Translation of "Bin" in Spanish

0.033 sec.

Examples of using "Bin" in a sentence and their spanish translations:

Arabaya bin.

- Subí al auto.
- Sube al auto.

Ata bin.

- Súbete al caballo.
- Súbanse al caballo.

Otobüse bin.

Tomate el bondi.

Kamyonete bin.

- Súbete a la van.
- Métete en la caravana.

Tekneye bin.

Súbete al bote.

- İki bin yılındaydı.
- Bu iki bin yılındaydı.

Fue en el año dos mil.

Bin bire dönüştü.

el mil se convierte en uno.

bin ile çarpın

multiplicar por mil

Bir otobüse bin.

Toma un bus.

Bin Singapurda yaşadı.

Bin vivió en Singapur.

İki bin yılındaydı.

Fue en el año dos mil.

Şimdi arabaya bin.

Entra ya en el coche.

Elli bin yıl önce,

Hace 50 mil años

Iki bin tür şeftali,

había unas 2000 variedades de duraznos,

Bin yen yeterli midir?

- ¿Mil yenes son suficiente?
- ¿Mil yenes son suficientes?

Bin yen iş görür.

Mil yenes bastarán.

Yaklaşık bin kişi vardı.

Había como mil personas.

Beyzbolu sever misin, Bin.

¿Te gusta el béisbol, Bin?

Bu iki bin yılındaydı.

Fue en el año dos mil.

Arabaya bin seni götüreyim.

Entra al coche y te llevo.

9. bin yıl başlangıcında oldu,

donde la transición ocurrió alrededor del año 9000

Ve 32 bin yıl önce,

y, hace 32 000 años,

Böylece evrimleştiğimiz bin yıl boyunca

En lo que va del milenio de evolución,

Yaklaşık iki bin çeşit erik

cerca de 2000 variedades diferentes de ciruelas

Erkekler saniyede bin sperm üretir

Los hombres producimos mil espermatozoides por segundo

Hesap üç bin dolar tuttu.

La cuenta ascendía a tres mil dólares.

Gösteriye yaklaşık bin kişi katıldı.

Cerca de mil personas participaron en la manifestación.

On bin yen giderleri karşılamaz.

Diez mil yenes no cubren los gastos.

On bin yen yeterli mi?

- ¿Será suficiente con diez mil yenes?
- ¿Es suficiente con 10 mil yenes?

Onun iki bin kitabı var.

Ella tiene dos mil libros.

Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.

Nuestra escuela tiene alrededor de mil estudiantes.

Bin beş yüz ineğim var.

Tengo mil quinientas vacas.

Yaklaşık iki bin kitabı var.

Tiene unos dos mil libros.

Her biri bin dolar ödedi.

Cada persona ha pagado mil dólares.

Sadece beş bin yenim var.

- Sólo tengo cinco mil yenes.
- Apenas tengo 5,000 yenes.

Her kişi bin dolar ödedi.

Cada persona pagó mil dólares.

Bir resim bin sözcüğe bedeldir.

Una imagen vale más que mil palabras.

Toplamı yaklaşık on bin dolar.

- En total son unos diez mil dólares.
- En total son aproximadamente diez mil dólares.

Bin, seni bir yere götüreceğim.

Súbete. Te llevaré a algún lado.

Arabaya bin ve beni bekle.

Metete en el auto y esperame.

Bin yenden fazlaya mal olacak.

Costará más de mil yenes.

O otuz bin dolar kazandı.

Ella ganó treinta mil dólares.

Yaklaşık üç bin kişi öldü.

Murieron casi tres mil personas.

Tom'un üç bin kitabı vardır.

Tom tiene tres mil libros.

Pahalı porselen bin parçaya bölündü.

La costosa porcelana se rompió en mil pedazos.

Bin liracık için tartışmaya değmez.

No vale la pena discutir por mil liras de nada.

- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
- Toplam olarak takribî bin talebe var.

- Hay unos mil estudiantes en total.
- Son alrededor de mil estudiantes.

- Onu bin kez tekrarlamana gerek yok.
- Onu bin kez tekrarlamak zorunda değilsin.

No tienes que repetirlo mil veces.

- Biz bin dolarlık zarar tahmin ediyoruz.
- Hasarın bin dolar olduğunu tahmin ediyoruz.

Estimamos los daños en mil dólares.

Firmamızın yıllık satışları bin milyon yen'tir.

