Translation of "Büyükannem" in Spanish

0.024 sec.

Examples of using "Büyükannem" in a sentence and their spanish translations:

Büyükannem göremez.

Mi abuela no puede ver.

Büyükannem hasta.

Mi abuela está enferma.

Büyükannem yavaş konuşur.

Mi abuela habla despacio.

Büyükannem bizimle yaşadı..

- Mi abuela vivía con nosotros.
- Mi abuela vivía con nosotras.

Büyükannem düşmekten korkuyor.

Mi abuela tiene miedo de caer.

Beni büyükannem büyüttü.

Mi abuela me crio.

Büyükannem bir çiftçiydi.

Mi abuela era granjera.

Mary benim büyükannem.

Mary es mi abuela.

Büyükannem Almanya'da ameliyat oldu.

- Mi nana fue operada en Alemania.
- Mi abuela fue operada en Alemania.

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor.

Mi abuela sale a pasear de noche.

Büyükannem tarafından oldukça sevilirim.

Soy muy amado por mi abuela.

Büyük-büyükannem bir terziydi.

Mi abuela fue una modista.

Büyükannem tek başına yaşıyor.

Mi abuela vive por sí sola.

Büyükannem bile SMS gönderebilir.

- Hasta mi abuela puede mandar un SMS.
- Hasta mi abuela sabe enviar mensajes por el móvil.

Büyükannem sadece yumuşak gıdaları yiyebilir.

Mi abuela solo puede comer comida blanda.

Büyükannem geçen hafta hasta oldu.

Mi abuela se puso enferma la semana pasada.

Büyükannem bana bu kolyeleri verdi.

Estos pendientes me los regaló mi abuela.

Büyükannem bile bir mesaj gönderebilir.

- Incluso mi abuela puede enviar un mensaje.
- Hasta mi abuela puede mandar un SMS.

Büyükannem ölmeden bir yıl kadar önce,

El año anterior a que mi abuela falleciera,

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.

Mi abuela nunca cambió su estilo de vida.

Büyükannem doksan beş yaşına kadar yaşadı.

- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco años.
- Mi abuela vivió hasta los noventa y cinco.

Divan üzerinde oturan kadın benim büyükannem.

La mujer sentada en el sofá es mi abuela.

Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.

Mi abuela nos dejó una gran fortuna.

Büyükannem bize bir kutu elma gönderdi.

La abuela nos mandó una caja de manzanas.

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

Mi abuela habla despacio.

Büyükannem bana yeni bir elbise yaptı.

Mi abuela me hizo un nuevo vestido.

Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser en el pasado.

Büyükannem tren ile seyahat etmeyi sever.

A mi abuela le gusta viajar en tren.

Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.

Mi abuela tiene mala audición. En otras palabras ella es levemente sorda.

Evlenmek istemiyorum çünkü, büyükannem bana sakat dedi.

Porque no me quiero casar, mi abuela me llamó tullido.

Büyükannem daha gençken dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser cuando era joven.

Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.

- A mis abuelos nunca les gustaba el café con leche.
- A mis abuelos nunca les gustó el café con leche.

Ama büyükannem öldükten sonra bu güven dalışa geçti

Pero después de que mi abuela falleció, esa confianza se desplomó,

- Büyükannem yaşlandı.
- Anneannem yaşlandı.
- Ninem ihtiyarladı.
- Babaannem yaşlandı.

- Mi abuela se ha hecho mayor.
- Mi abuela ha envejecido.

Ben onu ziyaret ettiğimde büyükannem bir haftadır hastaydı.

Mi abuela había estado enferma por una semana cuando la visité.

- Büyükannem TV izlemeyi seviyor.
- Büyükanne televizyon izlemekten hoşlanır.

A la abuela le gusta ver televisión.

- Büyükannem başına buyruk birisidir.
- Anneannem bildiğini okuyan biridir.

Mi abuela es una persona muy independiente.

- Annemin tarafından büyükannem, Osaka'da yaşıyor.
- Anneannem Osaka'da yaşıyor.

Mi abuela materna vive en Osaka.

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

Mi abuela vive en el campo.

- Büyükannem tarafından yetiştirildim.
- Anneannem tarafından büyütüldüm.
- Beni babaannem büyüttü.

- Fui educado por mi abuela.
- Fui criada por mi abuela.
- Mi abuela me crio.
- Fui criado por mi abuela.

- Büyükannem motosiklet sürebiliyor.
- Anneannem motosiklet kullanabiliyor.
- Babaannem motosiklet sürebiliyor.

Mi abuela puede andar en moto.

Büyükannem üç yıl öncesine kadar dikiş makinesini çok kullanırdı.

Mi abuela solía usar mucho su máquina de coser hasta hace casi tres años.

- Büyükannem televizyon izlemeyi seviyor.
- Anneannem televizyona bakmayı sever.
- Babaannem TV izlemeyi sever.

A mi abuela le gusta ver la televisión.