Translation of "Idare" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Idare" in a sentence and their spanish translations:

Beni idare et.

- Hazme el favor.
- Compláceme.

Tom'u idare etmek zor.

Tom es difícil de tratar.

- Yaşamaya çalışıyorum.
- Maçı idare ediyoruz.

Intento vivir.

Onlar bizi idare edebileceklerini düşünüyor.

Ellos piensan que nos pueden manipular.

O, arkadaşlarının işlerini idare etti.

Administraba los intereses de su amigo.

Bu makineyi idare etmek kolaydır.

Esta máquina es fácil de manejar.

- Bu işe yarar.
- Şimdilik idare eder.

- Esto valdrá.
- Con éste vale.
- Esto me basta.

Bu da kış boyunca onları idare eder.

y esto les dará sustento en el invierno.

Ve bu gece boyunca sizi idare edecektir.

Y debería servir para pasar la noche.

O kaynağı idare eden belli bir topluluk

una comunidad particular que maneja ese recurso;

Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.

Aquel que busca controlar el destino nunca encontrará paz.

Şekerimiz çok az, onsuz idare etmek zorundayız.

Tenemos que prescindir del azúcar; estamos cortos.

- Yalnız yönetebilir misin?
- Tek başına idare edebilir misin?

- ¿Puedes hacerlo solo?
- ¿Podés hacerlo solo?

Amacımız, her zaman ülkeyi demokratik sivil idare haline getirmekti.

Nuestro objetivo siempre fue restaurar un gobierno civil y democrático en el país.

- Yetkili sizsiniz sanmıştım.
- Sorumlu sensin sanıyordum.
- İdare sende sanıyordum.

Pensé que tú estabas a cargo.

...tarafından idare edilen ve boynuzlarına meşalelerin bağlanmış olduğu binlerce öküzdü.

bueyes capturados con ramas en llamas atadas a sus cuernos, guiados por seguidores del campo cartagineses.

Tom tüm parasını Mary ve babasının idare ettiği şirkete yatırdı.

Tom invirtió todo su dinero en la compañía que Mary y su padre manejaban.

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

El magistral manejo de Davout de sus tropas permitió al Tercer Cuerpo repeler el ataque prusiano.

Neye ihtiyacınız olduğunu söylerseniz ve ben onsuz nasıl idare edeceğinizi söylerim.

Dime qué necesitas y yo te diré cómo arreglártelas sin ello.

Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?

Se supone que la válvula en mi corazón debe durar 30 años.

O sadece evi idare etmez fakat aynı zamanda okulda ders verir.

Ella no sólo hace las tareas del hogar, sino que enseña en la escuela.