Nuestra compañía alcanza ventas anuales de mil millones de yenes.

Beş bin dolar büyük miktarda paradır.

Cinco mil dólares es una gran suma de dinero.

Sen onu yaklaşık bin yene alabilirsin.

Puedes comprarlo por unos mil yenes.

Ayda bin adet teslim sözü verdi.

Prometieron entregar mil piezas por mes.

Tatoeba sekiz yüz bin cümleye ulaştı.

¡Tatoeba ha llegado a ochocientas mil oraciones!

On bin doların olsa ne yaparsın?

¿Qué harías si tuvieras diez mil dólares?

O, dört dakikada bin metre koşabilir.

Él puede recorrer mil metros en cuatro minutos.

Onların her birine bin yen verdim.

Les di mil yenes a cada uno.

Bisikletimin tamiratı bin yenime mal oldu.

La reparación de mi bicicleta me costó mil yenes.

Bir resim bin kelimeden daha değerlidir.

Una imagen vale más que mil palabras.

Onun evi on bin dolara satıldı.

Su casa fue vendida por diez mil dólares.

Bu antika saat bin dolar değer.

- Este reloj antiguo cuesta mil dólares.
- Este antiguo reloj vale mil dólares.

Amerikalılar Usame bin Ladin'in ölümünü kutluyor.

Los estadounidenses celebran la muerte de Osama bin Laden.

Kitap için iki bin yen ödedim.

Pagué dos mil yenes por el libro.

Bu salon iki bin kişi alabilir.

Esta sala puede albergar a dos mil personas.

Onu bin kez tekrarlamak zorunda değilsin.

No tienes que repetirlo mil veces.

- Anna Pi sayısının ilk bin hanesini ezbere biliyor.
- Anna π sayısının ilk bin hanesini ezberlemiş.

Anna se sabe las primeras mil cifras de π de memoria.

[Tek bir hayal bin gerçekten daha güçlüdür.]

"Un solo sueño es más poderoso que miles de realidades".

M.Ö. 10. ve 9. bin yıla ait.

Provienen del milenio X o IX a.C.

Ben bin kişinin olduğu bir okuldan geliyorum.

Vengo de una escuela de 1000 personas,

Hülagünün ise Suriyede 60 bin askeri vardı.

Mientras tanto Hulagu tenía 60,000 tropas a través de Siria.

Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.

tengo 8000 nombres en la lista blanca de todas partes del mundo.

Aynı zamanda 10 bin civarı işçi çalıştı

alrededor de 10.000 trabajadores trabajaban al mismo tiempo

Birkaç bin kişi bu hastalığın kurbanı oldu.

Miles de víctimas murieron de esta enfermedad.

Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.

Mil dólares cubrirán todos los gastos para la fiesta.

Diyelim bin doların vardı, onunla ne yapardın?

Supón que tuvieras mil dólares, ¿qué harías con ellos?

İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.

En Estambul hay unas tres mil mezquitas.

Tom geçen ay otuz bin dolar kazandı.

Tom ganó treinta mil dólares el mes pasado.

Biz bin dolar zarar olacağını tahmin ediyoruz.

Estimamos los daños en mil dólares.

Bisikletimi onarmak bana bin yene mal oldu.

Me costó mil yenes hacer reparar mi bicicleta.

Bu üniversitede on bin tane öğrenci var.

Hay diez mil estudiantes en esta universidad.

O dağ yaklaşık üç bin metre yüksekliğindedir.

Esa montaña mide alrededor de tres mil metros.

Bin Ladin gelirse, ona dükkanda olduğumu söyle.

Si viene Bin Laden, dile que estoy en la tienda.

O en az bin adet kitaba sahiptir.

Él tiene cuanto menos mil libros.

Bu yaklaşık on bin yene mal olacak.

Costará unos 10.000 yenes.

Tom üç bin dolar teklif edildiğini söyledi.

Tom dijo que le ofrecieron tres mil dólares.

15 yıl boyunca bin kişilik bir kasabada yaşadım.

viví en un pueblo de 1000 habitantes durante 15 años;

Hay aklınla bin yaşa işte doğru soru bu

oye, es la pregunta correcta por mil años

100 bin tane karıncanın sizi aynı anda ısırdığını

100 mil hormigas que te muerden al mismo tiempo

Büyük patlamadan yaklaşık 400 bin yıl sonrasına gidelim.

a unos 400 000 años del Big Bang.