Translation of "Yaşadı" in Spanish

0.023 sec.

Examples of using "Yaşadı" in a sentence and their spanish translations:

Götürmenin memnuniyetini yaşadı .

de Wellington de regreso a la frontera portuguesa.

Bin Singapurda yaşadı.

Bin vivió en Singapur.

Büyükannem bizimle yaşadı..

- Mi abuela vivía con nosotros.
- Mi abuela vivía con nosotras.

Yıllarca orada yaşadı.

- Ella vivió allí durante muchos años.
- Vivió allí muchos años.
- Vivió allí durante muchos años.
- Ella vivió allí muchos años.

Dedem uzun yaşadı.

Mi abuelo tuvo una larga vida.

Tom orada yaşadı.

Tom vivía ahí.

İş kazası yaşadı.

Ella tuvo un accidente en el trabajo.

- Mutlu bir hayat yaşadı.
- O mutlu bir hayat yaşadı.

Ella llevó una vida feliz.

90 yaşına kadar yaşadı.

Él vivió hasta los 90 años.

Şirket büyük kayıplar yaşadı.

La compañía sufrió grandes pérdidas.

O bizim bitişikte yaşadı.

Ella vivía al lado de nuestra casa.

O, orada yalnız yaşadı.

Vivía ahí él solo.

Ormanda yalnız başına yaşadı.

Él vivía solo en el bosque.

Ankara'da altı yıl yaşadı.

Él vivió en Ankara por seis años.

O amcasına bitişik yaşadı.

Él vivía al lado de su tío.

Onlar barış içinde yaşadı.

Ellos vivieron en paz.

Aile yoksulluk içinde yaşadı.

La familia estaba en la miseria.

Tom batı yakasında yaşadı.

Tom vivió en la costa oeste.

O, yıllarca orada yaşadı.

Ella vivió ahí por años.

Calamity Jane, California'da yaşadı.

Calamity Jane vivió en California.

Küçük kız Brezilya'da yaşadı.

La niñita vivía en Brasil.

Tom yıllarca Avustralya'da yaşadı.

Tom vivió en Australia por varios años.

- Tom travmatik bir deneyim yaşadı.
- Tom sarsıcı bir olay yaşadı.

Tom tuvo una experiencia traumática.

- Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.
- Dayım iki yıl Washington DC'de yaşadı.

Mi tío vivió en Washington durante dos años.

Tom Japonya'da on yıl yaşadı.

Tom vivió en Japón por diez años.

Yaklaşık beş yıl orada yaşadı.

Ella vivió allí durante unos cinco años.

O, her zaman Otaru'da yaşadı.

Ella ha vivido siempre en Otaru.

Hayatının çoğunu yurt dışında yaşadı.

- Vivió en el extranjero gran parte de su vida.
- Vivió en el extranjero durante gran parte de su vida.

O mutlu bir hayat yaşadı.

Él vivió una vida feliz.

Teyzem mutlu bir hayat yaşadı.

Mi tía llevó una vida feliz.

Kral, eski kale de yaşadı.

Un rey vivía en un viejo castillo.

O, yıllarca yurt dışında yaşadı.

Él vivió en el extranjero por muchos años.

Amcam mutlu bir hayat yaşadı.

Mi tío vivía una vida feliz.

Amcam Paris'te on yıl yaşadı.

Mi tío ha vivido en París durante diez años.

O, zor bir hayat yaşadı.

Él vivió una vida dura.

O uzun bir hayat yaşadı.

Él vivió una larga vida.

O uzun yıllar Ukrayna'da yaşadı.

Vivió en Ucrania muchos años.

O hayatı boyunca burada yaşadı.

Ha vivido aquí toda su vida.

O uzun bir ömür yaşadı.

Ella vivió una vida larga.

Amcam on yıl Paris'te yaşadı.

Mi tío ha vivido en París durante diez años.

O üç yıl Kobe'de yaşadı.

Él ha vivido en Kobe durante tres años.

Tom birkaç yıl Boston'da yaşadı.

Tom vivió unos años en Boston.

Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.

Mi tío ha vivido muchos años en el extranjero.

Napolyon, Elba adasında sürgünde yaşadı.

Napoleón vivió en la isla Elba en exilio.

Tom ne zaman Boston'da yaşadı?

¿Cuándo vivió Tomás en Boston?

Amcam iki yıl Vaşington'da yaşadı.

Mi tío vivió en Washington durante dos años.

O, bir süre burada yaşadı.

Vivió aquí durante un tiempo.

Tom Mary'den daha uzun yaşadı.

Tom sobrevivió a Mary.

