığını bulmak için çok çabalıyordu.

彼は一生懸命にやってはみたが、その仕事には向いていないとわかった。

Tom bir kullanılmış araba satıcısı bulmak için sarı sayfalara baktı.

トムは中古車販売店を探すため、職業別電話帳を見た。

Pekâlâ, artık ihtiyacım olan tek şey yatak yapmak için malzeme bulmak.

保温できる物を探して ベッドにする

Oldukça pahalı bir bilet satın almak ve bir orkestra bulmak zorunda değilsiniz.

オーケストラを探し 高いチケットを買う必要はありません

İyi de eder. Bir eş bulmak için 400 metre yol alması gerekebilir.

‎メスを探すために ‎400メートル移動するのだ

Kar yüzünden ormanın zemininde yiyecek bulmak pek mümkün değil. Başka yerlere bakmalı.

‎雪が邪魔で ‎地面の餌は探しにくい ‎他の場所を探す

Pekâlâ, kendimize daha iyi bir yemek bulmak için bu leşi kullanmanın yolunu bulmalıyız.

どうやったらこの死がいを 食事にできる?

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

でもこのような砂漠では 見つけるのは難しい 少しゆるいな

Hiçbir şey zor bir şey için basit bir açıklama bulmak kadar zor değildir.

難しいことを簡単に説明することほど難しいことはない。

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

‎22度なら快適だ ‎ゾウの家族は日の出前に ‎水にありつきたい

Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.

この砂漠は広いから どっちへ行くか決めなきゃ

Karanlık ve rutubetli yerler börtü böcek bulmak için her zaman iyidir. Biz de oraya gidiyoruz.

暗くてしめった場所には 虫たちがいるだろう 行くよ