Translation of "Kolaydır" in Spanish

0.023 sec.

Examples of using "Kolaydır" in a sentence and their spanish translations:

- Yüzme kolaydır.
- Yüzmek kolaydır.

- Nadar es fácil.
- Nadar es sencillo.

İsveççe kolaydır.

El sueco es fácil.

O kolaydır.

Es fácil.

Yüzme kolaydır.

Nadar es fácil.

İspanyolca kolaydır.

El español es fácil.

- Tom ile geçinmek kolaydır.
- Tom geçinmesi kolaydır.

Es fácil llevarse bien con Tom.

Tenis oynamak kolaydır.

Jugar tenis es fácil.

O çok kolaydır.

Es muy fácil.

Sorunu çözmek kolaydır.

Es fácil resolver el problema.

Onunla konuşmak kolaydır.

Es fácil hablar con él.

Ona ulaşmak kolaydır.

Él es fácil de alcanzar.

Ders iki kolaydır.

La lección 2 es fácil.

İngilizce öğrenmek kolaydır.

El inglés es fácil de aprender.

Tatoeba'yı kullanmak kolaydır.

Tatoeba es fácil de usar.

Ah, bu kolaydır.

Ay, esto es fácil.

Cehenneme düşmek kolaydır.

El descenso al infierno es fácil.

Makarna pişirmek kolaydır.

Cocinar pasta es fácil.

Kafası karışmak kolaydır.

Es fácil equivocarse.

Eleştirmek yapmaktan kolaydır.

Criticar es más fácil que hacer.

Soruyu cevaplamak kolaydır.

- Es fácil responder a la pregunta.
- Es fácil responder a esta pregunta.

- İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.
- İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.

- Es fácil distinguir el bien del mal.
- Es fácil distinguir lo bueno de lo malo.

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

Hoy en día es fácil viajar.

İnsanları aydınlatmak çok kolaydır.

Iluminar a la gente es muy sencillo.

Bence bu kitap kolaydır.

Creo que este libro es fácil.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Las frases de Mary son fáciles de traducir.

Peyniri bıçakla kesmek kolaydır.

Es fácil cortar queso con un cuchillo.

Yüzme, benim için kolaydır.

Nadar es fácil para mí.

O dağa tırmanması kolaydır.

Aquella montaña es fácil de escalar.

- Bu kolay.
- O kolaydır.

Es fácil.

Bu şarkıyı öğrenmesi kolaydır.

Esta canción es fácil de aprender.

İnterlingua dilini öğrenmek kolaydır.

Interlingua es fácil de aprender.

Cep telefonumu kullanmak kolaydır.

Mi teléfono celular es fácil de usar.

Bu arabayı sürmek kolaydır.

Este coche es fácil manejar.

Kötük alışkanlık edinmek kolaydır.

Es fácil adquirir malos hábitos.

Gençken arkadaşlar edinmek kolaydır.

Hacer nuevos amigos es fácil cuando eres joven.

John'u memnun etmek kolaydır.

John es fácil de complacer.

O soruyu yanıtlamak kolaydır.

Responder a esa pregunta es fácil.

Tom'un evini bulmak kolaydır.

La casa de Tom es fácil de encontrar.

10'a 5 eklemek kolaydır.

La suma de 5 + 10 es fácil.

Sevmek kolaydır ama sevilmek zordur.

Amar es fácil, difícil es ser amado.

İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.

- Es fácil distinguir el bien del mal.
- Es fácil distinguir lo bueno de lo malo.

Japon bayrağını çizmek çok kolaydır.

Es muy fácil dibujar la bandera japonesa.

Ölmek, aşık olmaktan daha kolaydır.

Es más fácil morir que amar.

Buradan havai fişeği görmek kolaydır.

Es fácil ver los fuegos artificiales desde allí.

Yabancı bir dil öğrenmek kolaydır.

Es fácil aprender un idioma extranjero.

Bizim çok hata yapmamız kolaydır.

Es fácil para nosotros cometer muchos errores.

Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.

Es fácil distinguirlos a uno del otro.

Birisinden nefret etmek çok kolaydır.

Es muy fácil odiar a alguien.

Bu onun için çok kolaydır.

Esto es demasiado fácil para él.

Bu makineyi idare etmek kolaydır.

Esta máquina es fácil de manejar.

Bu yeni kameranın kullanımı kolaydır.

