Translation of "Lazım" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Lazım" in a sentence and their japanese translations:

Uyumam lazım.

私は眠らなければなりません。

“Düzenlemeleri yapmamız lazım.

「準備しなきゃ

Bunu değiştirmemiz lazım.

それを変えなければなりません

Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.

私たちには傲慢さの無い野心が必要です

Fakat konuşabilmemiz lazım

でも話す必要があります

Gerçeği bilmemiz lazım.

真実を知らねばならないからです

Yazıcıya kağıt lazım.

給紙トレーに紙が入ってないよ。

Bebeği yatırmam lazım.

- 赤ん坊を寝かしつけねばならない。
- 赤ん坊を寝かしつけなければ。
- 赤ちゃんを寝かしつけなくちゃ。

Saçımı kestirmem lazım.

髪を切ってもらわないと。

İyice dinlenmen lazım.

あなたはゆっくり休むことが必要だ。

Bana bir bıçak lazım.

- 包丁が必要だ。
- ナイフが必要だ。

Bilgisayarımı çalıştıramıyorum. Ne yapmam lazım?

- どうしよう、コンピューターが立ち上がらない。
- パソコンが起動しないんだ。どうすればいいだ?
- パソコンが立ち上がらないの。どうしたらいいの?

- Yatmaya gitmek zorundayım.
- Uyumam lazım.

- 私は眠らなければなりません。
- そろそろ寝なくちゃ。

Iyi hikâyeler yapabilmek için bilmemiz lazım.

良い物語を創ることができます

O yüzden bunu öncelik yapmanız lazım.

とにかく睡眠を 優先するほかないですね

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

なのでとても軽量にしなくてはいけません

Yeni bir çift kayak almam lazım.

新しいスキーを一組買わなくてはなりません。

İmtihanı geçebilmesi lazım, zira kabiliyeti var.

彼はその試験に合格するはずだ、彼は優秀だから。

- Duş almam gerek
- Duş almam lazım.

シャワーを浴びなくちゃ。

Bu yaz, doktoram için çalışmam lazım.

今年の夏は博士号を取るための勉強をしなければなりません。

- Cesedimi çiğnemeden olmaz.
- Cesedimi çiğnemen lazım.

- 絶対にダメだ。
- 私が死なない限り。

- Hastaneye gitmem gerekiyor.
- Hastaneye gitmem lazım.

- 病院に行かなくてはいけません。
- 病院に行かないといけないの。

Ve sizin de bu algıyı kırmanız lazım.

その結びつきを 取り払う必要があります

Mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım,

できるだけ長く

Anlamak için Antik Yunanlara geri dönmemiz lazım.

話を古代ギリシャに戻してみましょう

Yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

自分の作品を読者の視点から 見る必要があります

Arama için daha fazla yatırım yapmamız lazım.

疑いの余地なく 探索にもっと 時間を費やした方がよいのです

Kilo vermem lazım, bu yüzden diyet yapacağım.

やせなくてはならないのでダイエットをするつもりです。

- Uyumam lazım.
- Ben yatmaya gitmeliyim.
- Yatmak zorundayım.

- 私は寝なければなりません。
- もう寝なくちゃ。
- 寝ないと!

Lazım olur diye şemsiyeni alsan iyi olur.

- 用心に傘を持っていった方がいい。
- 念のために傘を持っていった方がいいよ。

Bu hipotezin geçerli olup olmadığını düşünmemiz lazım.

その前提が妥当かどうかよく考えるべきだ。

- Paraya ihtiyacın var mı?
- Para lazım mı?

お金が必要ですか?

Içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım.

誰もが 心の中でもがき苦しんでいるのも 無理もありません

Tamam çocuklar, dikkatli yürüyün. Gerçekten dikkatli olmamız lazım.

用心してくれ 注意しないとね

Üç şey lazım olacak: Öncelikle yeri biraz doldurmalıyız.

必要なのは3つ まずは寝具だ

Bunu yapmak için bir dizi saçmalığa başvurmamız lazım.

そうするのは嘲りを招くことに なるでしょう

Bu minik erkeğin etkili bir ses bulması lazım.

‎負けていられない

- Bana bir bıçak lazım.
- Bir bıçağa ihtiyacım var.

- 包丁が必要だ。
- ナイフが必要だ。

Saat sekizde başladığından şimdiye kadar varmış olması lazım.

8時に出発したのだから、彼はもうそこに着いているはずだ。

- Biraz paraya ihtiyacım var.
- Bana biraz para lazım.

お金が必要なんだよ。

- Biraz muskata ihtiyacım var.
- Bana biraz muskat lazım.

ナツメグがいるんですけど。

Güvenli bir iglo yapmak için bir sürü blok lazım.

しっかり作るには 多くの塊が必要だ

Bu manevrada çok iyi bir doğruluk ve esneklik lazım,

動きに高い精度と 柔軟性が求められます

Sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

軽量であることが 建築システムに求められ

2. Doktor: Tamam, 3,5'lik bir açı alman lazım.

(医師2) 余裕をもって 完全に取り除く必要があります

Bunu başarsak dahi yine de çözümleri gözden geçirmemiz lazım.

検証を行っていますが なおも調べることがあります

- O, daha dikkatli olmalı.
- Onun daha dikkatli olması lazım.

彼女はもっと注意深くする必要がある。

Gördüğüm o renkleri tanımlamak için maviye yeni anlamlar yüklemem lazım.

目に映る色を表現するには 新たな「青」の定義が必要でした

- Senet bugün ödenmeli.
- Hesap bugün ödenmelidir.
- Faturanın bugün ödenmesi lazım.

勘定は今日支払わなければならない。

Bende beş nüsha var ama bana bunun iki katı lazım.

5部はあるがその2倍の部数欲しい。

- Bir makyaj testi yaptırmam lazım.
- Bir makyaj testi yaptırmam gerekiyor.

追試を受けなきゃならないんだ。

Eğer bu yapmaya değer bir işse hakkını vererek yapmak lazım.

いやしくもなすに足る事なら立派にやるだけの価値がある。

Ağaç kabuğu daha iyi bir seçim olurdu. Geri dönmemiz lazım, hadi.

シラカバの樹皮がよかった 戻らなきゃ

Artık bir üniversite öğrencisi olduğunu göre bunu daha iyi bilmen lazım.

- もう大学生なのだから、もっと分別があってもよかろう。
- もうあんたも大学生なんだから、ちゃんとしなさいよ。

- Bunu mikrodalgada ne kadar pişirmem lazım?
- Mikrodalgada ne kadar tutayım bunu?

これ何分チンしたらいい?

Bir eş ve çocuk istiyorum ve bu nedenle bana bir ev lazım.

わたしは妻と子供がほしいので、家が必要なんだよ。

Ama kayda değer bir enerji almak için bundan çok fazla miktarda yemem lazım.

でもエネルギーを得るには かなりの量を食べないとね

- Kameramı tamir için göndermek zorunda kalacağım.
- Kameramı tamire göndermem lazım.
- Kameramı tamire göndermek zorundayım.

カメラを修理に出さねばならない。