Translation of "Yoktu" in Korean

0.007 sec.

Examples of using "Yoktu" in a sentence and their korean translations:

Gözyaşı yoktu. Öfkelenen yoktu.

화내는 사람도 없었고 눈물을 보이는 사람도 없었어요.

Elektrik yoktu, su yoktu.

전기도 안 들어왔고, 상수도 시설도 없었습니다.

O yoktu artık.

아버지는 떠나갔어요.

Yeterli kaynakları yoktu.

의료 혜택도 받고 있지 않았습니다.

Bir kanıtımız yoktu.

무엇인지 설명할 수도 없었고

Fakat hiç paramız yoktu

하지만 우리는 돈이 없었습니다.

Fazla bir şeyimiz yoktu,

가진 건 별로 없었지만

Kalbinde hiç kötülük yoktu.

악의를 가지고 있는 것도 아니었고요.

Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.

‎굴을 들여다봤지만 ‎문어는 없었어요

Istakozun kaçma şansı yoktu.

‎사냥감이 옴짝달싹 못 하게요

Erkeklerin kadınlardan fazla avantajı yoktu.

남자가 반드시 여자보다 이점이 있었던건 아니라고요.

Etrafta hiç çiçekli bitki yoktu,

화훼식물은 없는데,

Ama artık pes etmek yoktu.

하지만 포기는 없었습니다.

Diğer tahlillerde bir sorun yoktu,

다른 검사에선 문제가 없었습니다.

O zamanlar, insanların klimaları yoktu

그 당시엔 에어컨이 없던 터라

Finansal araştırma yapmama gerek yoktu.

재정 연구 따위는 볼 필요도 없었어요.

Yeni bir restorasyon hikâyesi yoktu!

그 어떤 새로운 복원 서사도 등장하지 않았습니다.

Ancak Ramel'in 500 doları yoktu.

하지만 라멜은 500달러가 없었습니다.

Ve araştırma deneyimim de yoktu.

이전에 연구해 본 경험이 전혀 없었죠.

Artık beslenme veya avlanma yoktu.

‎나와서 배를 채우지도 ‎사냥하지도 않았어요

Paraları yoktu. Bisiklet dükkanından gelen

그들은 돈이 없어서, 자신들의 꿈을 위해

Beklemeye devam ettik. Hiçbir haber yoktu.

저희는 계속 기다렸지만 알 수 없었죠.

Ne yazık ki, hiç tecrübem yoktu.

하지만, 저는 아무런 경험이 없었어요.

Şimdi, Anna'ın bir suç kaydı yoktu

안나에게는 범죄기록이 없습니다.

Fakat bunun için gereken iğne yoktu.

그런데 수술에 필요한 바늘이 없었어요.

Bu problem üzerinde çalıştığımızı bilen yoktu

우리가 이 문제를 다루어 온 것은 아무도 모릅니다.

üzerinde anlaşmadığımız pek bir şey yoktu.

이견을 갖는 부분은 거의 없었죠.

Ve değnekle sınıfta gezmeye bir ilgisi yoktu.

회초리를 들고 교실을 감시하는데 전혀 관심이 없었습니다.

Mahremiyetle alakalı en ufak bir beklenti yoktu.

사생활이라고는 기대할 수 없었죠.

Okulların sıraları yoktu ve çocukların çoğu besinini

학교에는 책상도 없었고, 대부분의 학생들은

Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu.

젊었을 때 그는 얼마나 살 수 있을지 잘 몰랐습니다.

Anlaşılan, dijital eko halkaları hakkında hiç fikrim yoktu

그리고 제가 인터넷 공간의 반향실 효과에 대해 아무것도 모른다는 사실을 알 게되었습니다.

Amerikan tarihinin çoğunda, eğer işten çıkarıldıysanız, çok fazla seçeneğiniz yoktu.

대부분의 미국 역사에서는 당신이 해고된다면, 많은 선택지가 없었습니다.