O, mutlu bir hayat yaşadı.

Él tuvo una vida feliz.

Tom köpeği ile yalnız yaşadı.

Tom vivía solo con su perro.

O, Azerbaycan'da 4 yıl yaşadı.

Él vivió en Azerbaiyán por 4 años.

Dede 99 yaşına kadar yaşadı.

El abuelo vivió hasta tener 99 años.

O, 90 yaşına kadar yaşadı.

Él vivió hasta una edad de 90 anos.

Jackson sekiz yıl daha yaşadı.

Jackson vivió ocho años más.

O, seksen yaşına kadar yaşadı.

Él vivió hasta los ochenta.

O, yıllarca kendi başına yaşadı.

Vivió solo durante años.

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco años.
- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco.

O, kırsalda sakin bir hayat yaşadı.

Ella vivió una vida tranquila en el campo.

Tüm hayatı boyunca o kasabada yaşadı.

Ella vivió toda su vida en esa ciudad.

Tom on yaşına kadar Boston'da yaşadı.

Tom vivió en Boston hasta los diez años.

O tüm hayatı boyunca burada yaşadı.

Vivió aquí toda su vida.

Neden o Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşadı?

¿Por qué vivió en los Estados Unidos?

Tom küçük bir balıkçı köyünde yaşadı.

Tomás vivía en una pequeña aldea de pescadores.

O, ne kadar süre orada yaşadı?

¿Durante cuánto tiempo vivió allí?

Onlar orada mutlu bir hayat yaşadı.

Vivieron felices allí.

Yaşlı adam orada tek başına yaşadı.

El anciano vivía allí solo.

Karısı öldüğünden beri Tom yalnız yaşadı.

Tom ha vivido solo desde la muerte de su esposa.

Tom üç yıl önce Boston'da yaşadı.

Tom vivía en Boston hace tres años.

Büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

- La abuela de ella vivió hasta los 88 años.
- Su abuela vivió hasta los ochenta y ocho años.

Büyükbabam seksen dokuz yaşına kadar yaşadı.

Mi abuelo vivió hasta los ochenta y nueve.

Ken Kobe'de ne kadar süre yaşadı?

¿Cuánto tiempo ha vivido Ken en Kobe?

Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.

A veces le dificulta expresar claramente sus opiniones.

O yedi yıl boyunca Matsue'de yaşadı.

Vivió siete años en Matsue.

Loş bir yerde yaşadı ve öldü.

- Él vivió y murió en la oscuridad.
- Él vivió y murió en el anonimato.

Annem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

Mi madre vivió hasta los noventa y cinco años.

Tom Boston'un ilginç bir bölümünde yaşadı.

Tom vivía en un sector interesante de Boston.

Tom üç yıl önce burada yaşadı.

Tom vivía aquí hace tres años.

İtalya'da birkaç yıl boyunca onunla yaşadı.

Él vivió con ella durante unos pocos años en Italia.

Ailem burada yirmi yıl boyunca yaşadı.

Mi familia vivió aquí por veinte años.

Bu yılda ise hayatının dönüm noktasını yaşadı

este año vivió el punto de inflexión de su vida

O günlerde orada vahşi bir kabile yaşadı.

Por aquel entonces allí vivía una tribu salvaje.

Bob bir çocuk olduğu için Boston'da yaşadı.

De niño, Bob vivía en Boston.

Yaşlı adam tüm hayatı boyunca burada yaşadı.

El anciano ha vivido aquí toda su vida.

Bay Smith üç yıl önce Kyoto'da yaşadı.

Hace tres años, el señor Smith vivía en Kioto.

O, tipik bir Japon sitili evde yaşadı.

Él vivía en una casa de estilo típicamente japonesa.

O, Paris'e gitti, orada beş yıl yaşadı.

Él se fue a París, donde vivió durante cinco años.

Yıllarca İstanbul'da yaşadı. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Él vivió en Estambul durante años. Él habla turco muy bien.

Amerikan tarihinin ilk zamanlarında, siyahlar kölelik yaşadı.

En los primeros días de la historia americana, los negros eran esclavos.

Ondan dolayı, o sefil bir hayat yaşadı.

Por su culpa, vive una vida miserable.

Aristokratlar imparatorluk sarayının doğusunda ve batısında yaşadı.

Los aristócratas vivían al este y al oeste del palacio imperial.

Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.

Tom vivió en lo de su tío en Boston cuando estudiaba.

Tom Mary'nin evini bulmakta biraz sorun yaşadı.

Tom tuvo algunos problemas para encontrar la casa de Mary.

Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.

Tom vivía en un departamento de un dormitorio.