Translation of "Olabilecek" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Olabilecek" in a sentence and their spanish translations:

Olabilecek en sıkı hâli bu.

Es lo máximo que puedo ajustarla.

Olabilecek en kötü şeyi düşünelim.

Pensemos en lo peor que podría pasar.

Olabilecek daha kötü şey nedir?

¿Qué es lo peor que podría suceder?

Bu yapmış olabilecek tek kişi Tom.

La única persona que pudo haber hecho esto es Tom.

Federal seviyede olabilecek bir sürü şey varken

que aunque muchas cosas pueden pasar a nivel federal,

Göreviniz, ben konuşurken olabilecek değişiklikleri fark etmek.

Su tarea consiste en notar si sienten alguna diferencia mientras hablo.

Tom şimdi sana yardımcı olabilecek tek kişi.

Tom es el único que puede ayudarte ahora.

Görünüşe göre bugün olabilecek hiçbir şey yok.

Aparentemente, no hay nada que no pueda pasar hoy.

Tom, beş yıl sonra şartlı tahliye olabilecek.

Tom podrá optar a libertad condicional en cinco años.

Konuştuklarımıza kulak misafiri olabilecek birini düşünüyor musun?

¿Crees que alguien podrá oír de casualidad acerca de lo que estamos hablando?

Bazen tartışmalı olabilecek konulardan kaçınmak en iyisidir.

A veces es simplemente mejor evitar temas que pueden ser controvertidos.

Tom Mary'nin kolyesini çalmış olabilecek tek kişidir.

Tom es la única persona que podría haber robado el collar de Mary.

Hikayeni anlatmana yardımcı olabilecek bir şey olması gerekir.

sino algo que los ayude a contar su historia.

Tür olarak bize yardımcı olabilecek en büyük iyilik.

el mayor bien posible como especie, que nos puede ayudar a vivir.

Bunu yapmak için nesilde bir kez olabilecek bir an.

este puede ser un momento único en una generación para hacerlo.

Ama sonunda birleşerek evinizde olabilecek kadar küçük olanlara küçülecek,

Al final se podrían reducir para tenerlas en casa.

Burada su hayat demektir. Yardımcı olabilecek bir numara var

El agua, aquí, es vida. Hay un truco que puede ayudarlos,

Lütfen ! Londra'ya geldiğinde, olabilecek en yakın zamanda beni ara .

Por favor, llámame lo antes posible cuando llegues a Londres.

Bu denemeyi düzeltmeme yardımcı olabilecek bir yerli konuşmacı arıyorum.

Estoy buscando a un hablante nativo que me pueda ayudar a corregir este ensayo.