Translation of "Insanlık" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Insanlık" in a sentence and their spanish translations:

İşte bu insanlık ayıbıdır

Esto es una vergüenza para la humanidad.

İnsanlık bu sabah öldü.

La humanidad pereció esta mañana.

- Kölelik, insanlık dışı bir suçtur.
- Angarya, insanlık dışı bir suçtur.

La esclavitud es un crimen hacia la humanidad.

Insanlık tarihinin en büyük gerçeği.

de hecho, la realidad más grande en la historia humana.

Kültürel dönüşüm olmadan insanlık gelişmez.

Y no habrá humanidad mejor si no hay una transformación cultural.

Insanlık tarihini yeniden yazdıran olay

evento que reescribe la historia humana

Yani henüz insanlık ortada yoktu

entonces la humanidad aún no estaba disponible

Edebiyat bize insanlık hakkında öğretir.

La literatura nos enseña sobre la humanidad.

İnsanlık tarihinin devasa ölçeğinin son zamanlarında

No fue sino hasta hace relativamente poco en la gran historia de la humanidad

Ve tamamen insanlık tarihini yeniden yazdırıyor

y reescribe completamente la historia humana

Müzik insanlık için ortak bir dildir.

La música es una lengua común para la humanidad.

Atom bombaları insanlık için bir tehlikedir.

Las bombas atómicas son un peligro para la humanidad.

Insanlık suçu bu, ilk aşamada kan dökülmüyor.

de delincuencia humana no sangrienta, en primera instancia, al cual se puede apetecer.

Insanlık tarihi bu olayla yeniden yazılmaya başlandı

la historia humana comenzó a reescribirse con este evento

Çin'in büyüme hızı, insanlık tarihinde en hızlı.

La taza de crecimiento en China es la más rápida de la historia humana.

Bu, insanlık için paha biçilemez bir hazinedir.

Esto es un tesoro inestimable para la humanidad.

Sence insanlık bir gün Ay'ı sömürgeleştirecek mi?

¿Crees que algún día el hombre colonizará la luna?

Nükleer silahlar tüm insanlık için bir tehdittir.

Las armas nucleares son una amenaza para la humanidad entera.

Ancak insanlık tarihine çok önemli bir bölüm ekliyor,

pero esta sumando un capítulo muy importante a la historia de la humanidad,

Bu, insanlık tarihindeki en büyük topluluk olmakla birlikte

Es la cohorte más grande en la historia de la humanidad.

Aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

De hecho, los murciélagos son de tremenda importancia para la humanidad.

Bunda ise insanlık ve yaşam devam edecektir demektir

Esto significa que la humanidad y la vida continuarán

Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.

Toda la humanidad sufrirá si se desata una guerra nuclear.

Uluslararası bir dil insanlık için oldukça kullanışlı olurdu.

- La lengua internacional le ofrece una enorme utilidad a la humanidad.
- Una lengua internacional sería de enorme utilidad para la humanidad.

Bir nükleer savaş patlak verseydi insanlık yok olurdu.

Si una guerra nuclear se desatara, la humanidad perecería.

Yasalarımızdan tüm insanların insanlık onuruna saygılı olmasını talep etmeliyiz.

pero incluyendo migrantes económicos y refugiados climáticos.

Çağımızın Amerika Birleşik Devletleri insanlık tarihindeki en güçlü ülke.

Los actuales Estados Unidos es el país más poderoso en la historia de la humanidad.

Bu benim için küçük insanlık için büyük bir adım diyordu

Fue un gran paso para mi pequeña humanidad.

Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde

Yo pienso que el diablo no existe, sino que le ha creado el hombre, le ha creado a su imagen y semejanza.

Ula bize benzese yaşam olur insanlık olur su olur bir şey olur yani

Ula, si se parece a nosotros, la vida es humanidad, el agua es algo.

Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

Este es un pequeño paso para el hombre, pero un gran salto para la humanidad.

Fakat bildiğimiz bir şey var o da insanlık tarihi hakkında çok az şey bildiğimizdir

pero una cosa que sabemos es que sabemos muy poco sobre la historia humana

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

Toda persona que trabaja tiene derecho a una remuneración equitativa y satisfactoria, que le asegure, así como a su familia, una existencia conforme a la dignidad humana y que será completada, en caso necesario, por cualesquiera otros medios de protección social.