Translation of "Bulmak" in English

Bulmak zorundayız.

We've got to find out.

Yolunu bulmak zorunda,

It will have to find its way,

Onları bulmak zor.

They're hard to find.

Tom'u bulmak zorundayız.

- We have to find Tom.
- We've got to find Tom.

Tom'u bulmak istiyorum.

I want to find Tom.

Onları bulmak zorundayız.

- We've got to find them.
- We need to find them.
- We have to find them.

Anahtarı bulmak zorundayız.

We've got to find the key.

Onu bulmak zorundayız.

We have to find it.

İş bulmak zordur.

- It is difficult to find work.
- It's difficult to find work.
- Finding work is difficult.

Onları bulmak istiyorum.

I want to find them.

Onu bulmak istiyorum.

I want to find him.

Onları bulmak zorundasın.

You have to find them.

Onu bulmak zorundasın.

You have to find him.

Onları bulmak zorundayım.

I have to find them.

Onu bulmak zorundayım.

I have to find him.

Hatayı bulmak zorundasın.

You have to find the mistake.

Tom'u bulmak zordu.

Tom was hard to find.

Tom'u bulmak kolaydı.

Tom was easy to find.

Tom'u bulmak istiyoruz.

We want to find Tom.

Bunları bulmak zorlaşıyor.

These are getting hard to find.

Onları bulmak zordur.

Those are hard to find.

Evimi bulmak kolaydır.

My house is easy to find.

Evini bulmak kolay.

Her house is easy to find.

- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.

Finding her office was easy.

Mükemmel yeri bulmak zorundayım.

I have to find the perfect place.

Buralarda otopark bulmak imkansız.

It's impossible to find parking around here.

Sadece Tom'u bulmak istiyorum.

I just want to find Tom.

Başka yol bulmak zorundayız.

- We've got to find another way.
- We have to find another way.

Önce Tom'u bulmak zorundayız.

We've got to find Tom first.

Bir doktor bulmak zorundayız.

We've got to find a doctor.

Sadece Tom'u bulmak zorundayız.

We just have to find Tom.

Onu bulmak bize düşer.

It's up to us to find it.

Tom'u bulmak zor değildi.

- Tom wasn't hard to find.
- Tom wasn't difficult to find.

Tom'u bulmak kolay olmalı.

Tom should be easy to find.

Tom'u bulmak kolay değildi.

Tom wasn't easy to find.

Şimdi Tom'u bulmak zorundayım.

Now I have to find Tom.

Onun evini bulmak kolay.

His house is easy to find.

Onun ofisini bulmak kolaydı.

It was easy to find his office.

Yemek bulmak için çıktım.

I went out to find food.

Tom'u bulmak kolay olmayacak.

Finding Tom isn't going to be easy.

Ben onu bulmak zorundayım.

- I have to find it.
- I've got to find it.

Bir örnek bulmak kolay.

It's easy to find an example.

Biz onu bulmak zorundayız.

We have to find her.

Şimdi onu bulmak zorundayım.

I have to find him now.

Sadece onu bulmak istiyoruz.

We just want to find her.

Tom'u bulmak zor değil.

Tom isn't hard to find.

Bir iş bulmak zordur.

- To find a job is difficult.
- Finding a job is difficult.

Gerçek aşkı bulmak istiyorum.

I want to find true love.

Kendi yolunu bulmak zorundasın.

- You have to find your own way.
- You need to find your own way.

Seni bulmak için geldim.

- I came to see you.
- I came to find you.

Sadece onları bulmak istiyoruz.

We just want to find them.

Sadece onları bulmak istiyorum.

I just want to find them.

Sadece onu bulmak istiyorum.

I just want to find him.

Onları bulmak için çalışıyorum.

I've been trying to find them.

Onları bulmak için çalışacağım.

- I'll try to find them.
- I will try to find them.

Onu bulmak için çalışacağım.

I'll try to find her.

Şimdi onları bulmak zorundayım.

Now I have to find them.

Önce onları bulmak zorundayız.

We've got to find them first.

Önce onu bulmak zorundayız.

We've got to find him first.

Anahtarlarını bulmak için şanslıydın.

You were lucky to find your keys.

Teşhis bulmak kolay değildir.

It is not easy to find recognition.

Bir cevap bulmak imkansızdı.

It was impossible to find an answer.

Altın bulmak kolay değildi.

It was not easy to find gold.

Manda bulmak zor oldu.

It became difficult to find buffalo.

Tom'un evini bulmak kolaydır.

Tom's house is easy to find.

Zamanı bulmak zor olacak.

It will be hard to find the time.

Tom iş bulmak zorunda.

Tom must find work.

Tom'un istediğini bulmak zorundayız.

We have to find out what Tom wants.

Tom oğlunu bulmak istedi.

Tom wanted to find his son.

İyi çalışanlar bulmak zorlaşıyor.

It's getting harder to find good employees.

Nitelikli eleman bulmak zorlaşıyor.

It's getting harder to find qualified employees.

Sadece Fadıl'ı bulmak istiyorum.

I just wanna find Fadil.

Fadıl'ı bulmak zor değildir.

Finding Fadil isn't hard.

İş bulmak kolay değildi.

Finding work wasn't easy.

Gerçek aşkı bulmak zordur.

True love is hard to find.

Bir çözüm bulmak zorundayız.

- We have to find a solution.
- We must find a solution.

Tom'u bulmak zor olmadı.

- Finding Tom wasn't hard.
- Finding Tom wasn't difficult.