Esta nueva cámara es fácil de usar.

Bir soğuk algınlığına yakalanmak kolaydır.

Es fácil coger un resfriado.

Onu erkek kardeşinden ayırmak kolaydır.

Es fácil distinguirlo de su hermano.

Japonca konuşmak benim için kolaydır.

- Para mí hablar japonés es fácil.
- Hablar japonés es fácil para mí.

Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.

La traducción directa es más fácil que la inversa.

Esperantoda sayı saymak çok kolaydır.

Contar en esperanto es muy sencillo.

Modern İbranice, Eski İbranice'den daha kolaydır.

El hebreo moderno es más fácil que el hebreo antiguo.

Hokkabazlık aslında göründüğünden çok daha kolaydır.

Malabarear en realidad es mucho más fácil que como se ve.

Zarar vermek yardım etmekten daha kolaydır.

Hacer daño es más fácil que ser útil.

Plan yapmak, onu uygulamaktan daha kolaydır.

Es más fácil hacer planes que llevarlos a cabo.

Af istemek izin almaktan daha kolaydır.

Es más fácil pedir perdón que obtener permiso.

Çocuklara öğretmek yetişkinlere öğretmekten daha kolaydır.

Enseñar a niños es más fácil que a los adultos.

Zenginlerin daha zengin olması daha kolaydır.

Para el rico es más fácil hacerse más rico.

Güvenli bir mesafeden cesur olmak kolaydır.

Es fácil ser valiente a una distancia segura.

Savaş yapmak, barış yapmaktan daha kolaydır.

Es más fácil hacer la guerra que hacer la paz.

Gerçeği söylemek yalan söylemekten çok daha kolaydır.

Decir la verdad es mucho más fácil que mentir.

Planlar yapmak onları uygulamaya koymaktan daha kolaydır.

Es más fácil hacer planes que llevarlos a cabo.

Arkadaş olmak kolaydır ama onlardan kurtulmak zordur

Hacer amigos es fácil, pero es difícil deshacerse de ellos.

Bu bilgisayar güçlü, verimli ve kullanımı kolaydır.

Este ordenador es potente, eficiente y fácil de utilizar.

Gerçeği söylemek, yalan söylemekten çok daha kolaydır.

Decir la verdad es mucho más sencillo que mentir.

- Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
- İş işten geçince akıllanmak kolaydır.
- Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur.

Es muy fácil criticar a posteriori.

Manevra boşluğunun ne kadar sınırlı olduğunu unutmak kolaydır.

lo limitado que es el espacio para maniobrar.

Gibi coğrafi olarak engellenmiş yayın hizmetlerine erişmek kolaydır

como Netflix, BBC iPlayer, Hulu y más, independientemente del país en el que se encuentre.

- Yüzme öğrenmek çok kolaydır.
- Yüzmeyi öğrenmek çok kolay.

Es muy fácil aprender a nadar.

- Hangisi öğrenmek için daha kolaydır, Lehçe mi yoksa Çekçe mi?
- Hangisini öğrenmek daha kolaydır, Lehçe mi yoksa Çekçe mi?

¿Cuál es más fácil aprender, el polaco o el checo?

İyi bir yalana inanmak bir gerçeğe inanmaktan daha kolaydır.

Una buena mentira es más fácil de creer que la verdad.

Bu egzersiz benim için yardım almadan yapılacak kadar kolaydır.

Este ejercicio es lo suficientemente fácil para que lo haga sin ayuda.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

Es más fácil decirlo que hacerlo.

Çok sayıda volkan bulunduğundan dolayı, Japonya'nın depremler tarafından vurulması kolaydır.

Debido a que hay una gran cantidad de volcanes, es fácil para Japón ser golpeado por terremotos.

Zaten bir şeye sahip olduğun zaman para kazanmak daha kolaydır.

Es más fácil hacer dinero cuando ya tienes algo.

Yağmur yağdıktan ve zemin nemlendikten sonra yabani otları çekmek daha kolaydır.

Después de llover y estando el suelo húmedo, es más sencillo quitar la maleza.

Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.

Como regla general, es fácil criticar pero difícil ofrecer sugerencias alternativas.

Kaçmış bir atı yakalamak söylenmiş bir sözü geri almaktan daha kolaydır.

Es más fácil atrapar a un caballo fugado que retirar una palabra escapada.