Translation of "Etmek" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Etmek" in a sentence and their spanish translations:

Yemin etmek

¡Jura!

- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.

- Ella quiere bailar.
- Ella tiene ganas de bailar.

- Sana yardım etmek istiyorum.
- Size yardım etmek isterim.
- Size yardım etmek istiyorum.

- Quiero ayudarte.
- Quiero ayudarle.

Analiz etmek zorundayız

establecidos en EE. UU.

Müşteriyi ikna etmek

convenciendo a un cliente

Park etmek yasaktır.

No estacionar.

Veda etmek istiyorum.

Me quiero despedir.

Kahvaltımı etmek istiyorum.

Quiero mi desayuno.

Yardım etmek istiyorum.

Me gustaría ayudar.

Kavga etmek istedim.

Quería luchar.

Teşekkür etmek istedim.

- Quería decir gracias.
- Quería dar las gracias.

Saygısızlık etmek istemedim.

No fue mi intención ser irrespetuoso.

Minimize etmek olmalı.

es minimizarlo.

Veda etmek durumundayım.

Necesito decir adiós.

Hayal etmek zor.

Es difícil de imaginar.

Acele etmek zorundasın.

Tienes que apurarte.

Yardım etmek zorundayız.

Tenemos que ayudar.

Sorun etmek istemiyordum.

No quise hacer una montaña de un granito de arena.

Haset etmek günahtır.

Sentir envidia es pecado.

Kabalık etmek istemedim.

- No quise ser maleducado.
- No quise ser descortés.
- No quería ser maleducado.

Dans etmek yasak.

Está prohibido bailar.

Dans etmek istemiyorum.

No quiero bailar.

Yardım etmek zorundasın.

Tienes que ayudar.

Yoksullukla mücadele etmek.

causar un impacto en la pobreza extrema.

- Seninle seyahat etmek istiyorum.
- Seninle yolculuk etmek istiyorum.

Quiero viajar contigo.

- Sana yardım etmek istedim.
- Size yardım etmek istedim.

Yo quería ayudarte.

- Size yardım etmek isterim.
- Size yardım etmek istiyorum.

- Quiero ayudaros.
- Quiero ayudarle.

Önemli olan devam etmek.

lo importante es seguir moviéndose.

Sara'ya yardım etmek zorundaydım.

Tenía que ayudar a Sara.

Hayallerine yardım etmek zorundaydım.

Tenía que ayudarla a soñar.

İnancına yardım etmek zorundaydım.

Tenía que ayudarla a creer.

Düşünmeden hareket etmek yerine,

en vez de actuar sin pensar,

Ve şefkat teşvik etmek.''

y fomentando la compasión".

En iyisi devam etmek.

Mejor seguir adelante.

YouTube'u yok etmek istiyorum.

Quiero arruinar YouTube.

Ben dans etmek istiyorum.

Quiero bailar.

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

Hoy en día es fácil viajar.

Acele etmek zorunda değilsiniz.

- No tienes que darte prisa.
- No hace falta que te des prisa.

Müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.

Vale la pena visitar el museo.

Seninle dans etmek istiyorum.

Me encantaría bailar con vos.

Onu memnun etmek zor.

Es difícil complacerle.

Onu mutlu etmek zordur.

- Es difícil hacerlo feliz.
- Es difícil satisfacerlo.

Onu memnun etmek zordur.

Es difícil de complacer.

Dans etmek ister misiniz?

- ¿Quieres bailar?
- ¿Quiere bailar?
- ¿Queréis bailar?

Tom dans etmek istiyor.

Tom quiere bailar.

Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.

- Me gustaría ir a Londres.
- Me gustaría visitar Londres.

Burayı terk etmek üzereyiz.

Estamos a punto de salir de aquí.

Mary'ye yardım etmek zorundayım.

Tengo que ayudar a Mary.

Artık mücadele etmek istemiyordu.

- Ella no quería seguir luchando.
- Ella no quería pelear más.

Canım dans etmek istemiyor.

No tengo ganas de bailar.

Küfür etmek ağrıyı hafifletir.

Decir groserías alivia el dolor.

Başkalarını işaret etmek kabalıktır.

Es de mala educación señalar a los demás.

Ona yardım etmek zorundasın.

Tienes que ayudarlo.

İstifa etmek zorunda kaldım.

Tuve que renunciar.

Tom yardım etmek istiyor.

Tom quiere ayudar.

Yardım etmek için buradayız.

Estamos aquí para ayudar.

Tom istifa etmek istiyor.

Tom quiere renunciar.

Tansiyonunuzu kontrol etmek istiyorum.

Me gustaría revisar tu presión de sangre.

Sadece yardım etmek istiyorum.

Solo quiero ayudar.

Biz yardım etmek istiyoruz.

Queremos ayudar.

Onlar yardım etmek istiyor.

Quieren ayudar.

Sana yardım etmek istiyoruz.

Queremos ayudarte.

Sana teşekkür etmek istedim.

Quería darte las gracias.

Tom'u dava etmek istemiyorum.

No quiero demandar a Tom.

Seninle sohbet etmek istiyoruz.

Queremos hablar con vos.

Mary'yle dans etmek istiyorum.

Quiero bailar con Mary.

Tom'u rahatsız etmek istemiyorum.

No quiero molestar a Tom.

Seni rahatsız etmek istemiyorum.

No quiero molestarte.

Seni rahatsız etmek istemedim.

No quise molestarte.

İstifa etmek istiyor musun?

¿Quieres dimitir?

Tom'u mutlu etmek istiyorum.

Quiero hacer feliz a Tom.

Tom'a hakaret etmek istemedim.

No quise insultar a Tom.

Tom'a hakaret etmek istemiyorum.

No quiero insultar a Tom.

Amacım saygısızlık etmek değil.

No quiero faltarle el respeto.

Benimle dans etmek istedi.

Quería bailar conmigo.

Sizi ziyaret etmek istiyorum.

Quiero visitaros.

Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.

Quiero visitar Corea.

Amacım sadece yardım etmek.

Lo único que quiero es ayudar.

Ne sipariş etmek istiyorsunuz?

¿Qué desea ordenar?

Bize yardım etmek zorundasın.

Tienes que ayudarnos.

Seyahat etmek çok eğlencelidir.

Viajar es muy divertido.

Yardım etmek istediğine inanıyorum.

Creo que usted quiere ayudar.

Hastaları rahatsız etmek istemedim.

- No quería molestar a los pacientes.
- No quise molestar a los pacientes.
- Yo no quería molestar a los pacientes.

Seni memnun etmek istiyorum.

Quiero complacerte.

Seni terk etmek zorundayım.

- Tengo que dejarte.
- Te tengo que dejar.

Para takas etmek istiyorum.

Quisiera cambiar dinero.

Onunla sohbet etmek güzeldi.

Fue agradable conversar con ella.

Sana yardım etmek istiyorum.

Quiero ayudarte.

Annene yardım etmek zorundasın.

Tienes que ayudar a tu madre.

Onu memnun etmek zordu.

Era difícil de satisfacer.

Kimseyle sohbet etmek istemiyorum.

No quiero hablar con nadie.